Vampirler zehirleniyordu...
Ve Vampir Klan Lideri olan Kim Taehyung'un bu davayı çözebilmek için Gölge avcısı Jeon Jungkook'un yardımına ihtiyacı vardı...
Taekook / Ölümcül oyuncaklar serisi
"Kendine yeni bir av bulmuş gibi görünüyorsun" diye fısıltıyla konuşan sarı saçlı beden yüzünde ki pişkin gülümsemeyle üvey kardeşine baktığında, Jungkook Jimin'e göz devirdi. Daha sonra bakışları hemen önünde olan ikiliye kaydığında dilini ağız içerisinde gezdirerek yanağına bir darbe attı. Çilek ve parabataisi derin bir konu hakkında konuşuyorlardı. Daha doğrusu Çilek bir lider misali bir ciddiyetle, Yoongi'ye olayı açıklıyor bu zehirlemeyi yapabilecek kişiler hakkında bir düşünceye giriyordu. Daha sonra enstitüye yabancı olan bir aşağıdünyalı bakışlar arasına girdiğinde, çilek duraksadı. Gözlerini irileştirmiş bir şekilde karşısında ki büyücüye bakıyordu. Aynı şekilde büyücünün de yüzünde yumuşak bir ifade vardı.
"Hyung" dedi çilek ağır adımlarla büyücüye ilerlediğinde. Jungkook ise ikiliye pür dikkat bakıyor, aralarında ki yakınlığı anlamaya çalışıyordu. Vampir klan liderinin kadim büyücü ile nasıl bir ilişkisi olabilirdi tahmin edememişti.
"Taehyung" dedi yumuşak sesle kadim büyücü. Yüzüne tatlı bir gülümseme yerleştirmiş, Taehyung'a doğru bir adım ilerlemişti.
"Burada ne işin var?" dedi bir eliyle enstitüyü işaret ettiğinde. Gölge avcılarının enstitüye boş bir nedenle aşağıdünyalı sokmayacağını biliyordu.
"Vampirleri portalla buraya getirdim." diye açıkladı kendisini. Seoul'ün kadim büyücüsü olduğu için bu davayla ilgilenmek zorundaydı. Belki büyüsüyle vampirlerin kanında ki zehri yumuşatabilir, iyileşmesine yardımcı olabilirdi. Enstitü müdürü, Jin'in bu gücünü bildiğinden onu da davanın içine dahil etmişti.
"Daphne ve diğerleri iyi mi?" dedi dolu gözlerinin altından. Ağlamamak için kendini oldukça sıkıyordu. Burada ağlayamazdı. Özellikle de arkasında ki sürekli kendisini yakalayan gölge avcısının bulunduğu yerde ağlamaması lazımdı. Maskesini biraz daha düşürürse, tahtı tehlikeye düşecekti. Ki zaten vampirlerin zehirlenmesiyle de tahtı oldukça sarsılmıştı.
Jin cevap veremedi. Daha doğrusu cevap vermeye gönlü el vermiyordu. Taehyung'un ne kadar hassas ruhlu biri olduğunu bildiğinden sorusuna sessiz kaldı. Ve bu sessiz kalışı bile Taehyung'u saatlerce ağlatabilirdi.
"Ah, sonunda hepiniz buradasınız!" diyen tanıdık olmayan başka bir ses koridoru doldurduğunda Taehyung başını çevirerek kendilerine doğru gelen bedeni inceledi. Giydiği gömleğin yakasından belli olan mühürleri ben bir gölge avcısıyım diye bağırsa da aynı zamanda otoriter duruşu burada yüksek bir mevkide olduğunu belli ediyordu.
