7

42 15 59
                                    

Yazar'dan (🙈)

Kapıyı kapatıp kafasını yasladı Minho.
Aşağıdaki adam ona gerçekten çok güzel hissettitiyordu. Ona aşıktı inkar etmiyordu artık, ondan kaçmıyordu da.
Onu iyi etmek, en güzel duyguları yaşatmak istiyordu.

Yatağa ilerleyip öğretmeninin onun için çıkardığı tişörtü eline aldı. Baskılı, bol ve beyazdı. Kendi okul formasını çıkarıp tişörtü giyindi. Tişört tıpkı Jisung gibi kokuyordu. Bu gülümsetti Minho'yu, eliyle yakasından tutup burnuna doğru tuttu. Gerçekten çok güzel kokuyordu.

Şortu da giyindikten sonra inceledi biraz odayı genç adam. Küçük bir odaydı ama gayet hoştu. Masanın üstünde, vazosu suyla dolu bir demet gül vardı. İlerleyip masanın önüne geldi. Bir sürü kağıt ve defter vardı. Kendisinin çok düzenli olup öğretmeninin çok dağınık olması yine gülümsetti onu.

Bir defter takıldı gözüne. Çünkü diğer defterlere kıyasla daha şişkindi ve sayfaların arasından dallar çıkmıştı.
Merakına yenik düşüp açtı defteri Minho.

İlk sayfada kurumuş, ismini bilmediği bir çiçek yapıştırılmış,  sayfanın alt kısmında da tarih atılmıştı.

14.05.2011

Baya eski bir defterdi anladığı kadarıyla. Diğer sayfaların hepsi de hemen hemen bu şekildeydi. Jisung'un çiçekleri gerçekten çok sevdiğine kanaat getirdi o an. Kapının çalması ile irkilip bıraktı defteri geri aldığı yere. Ardından aşık olduğu adamın o naif sesini duydu.

"Minho yemekler geldi kartımı almam lazım." Dedi öğretmeni. Tabi ki ona ödetmek gibi bir planı yoktu Minho'nun. Pantolonunun cebinden kartı çıkarıp hiçbir şey demeden kapıyı açtı. Jisung odaya girince koşarak indi merdivenlerden ardından dış kapıyı açıp hemen ücreti ödedi.

Adama iyi akşamlar dileyip elinde pizza kutuları ile mutfağa geçince Jisung indi merdivenlerden. Fark etmemişti henüz farkedince laf yapacaktı biraz belliydi.
Dış kapıyı açıp, boşlukla karşılaşan Jisung kaşlarını çattı. Çatık kaşları ile Minho'yu mutfakta görünce üzerine yürüyerek konuştu.

"Ya Minho dayak mı istiyorsun?" Dedi sinirle ama Minho gülümseyerek yanıt verdi.

"Bu seferki benden olsun. Daha sonra beni yemeğe çıkartıp telafi edersin." Deyince Jisung'un kalp ritmi tekrar bozulmaya başladı. Derin nefes alıp sakinleştirdi kendini.

"Hadi yiyelim kurt gibi acıktım." Dedi Jisung. İçecekleri doldurmak için iki bardak alacaktı. Rafın üst tarafında olan bardaklar daha çok hoşuna gidiyordu büyük olanın. Bundan dolayı üst rafa uzandı ama boyunun kısa olduğunu unutmuş gibiydi.

Almaya çalıştığı bardağı kolaylıkla alan genç birini Jisung'un önündeki tezgaha bıraktı. Minho ve tezgah arasında kalan Jisung'un aklı bulanmamış gibi belinde hissettiği elle daha bulandı. Arkasında ki genç diğer bardağı da almak için uzandı, yavaş hareket etmesi ikisinin de işine gelirdi tabi.

Minho'nun bardağı tezgaha koymasından sonra arkasından çekilmesini beklemişti ama Minho aksine biraz daha yaklaşmıştı Jisung'a. Başını eğip ensesi ile omuzunun birleştiği yere çok minik bir öpücük bıraktı. Aralarında bir çekim vardı bunu ikisi de inkar etmiyordu. Jisung aldığı öpücükten sonra tezgaha tutundu aksi takdirde yere kapaklanacaktı. Başı fena dönüyordu sarhoş olmuş gibiydi adeta.

Sonunda arkasından çekildi Minho. Rahat bir nefes alabilen Jisung boğazını temizleyerek konuştu.

"Teşekkürler." Teşekkür etti ama bu teşekkür asla bardağı almaya yardımcı olduğu için değildi. Bunu bilen Minho gülümseyerek cevapladı.

Lose My Breath/Minsung Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang