Xll

30 6 4
                                    

🐬

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


🐬

Onun ne kadar güzel olduğu hakkında

O kadar aptalım ki kendimden nefret ediyorum. Daha erken başlayabilmek gibi bir fırsatım olmasına rağmen, egomla bu fırsatı geri tepmiş olmam; ne kadar da küstahça! Keşke fark edebilseydin. Keşke  fark edebilmeni sağlayacak kadar cesur olabilseydim. Böyle küstah bir egoistin, nasıl kendisinden nefret etmesine sebep olabildiğini anlamıyorum! O kadar mükemmelsin ki, saçların suratına düştüğünde ve narin ellerinle gözlerinden saçlarını çektiğinde, içimde büyüyen şehvete engel olamıyorum! Çok aptal ve gülünecek haldeyim ki bunları düşünüyorum. O kadar büyüleyicisin ki beni duygudan duyguya sokabiliyorsun. Nasıl koktuğun, her zaman aklımda patlamak üzere olan bir soru olarak kalacak. O kadar merak ediyorum ki... Keşke bana son kez sarıldığında kokunu ezbeleyecek vaktim olsaydı. Hayır... Vaktim vardı... Ancak bu vakti değerli şekilde kullanamayacak kadar aptaldım. O kadar güzelsin ki, ah, o kadar güzelsin ki asla kelimelere dökemem. Seni çok seviyorum.

M. B.

Tükenmez kalemin ucunda akmaya başlayan birkaç damla mürekkep, dikkatini yerine getirdi.

Pembeleşmiş burnu çekti, tıpkı burnu gibi pespembe olan suratı ile gülünecek haldeydi. Kızarmış yanaklar, durmadan çekmesi gereken burnu onu savunmasız hale getirmişti.

Önce saatine daha sonra birkaç mürekkep damlasıyla kirlenmiş kağıda baktı sarışın çocuk. Kağıdı özenle katladı. Ellerine bulaşmış mavi mürekkep, kağıdı daha çok kirletirken, burnunu birkez daha çekti. Kağıdı cebine koyup ayağa kalktı. Kendi elleriyle yazdığı şeyden utanan sarışın, yanan suratını hafifletmesi umuduyla, gitmeden önce yüzünü yıkayıp çıktı.

Apartmanın merdivenlerin sekerek inerken, tekrar saatine baktı. Chigiri gelmiş olmalıydı. Büyük ihtimalle oraya vardığında, kızıldan neden bu kadar geç kaldığıyla ilgili uzun süre azar işitecekti. Ancak ondan bunu yazmasını isteyen kişinin ta kendisiydi! Bunu yazarak biraz fazla oyalandığı için onu suçlayamazdı.

Apartmandan inen Bachira heyecanlı adımlarla ilerlemeye devam etti. Chigiri'ye yazdığı şeyi göstereceğinden duyduğu utanç ve heyecandan olsa gerek, yol boyunca sekerek ilerledi. Ancak heyecanı, özenle yazıp katladığı kağıdın, cebinden düşmesine neden olmuştu. Bachira bunu fark etmediği için, hala sekerek yoluna devam ediyordu.

Chigiri, duygularını bir kağıda yazmasını istemişti. Böylelikle rahatlatacağını ve ferahlayacağını iddia ediyordu. Bachira ise, onun bu kararına hiç düşünmeden uyup, kağıda tecrübeli bir yazardan çıkmışçasına kelimeler dökmüştü.

Birkaç dakika sonra buluşacakları yere vardı sarışın olan. Kilometrelerce uzaktan bile belli olan, görkemli ve cazibeli kızıl saçları onu hemen ele veriyordu. Ancak bu cazibeli kızıl saçların arkasında çok kızgın bir canavar yatıyordu. Bu Bachira'nın bencil prenses Chigiri'yi tanımlama şekliydi.

romantic killer 。⁠*゚⁠+ Where stories live. Discover now