ŞÜPHE

74 3 14
                                    

Sabah olmuştu Labirent' in kapısı da öylece bekliyorduk ama kimse gelmiyordu. "Gelmeyecekler." dedi Newt. Herkes labirent' in kapısının önünden ayrıldı ama Chuck hala kapının önünde bekliyordu.

"İşte geliyor!" dedi Chuck kafamı arkaya doğru çevirdim. Gerçekten geliyorlardı Thomas ve Minho Alby' yi omuzlarında taşıyorlardı. Alby hala baygındı. Onlara doğru koştum.

Alby' yi hemen iki kişi omuzlarına alıp revire götürdüler. Minho' ya doğru koşarak sımsıkı sarıldım oda bana sarıldı. "Seni çok merak ettim." dedim korku dolu sesimle. Bana sımsıkı sarılarak "Merak etme güzelim ben gayet iyiyim." dedi.

"Izdırap veren gördünüz mü?" dedi Chuck. Thomas nefes alıp vererek "Evet bir tane gördüm." dedi. Minho derin bir iç çekerek "Sadece görmedi onu öldürdü." dedi Minho. Herkes şok içinde Thomas' a bakıyordu.

20 dakika sonra

Hepimiz bir odada toplanmış toplantı yapıyorduk. Çünkü Thomas kurallarımızı çiğnemiş ti. "Bence Thomas' a çok iyi bir ceza vermeliyiz çünkü kurallarımızı çiğnedi." dedi Gally. Newt Minho' ya doğru kafasını çevirerek "Minho sen koşucuların şefhisin sen bu konu hakkında ne düşünüyorsun?" dedi.

Minho derin bir iç çekerek "Bence onu koşucu yapalım." dedi. Ne herkes şaşkınlıkla Minho' ya bakıyordu. "Minho saçmalama istersen. Thomas iki gündür burda. Bence iyi bir ceza vermeliyiz öyle değil mi Newt?" dedi ve Newt' a doğru döndü.

Newt kafasını kaldırdı. "Haklısın Thomas kurallarımızı çiğnedi. Çukurda yemek ve susuz bir gece kalıcak." dedi. "Yapma Newt! Çukurda yemek ve susuz onu labirent' e girmemekten caydırırmı sanıyorsun?" dedi Gally.

"Haklısın Thomas kurallarımızı çiğnedi ama bir ızdırap veren öldürdü." dedi. Thomas' a doğru döndü "Yarından itibaren koşucusun." dedi.

Tam o sırada dışardan sesler geldi.
Dışarı doğru ilerledik herkes asansörün oraya doğru ilerledi. Asansörden birimi gelmişti bu imkansız.

Asansörün kapısını açtık ve içerde biri baygın yatıyordu ama bu bir kızdı. Herkes şaşkınlıkla bakıyordu. Newt asansörün içine atladı ve elinde bir not vardı. Elindeki notu alıp okumaya başladı. "Bu göndereceğimiz son kişi." yazıyordu nota. Newt kafasını yukarı kaldırıp bize bakarak "Bu ne demek oluyor?" dedi. Kimse cevap vermiyordu.

Tam o sırada kız gözlerini açtı. Nefes nefese uyanmıştı "Thomas!" dedi. Herkes şaşkınlıkla Thomas' a bakıyordu.

15 dakika sonra

Bu kızın Thomas' la ne alakası vardı. Acaba labirent' e girmeden önce Thomas' ı tanıyormuy du? Çok garipti.
Kızı revire götürdük ve hala baygındı.

Newt kafasını Thomas' a doğru çevirdi "Bu kız seni nerden tanıyor?" dedi. "Bilmiyorum." dedi. "Hem neden bu kız göndere bilecekleri son kişi?" dedim merakla. Minho kafasını bana doğru çevirerek "Bilmiyorum." dedi. Kafasını Thomas' a doğru çevirerek. "Thomas gelsene bi." dedi Minho ve revirden çıkıp dışarıya doğru ilerlediler.

Aradan bir kaç dakika geçmişti. Kız aniden gözlerini açıp ayağa kalktı. "Neresi burası neredeyim ben?" diye panik yapmaya başladı. "Sakin ol." dedim de kız aniden dışarı çıktı ve kalenin üstüne doğru çıktı.

Kalenin önüne gelip oku sakinleştirmeye çalışıyordu ama yukardan bize meyve atıyordu. Minho ve Thomas arkamızdan geliyordu. "Burda neler oluyor?" dedi Minho "Yeni çaylak diğerlerinin kafasına meyve atıyor" dedim sırıtarak. Nedense komiğime gitmişti.

Thomas kaleye çıkıp onunla birşeyler konuşuyorlardı. Ne konuşuyorlardı. "Hey Thomas herşey yolunda mı?" Thomas kafası gösterip "Evet!" diye bağırdı.

30 dakika sonra

Revirdeydik. Alby hala baygın yatıyordu. Teresa' nın cebinden seruma benzer birşey çıkmıştı ve evet adı Teresa' dı. "Ya ölürse?" dedi Newt. Thomas kafasını ona doğru çevirerek "O zaten ölü." dedi Thomas ve Alby' e doğru yaklaşarak. Tam serumu Alby' e sokacak ken. Alby anında gözlerini açtı.

Alby Thomas' ın omuzlarına daldı "SENİ HATIRLIYORUM!" dedi bağırarak Newt ve ben Thomas' ı
Alby' den ayırmaya çalışıyorduk. Tam o sırada Teresa serumu Alby' nin göğsüne saplamıştı. Alby anında durdu ve yavaş yavaş gözlerini kapattı.

Gally içeri girdi "Thomas güneş batmak üzere." dedi ve dışarı doğru ilerlediler.

💓

Akşam olmuştu yatak odasına doğru ilerlerken. Ormandan bir çıtırtı sesi geldi. Ne olduğunu merak edip ormana doğru ilerledim. Orman çok karanlıktı ve ölüm sessizliği vardı.

Etrafta dolaşırken arkamda gene bir çıtırtı sesi duydum. Aniden arkamı döndüm hiç birşey yoktu.

Sonra biri şey beni ağaca doğru yasladı. İki elimi tek eliyle sıkıca tutuyordu ve çığlık atmamam için ağzımı da sıkıca tutuyordu. Kim olduğunu karanlıktan göremiyordum.

"Güzelim." dedi. Ah tanrım bu
Minho' du sesinden tanıdım. Elini ağzımdan çekerek "Sen manyaksın biliyorsun dimi?" dedim sırıtarak. Bana doğru güldü "Ne ya en azından ikimiz yanlız kaldık." dedi gülerek.

"Ya sen Delisin biliyorsun değil mi?" dedim sırıtarak. Güldü "Sana deliyim kızım." dedi sırıtarak.
Dinime daha çok yaklaştı.

Ardından dudaklarını dudaklarıma yıldızların altında değdirdi...

Yıldızlar sanırım bizim aşkımızın simgesiydi. Hem beni ilk öptüğü de yıldızların altındaydık. Bundan sonra benim sihirli kelime yıldızlardı...

💫

Herkes selam canlarım
15.Bölümün sonuna gelmiş bulunmaktayız. Biliyormusunuz ben bugün okula gittim ve bu hikayeyi okulda yazıyorum aslında yazmadan bir kaç dakika önce ben bu hikayeyi yazmayı bitirmiştim ama bazı ayarlar sonucu hikayenin yarısı silindi ve baştan yazdım ve şuan beden dersindeyiz herkes dışarda ama ben hariç sınıfta sizler için kitap yazıyorum. Umarım sevmişsinizdir yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum sizleri çok ama çooooooooooooookkk seviyorum kendinize iyi bakın bir sonraki bölümde görüşmek üzere:)


LABİRENT: TEK KIZOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz