gözlerinde bi' yer

122 20 5
                                    

"Ne güzelsin." dedim.

Nasıl da parladı gözlerin.

Ben sana hep söylerim. Her seferinde bana böyle bakacaksan, canımı bile veririm sana.

Elini yanağına yaslayıp, günler boyu dalgın dalgın beni seyredeceksen,

Feda olurum senin için.

Yazık olurum.

Olsun.

Sana olurum.

O gözlerin, beni bulacaksa hep,

Kalabalığın ortasında dikilip yana yakıla beni arayacaksa,

Ben bu uğurda feda da olurum, yazık da.

Kalbim senin adınla taklalar atarken, nefesim, senin fısıltınla son bulurken, korkarım mı sandın?

Senin olmaktan endişeleneceğimi mi düşündün?

Baştan aşağı senin sevdanla bezenmiş bu bedenim, katlanamaz mı sandın, üç beş zorluğa?

"Ne yapsam?" dedin. Yine öylece oturmuş,dalgın dalgın beni seyrediyordun. Keyfime diyecek yoktu. Nasıl da mutluydum. Tüm hafta sen yüzündeki dağılmış ifadeyle beni seyrederken, ben keyfimden dört köşeydim.

"Sonunda başardın oğlum!" diyordum içimden. Kıpır kıpırdım. Mutluluktan yerimde duramıyordum.

Umut insana neler yaptırıyor, görüyorsun.

Yüzümde sürekli tutmaya çalıştığım bir gülümseme, zaman zaman karşılık veriyordum bakışlarına.

Onu bile fark etmiyordun.

Öyle kendinden geçmiş bir halde izliyordun ki beni, benim de arada sana dalıp gidiverdiğimi fark etmiyordun.

Etseydin canıma okurdun, biliyorum.

Ben de bundan karar, aynı sen gibi elimi yanağıma yaslar, seni izlerdim.

Bana hiç iyi gelmedin.

Ah o gözlerin.

Ta içine bakar, daldığım gibi çıkamazdım oradan.

Bana masallar okurdu o gözlerin.

Uzaklara bakar, akıl sır ermez hikayeler anlatırdın.

Anlattıkların bazen mutluluktan, bazen acımdan ağlatırdı beni.

Ben senin yanında hep ağlardım Wooyoung.

Sen de her gözlerim dolduğunda, bana o şefkat dolu gözlerinle bakar, usulca saçlarımı okşardın.

Şefkatle saçlarını okşamak isteyen asıl bendim.

Ama şefkatimden dolan gözlerim yüzünden hiç göremedin.

Gözlerinde bir yer vardı senin.

Bir ben okudum.

Bana değil de öyle uzaklara dalıp gittiğinde, kaybolurdum.

Aynı içerisinde yaşadığın o siyah beyaz fotoğrafa benzerdi gözlerin.

Üstüne asfalt dökülmüş tonlar gibi toprakta, ağır bir yükün altında yaşardın.

Hiç rahat bir nefes almış mıydın?

Sahi, ellerimden tutup gezdirir miydin beni, gözlerindeki o diyarda?

Ne çok sevdim seni Wooyoung. Acaba sevgim dokundu mu hiç sana?

Hep istedim. Hep gönlümce göstereyim, hissettireyim sana sevgimi istedim.

Seni öyle güzel seveyim ki senden yana bir şey kalmasın geriye istedim.

Yine de bana kızarsın diye korkumdan, biraz da dokunursam dağılırsın endişesinden pek yanaşamadım sana. İster miydin?

İster misin beni, Wooyoung?

Sana dair hiçbir pişmanlığım olmadığını ve olmayacağını, yalnızca gönlümce seni sevdiğimi söyesem, o güzel gözlerinde ağırlar mısın beni?

"Gözlerinin yansımasında kendimi görüyorum." diyorsun arada, bana dalıp gittiğin uykundan sıçrayarak uyandığın sıralarda.

Nedeninin biliyorum, biliyorsun.

Sevdalıların gözleri böyle olur.

Sana bakarken gözlerim hep biraz yaşlı. Ondan kolay oluyor benden kendini seyrin.

Ama ben, çok nadiren görüyorum kendimi, senin gözlerinde.

Bazen korkuyorum. Orada değilsin zannediyorum, içime soğuk soğuk karlar yağıyor.

Bazen ise yansıtıyorsun kendini gözlerine. Seni görüyorum, sen korkuyorsun.

Korkma Wooyoung. Buradayım.

Sen varsın. Küçük bir çocuk kılığındasın. Bu safer saçlarımı okşamak istesen bile, yetişemezsin.

Ama üzülme, bu sefer saçları okşanan sen olursun belki.

Salıncağa da bineriz, lunaparka da gideriz.

Elimden tut.

Bırakma.


*




*

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.




gözlerinde bi' yer vardı

saklardım en derinde



wooyoung bir tuhaf adamdır | woosanWhere stories live. Discover now