28.

223 13 7
                                    

Setin yorgunluğu ile eve adımımı sonunda atmış bulunmaktayım. Yaptığım ezberler beynimi sulandırıyordu artık. Parası pulu iyide ama çok yorucu gerçekten.

Koltuğa kendimi attım. Gözlerimi dinlendirirken çalınan kapıya ofladım. "Hay bir kere de dinleneyim ama dimi? Hani bir kere ya!" Söylenerek kapıyı açtım.

Talha çantasını kenara koyup direkt salona geçti. Her zaman sarılan Talha yani biricik sevgilim niye sarılmadı bana? Peşinden salona gittim. Koltuğa oturmuş ayağını sallıyor, benden gözlerini kaçırması daha da ürkmeme neden oluyordu.

"Sena gerçekten senin aklın yerinde mi?"

Sevgilim, aşkım, güzelim demedi... Sena dedi...

Anlık sorduğu soru ile dona kaldım. Ne yapmıştım ki ben? Yanlış bir hareketim mi oldu? Yo olmadı. Yorgunluktan sinirlerim tepemde olduğundan daha çok sinir oldum.

Ayağa kalktı ve tam önüme dikildi. Sinirden dişlerini sıktığı gerilen çenesinden belliydi. "Zaten yorgun argın setten geldim. Sinirlerim tepe-" Bağırarak lafımı böldü.

"Nasıldı bari öpüşme sahnen? Güzel miydi? Benimle öpüştüğün gibi öpüşebildin mi elin adamıyla?!"

Yüksek ses... Eski günleri, yaşadığım travmaları, en kötüsüde babamı hatırlamamı sağladı.

"Bana bağırma!" İstemsizce benimde sesim yüksek çıkıyordu. Sinirden ikimizde birbirimizin kalbini kıracaktık. Ama o bunun farkında bile değil şuan; o kadar gözü dönmüş...

"ELİN ADAMIYLA ÖPÜŞMENİ İSTEMİYORUM YA! BU KADAR MI ZOR? DİZİ BİLE OLSA ÖPÜŞMENİ İSTEMİYORUM! BEN Mİ ANLATAMIYORUM?"

Hayır, hayır... Bu benim sevdiğim adam değil, bu benim sevdiğim Talha olamaz. Kıskançlıktan gözü dönmüş resmen. Derince yutkundum sinirimden elimi yumruk yaptım, sıktım.

Kahvelerimi yeşillerine odakladım. Hiç kaçırmadan, "İLK OLARAK BENİM İŞİME KARIŞAMAZSIN!" Sıktığım yumruğumu göğsüne indirdim, bir adım bile haraket etmedi. "ÖPÜŞME SAHNEME GELİRSEKTE O SAHNELERİ EDİTLİYORLAR, BİZ GERÇEKTEN HAYVAN GİBİ ÖPÜŞMÜYORUZ TABİKİDE!"

Gözlerini yere çevirdi ve derince nefes aldı, sesini özenle alçalttı. "Bir tek benimle o güzel anları paylaş istiyorum güzelim."

Allah kahretsin babam gibiydi... Babam gibi davranıyordu şuan! Önce kalp kır sonra yumuşak davran... Babam gibiydi işte...

Gözlerimin dolmaması için tüm vücudumu sıkmaktan kaskatı kesilmiştim resmen. Omzuma uzanan elini ittirdim. "Dokunma bana." Sarılmak için kollarını iki yana açıp yaklaşınca bağırdım. "DOKUNMA BANA!" Şok olmuş ifadeyle bana bakıyordu.

İçimden geleni yaptım ve tokatı yanağına bastım. Yana savrulan başını dikleştirdi, elini yanağında gezdirdi. "BABAM GİBİ DAVRANMAYI KES! BABAMI HATIRLATIYORSUN BANA!"

Vestiyara astığım deri ceketimi hızla üzerimi giydim, mutfaktaki telefonumu da hızla alıp eşofmanımın cebine soktum. Ayakkabılarımı giyerken özürler sıralıyordu. Conversimi uzun cebelleşme sonucu ayağama giyince onun da ayakkabılarını giydiğini gördüm. Anlamaz gözlerle bakınca, "Bende geliyorum." dedi.

İkinci tokatı da çarpmamak için içimden sabır çektim. "Evime gidiyorum ben. Bana ait olan evime." Buda kapak olsun!

Gözlerinde hayal kırıklığı geçti sanki, nefes alış verişi yavaşladı, sorgular gözlerle baktı. "Senin evin, benim evim mi oldu şimdi?"

Dediğini umursamayıp hızla arabama bindim ve gazı kökledim. Sinirden direksiyona birkaç kere vurdum, göz yaşlarımın dökülmesine izin verdim. "Böyle olacağını biliyordun işte, bunların yaşanacağını bile bile ne diye bu kadar kaptırdın kendini?" Ağlayarak kendi kendime söyleniyordum.

Oyuncu Kız || Tayyip Talha Sanuç Where stories live. Discover now