Herkese tekrardan merhabalar. Yeni bir bölüm ile karşınızdayım.
Lütfen yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin. Yorumlar beni çok mutlu ediyor.
Keyifli okumalar dilerim.
Alin karşısında gördüğü buğday tenli kadın ile birlikte bir kez daha yıkıldı. Onca yılın ardından genç kadın bütün gerçekliği ile karşısında duruyordu. Hem de kucağındaki çocuk onundu.
Ece'yi görünce, "An-ne, annee uuuuu" deyip ellerini sallamaya başladı minik kız çocuğu.
Yani tahmini doğruydu Alin'in. Ece evlenmiş üstüne üstlük bir de çocuğu olmuştu.
Ece, Alin'i karşısında gördüğünde put gibi dikilip kaldı. Ela'yı kaybetti diye aklı çıkmıştı. Kızını Alin'in kucağında görmeyi beklemiyordu. Evet tanımıştı Alin'di bu. Her ne kadar fiziksel olarak değişikliğe gitmişse de yıllarının birlikte geçtiği kadını bir çırpıda tanımıştı Ece. Tanıması için gözleri yetmişti.
Alin, girdiği transtan çıkıp kendisine doğru gelen Ece'nin kucağına uzattı Ela'yı. Rüya mı görüyordu yoksa bunlar gerçekleşiyor muydu anlam veremedi. Karşısında Ece'yi bu halde görmeyi beklemiyordu. Bir çocuğu olabileceğini elbette tahmin etmişti ama bu şekilde karşısında görmek onu hayal kırıklığına uğrattı.
"Ela gel buraya kızım, aklım çıktı! Aklım çıktı. Bir daha elimi bırakma tamam mı? Annenin yanından ayrılmak yok?" deyip minik bebeği öpüyor bir yandan da kokluyordu Ece.
Ece, Alin'in gözlerine bakamıyor bakışlarını ondan kaçırıyordu. Onca sene sonra tekrar karşılaşmaları ona da sürpriz olmuştu. Kucağında bebeği varken Alin'e bakmak onu birlikte oldukları yıllara götürdü bir an. Bunun hayalini birçok kez kurmuşlardı fakat ne çocuk Alin'indi ne de Ece artık Alin'e aitti.
Alin, "Bebeğine kızımızın adını vermişsin..." diyebildi sadece.
Bu kelimeler dudaklarından istemsizce dökülmüştü Alin'in. Evet doğruydu kızına "Ela" ismini koymuştu Ece. Alin ile birlikte gençlik yıllarında kendi isimlerinin harflerinden Ela'yı türetmişlerdi. Eğer kızları olursa ona bu ismi koyacaklardı.
Ece olduğu yerde durdu bir süre. Alin'e ne cevap vereceğini bilememişti. Şuanki durumlarına gülse mi ağlasa mı bilemiyordu. Kucağında kızı ile Alin'in karşısında dikiliyordu sadece.
"Alin ben..." dedi fakat devamını getiremeden Alin onun sözünü bir bıçak gibi kesti.
"Sus sus lütfen konuşma, adımı ağzına alma duymak istemiyorum hiçbir şey" dedi hızla.
Şimdi sinirlenmişti işte Alin bugün olmazdı, hayır. Tam da yeni bir hayata başlayacağı bugün olmazdı. Ece bütün gerçekliği ile karşısında dikilemezdi.
"Hadi ama Alin bana düşman mı oldun şimdi de? Aradan yıllar geçti. Biz olgun insanlarız.." demeye kalkışınca Alin daha fazla bu saçmalığı dinlemek istemedi ve geldiği yöne doğru ilerleyip asansöre bindi.
Kapılar kapanırken karşısında duran Ece'ye gözlerindeki hüzün bulutu ile birlikte bakıyordu. Hayır ağlamayacaktı en azından Ece'nin karşısında değil.
Dördüncü kata geldiğinde asansörden çıktı Alin. Hiçbir şey olmamış gibi hızlı adımlar ile Serhan'ın odasına doğru ilerledi. Serhan'ın odası da onunla birlikte aynı kattaydı. Odaların üzerindeki isimlere bakarak Serhan'a ait olanı buldu Alin. Tam kapıyı çalacakken kapının aralık olduğunu farketti. İçeriden bağırtı sesleri geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİL GÖLGE - GxG
RomanceBu bir GxG hikayesidir. Homofobiksen hikayemden uzak dur. Yer yer +18, küfür ve argo kelimeler içerebilir. Tüm hakları şahsıma aittir. Hikayemin, çalınması veya izinsiz kopyalanması durumunda yasal yollara başvuracağımı biliniz. 02.09.2021