twenty six

33 12 0
                                    

Louis, stüdyodan yeni gelmişti. İlk yayınlayacağı tek parçalık şarkı olan If I Could Fly'ı kaydetmişlerdi ve daha hala tam bitmemişti ama dün akşam tekrar seslendirdiği ve sosyal medya da paylaştığı Look After You şarkısı herkes tarafından sevilmiş ve şimdiden 50 bin beğeni almıştı.

Louis, tüm bunları kafası biraz daha dağılsın diye yaparken eninde sonunda her şeyin Harry'e çıkması onun bundan kurtulmasını zorlaştırıyordu. Bitmişti, onların ilişkisi bitmişti bunu düşünmeye gerek yoktu. Geri dönüşü olmayacağını biliyordu, hatta belki de Harry şu anda çoktan İngiltere'ye uçmuştu.

Ama onunla sevgili olduğu gece yazdığı şarkıyı seslendirirken onu düşünmemek elde miydi?

Hızlıca gözlerini kapattı ve ağzına attığı ağrı kesiciyi su içmeden yuttu, başı feci derecede ağrıyordu.

Her ne kadar müzik konusunda çok heyecanlı olsa da Harry'le yaşananlardan dolayı kendini üzgün hissediyordu ve bu onu mutsuz olmaya itiyordu. Sadece bir süre mutlu olamaz mıydı? Neden her zaman zor bir duruma düşmesi ve her şeyin bitmesi gerekiyordu.

Evet, her güzel şeyin bir sonu vardı ama bu böyle olmamalıydı.

Kendini çok kötü hissetmesi bir yana ilk şarkısının kaydına başladığına bile sevinemiyordu. Doğruca yukarı çıktı ve yatağına girdi tek yapmak istediği uyumaktı ve başka bir şey değildi.

Zaten kaç gecedir uykusunu tam alamıyordu ve bu onu daha da halsiz yaparken güçlükle midesine aldığı yemekleri de çıkarmaya başlamıştı. Alkolü fazla tükettiği her hafta böyle olurdu zaten.

Yatağına girdi ve gözlerini kapattı düşünmekten kaçmanın tek yolu uyumaktı ve son zamanlarda da ihtiyacı olan tek şey uykuydu. Yapacak başka bir şeyi de yoktu.

Bir kaç dakika içerisinde uykuya dalmıştı, hava henüz aydınlıktı fakat koyu renk perdeleriyle içeriyi karanlık yapmıştı bu da onun daha rahat uykuya dalmasını sağlayacaktı.

Tam uykuya dalmışken aniden gümbürdeyerek çalan zil sesiyle hızlıca gözlerini açtı. Küfrederek yatağından çıktı bir günde rahatça yatağında yatamayacak mıydı?

Hızlıca merdivenleri indi, tenine değen soğukla açıkta olan kollarını örttü. Evde kaldığında eğer yalnızsa sadece altına geçirdiği bir eşofman olurdu, yatacağı içinse kısa kollu giyinmişti. Hala kış ayında oldukları içinse bu onun hasta olmasına yeterdi, ama şu anda bunu düşünecek konumda değildi.

Kapıya geldi ve hızlıca açtı eğer gelen Zayn'se çok ciddi hesap soracaktı ona. Çünkü uykusundan etmişti.

Fakat kapıda ki kişi Zayn değildi. Hatta görmeyi beklediği son kişiydi.

Louis, şaşkınca Harry'e bakarken neden buraya geldiğini anlamamıştı. O gün kafeden çıkarken bir daha dönmeyeceğini bir şey söylemeden belirtmişti resmen.

''Harry?''

Harry, bir şey demeden yüzünü eğdi ''İçeri gelebilir miyim?''

Louis, bir cevap vermek yerine hala şaşkınca bakarken kapıyı sonuna kadar açmış ve Harry'nin geçmesi için müsaade etmişti.

Sonra beraber oturma odasına yönelmişlerdi. Louis onun arkasından giderken kendini katı olma konusunda tembihlemişti. Bugün her şey bitecekti. Bitmek zorundaydı.

Kanepeye yerleşmişlerdi aynı ilk kavgalarında ki gibi. İkisi de birbirlerinin suratına bakarken Louis ortaya atılmıştı ''Niye geldin? Çoktan İngiltere'ye dönmüşsündür diye düşündüm ne de olsa artık seni buraya bağlayan bir şey yok.''

Mistletoe | Larry Stylinson [✔]Where stories live. Discover now