🖤12.Bölüm🖤

608 52 9
                                    


💔
Herkesin bir gideni vardır
Bir türlü uğurlayamadı
~Turgut Uyar~











Güneş hafif hafif dağları aşmaya başlarken beylerin derin derin alıp verdikleri nefes seslerine sonunda hocanın uzun ve tiz düdük sesi karışmıştı.

Herkes yorgunlukla kendini bir tarafa atarken rahatlamış bir iki nefes alıp verdiler.

Hoca kısa süre sonra tekrar düdüğünü çaldığında ise yeniden ayaklanıp hocanın etrafında toplandılar.

"İyi iş çıkardınız beyler bravo. Gün geçtikçe kondisyon eksiğinizi kapatıyoruz"

Bir yandan tercüman hocanın dediklerini çevirirken Arda yanında bulunan Emir'e döndü.

"Bir zahmet ilerlesin amına koyim, şafak operasyonuna çıkar gibi idmana geliyoruz. Götüm dondu soğuktan"

Emir hocanın bakışlarının onlara döndüğünü fark edince koluyla Arda'nın karnına doğu sertçe vurdu.

Arda aldığı darbenin etkisiyle "LAN!" diye yükseldiğinde ise artık bütün takımın bakışları onların üzerindeydi.

"Lam yani... Şey hocam lamba" dedi eliyle sahanın kenarındaki lambaları göstererek.

Herkes ne diyorsun oğlum der gibi bakarken onunda verecek bir cevabı yoktu.

Ne diyordu hakikaten?

Hocanın adımları tam önünde durduğunda kaşları da çatılmıştı.

Sabahın kör şafağında her şeyde yolundaydı maşallah.

Derince yutkundu. Nefesini başka yerlerden alırken sonunda sesini buldu ve söze girdi.

"Lambalar hocam. Yanıyorlar ya hani."

Arkdan "Hadi bee. Eee oğlum sen bütün büyüyü bozdun ama şimdi olmaz ki böyle" diye alayla yükselen Salih abisi hiç yardımcı olmuyordu.

"Eee Arda"dedi hocası bir elini omzuna atarken.

Psikolojik olarak yeterince baskı altındaydı zaten ne gerek vardı ki yani fiziki bir baskı da kurmaya.

"Yanmasalar mı acaba? Hani biz idmanı yapmak için güneşin doğmasını falan beklesek mesela"

"Hep demişimdir bu çocuk çok çalışıyor ama zeki değil maalesef" diye yükselen Salih abisi cidden hiç yardımcı olmuyordu.

Araya ufak bir kaç kıkırtı karşırken hocanın ters bakışları etrafı tarayınca hepsi susmuştu.

Arda da gayri ihtiyarı etrafına göz gezdirdiğinde gülmemek için yanaklarını ısıran ve gülme patlaması yaşamamak için itina ile birbirelinin suratına bakmayan Semih ve Talhayla göz göze geldi. Hemen yanlarındaki Cenk abisi ise nadir görülür şekilde sessiz ve bayık bayık bakıyordu etrafa, Necip ve Mert her zaman oldukları gibi sakince ortamı inceliyorken yüzlerinde hafif bir tebessüm vardı. Geri kalanların çoğu ise aynı Semih ve Talha gibi gülmemek için epey çabalıyorlardı.

Çok vefalı dostlar edinmişti gerçekten de.

Hocasının ters bakışları üzerindeyken hafifçe dudakları aralandığınfa tekrar derin bir nefes alıp telaşla önce o girdi lafa.

"Yani şey uzmanlar falan diyor ya hep internette falan enerji tasarrufu yapın, gelecek nesillere temiz bir dünya bırakalım falan diye ben ondan dedim hocam yoksa yani sen sabah altı değil beş de desen ben o satte de gelirim sıkıntı yok"

Hocasının ters bakışları düzelirken "Aferin" dedi oldukça sakin bir sesle.

"Hocam ben valla o anlamda deği... Anlamadım"dedi boş boş hocasına bakarken.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: 4 days ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zümrüt Yeşili / SEMİH KILIÇSOYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin