05.05.2007
Etrafa çiçeklerin güzel kokusu yayılıyor, kelebeklerin kanat çırpışları beni heyecanlandırıyordu. Elime konan turuncu bir kelebek ile gözlerim parladı. Havanın sıcaklığı tepeme vuruyordu. Elimdeki kelebeğe odaklanmışken başıma vuran güneşin kapandığını fark etmem ile kafamı arkaya çevirdim. Sarsıntı sebebiyle elimdeki kelebek hızla uçup gitti. Kaşlarımı çatıp arkama döndüm, benden biraz daha uzun olan ve muhtemelen yaşıt olduğum bir çocuk duruyordu. Onun yüzünden kelebeğim kaçmıştı! Onu omuzlarından itince yere düştü, bende onun üzerine doğru yürümeye başladım.
"Hey! Ne yaptığını sanıyorsun? Senin yüzünden kelebeğim kaçtı!"
"Aptal mısın? Kelebeklerin ömrü bir gün zaten, birazdan ölür."
"Hiçte bile o ölmez ki hep yaşar."
Gözlerim dolmuştu. Sesim titrek çıkıyordu. Kelebekler ölür müydü ki? Ama ben yaşasın istiyordum, hep benimle kalsın istiyordum. Ağlamaya başlayınca ellerimle yüzümü kapattım. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.
Yerdeki çocuk kalkıp üzerini silkeledikten sonra yanıma geldi. Bir elini omzuna atıp beni banka oturttu, o da yanıma oturunca elleriyle yüzümdeki ellerimi indirdi. Baş parmağı ile göz yaşlarımı silip sırtımı okşadı. Daha sonra gülümseyerek bana döndü.
"Ama aslında ölmezler ki kelebekler kendini evine kapatır sonrada orada tırtıl olurlar."
Burnumu çekip yaşlı gözler ile kafamı kaldırıp ona baktım, gülümsemesine karşılık gülümsedim.
"Gerçekten mi!? Yani ölmüyorlar mı?"
"Hımhım ölmüyorlar."
Kafamı yere çevirince yerde sürünen bir tırtıl gördüm. Hemen heyecanla yerimden fırladım. O da yanıma çömeldi. Kocaman açtığım gözlerimle tırtılın her hareketini dikkatle seyrediyordum.
"Çocuk bak, bu da mı kelebekti yoksa?"
"İsmim Hyunjin çocuk değil. Ve o da bir kelebekti."
"Bende Felix! Tanıştığıma memnun oldum."
"Bende mızmız Felix."
Gözlerimi tırtıldan ayırıp tekrar kaşlarımı çattım ve yüzüne baktım.
"Ya! Ben mızmız değilim!"
"Bak yine mızmızsın."
"O zaman sende buzdolabısın. Beş yaşında değil misin? Niye bu kadar somurtkansın? Yaşlılar gibi."
"Hayır ben yedi yaşındayım. Sen daha bebeksin mızmız Felix."
Ayağa kalkıp ona tepeden çatık kaslarımla bakmaya başladım. O da altta kalmayıp ayağa kalktım. Tekrar onu itmeye yeltenince o da dirseklerimden tuttu. Böylece o betona bende onun üzerine düştüm. Ve televizyonlarda gördüğüm bir şey oldu! Benim dudağım onun dudağına değmişti, bu gerçekten garipti.
"Hey! Neden beni öptün?"
"Ya! Sen beni öptün!"
"Üstümde olan sensin akıllım, hem sen kız değilsin ki? Öpmemeliydin."
"Uf özur dilerim isteyerek olmadı. Hala arkadaş mıyız?"
"Evet ama bir daha yapma."
"Felix!"
Annemin sesini duyunca hızla arkamı döndüm. Koşarak anneme sarıldım. Daha sonra başka bir kadın daha geldi. Hyunjin koşarak ona sarıldı, sanırım annesiydi. Annem kadına gülümsedi.
YOU ARE READING
Sen Evlisin/Hyunlix
FanfictionÇocukluk arkadaşı Hyunjin'e beslediği duyguları fark eden Felix, Hyunjin'in artık evli olduğunu bile bile onu sevmeye devam eder.