SESSİZLİK HER ŞEYİ ANLATIR : 0.4

19 9 0
                                    

"Nasılsın Elina?"

Elina cevap vermeden önce kendi ruh halini anlamaya çalıştı. Geçmişte yaptığı hata yüzünden kendine kızgındı. Ama  şimdi ikinci bir şansı vardı ve her şeyi düzetecekti. Bedeli ne olursa osun. Yorgun değildi, eğitimde bunun bin katına tabir tutulmuştu. Tek hissettiği duygu arkadaşlarına karışı mahcup olmasıydı. "İyi olmaya çalışıyorum. Benim dikkatsizliğim yüzünden tehlike daha da arttı."

Elina sert bir tavırla karşılaşmaktan korkarak bakışlarını Elvis'e baktı. Elvis kaşlarını çatmış düşünürken bir anda kahkaha attı. Siyah aralarında kırmızı boyanmış saç tutamlarını karıştırdı mavi gözleri  parıldadı. "Saçmalama Elina senin suçun yok. Hepsi devletin rahat  davranmasından dolayı oldu. Ayrıca kahve içmeye mi gitsek? Sende biraz dinlenirsin. Bu kadar işkolik olmaya gerek yok."

Elina son cümleyi duyunca ister istemez sırıttı. Elvis çok haklıydı Elina başarılı olmak için durmadan çalıştı. Tabii ki de emeğinin karşılığını fazlasıyla aldı. Şu anda bulunduğu konum, elde etikleri bunların hepsi onun için çok değerliydi. Elvis'e gülümseyerek baktı ve konuştu. "Tamam ama diğerlerini burada bırakmam." 

Elvis bunu üzerine içeriye koşup diğerlerini getirmeye gitti. Elina arkasından öylece baktı. İçi huzur dolmuştu, evinde ait olduğu yerdeydi. Özlediği ortamdaydı. Elina'nın aklına Ehtan  geldi. Geçmişe dönmeden önce sağlam bir plan yapmak zorundaydı. İkinci hatada kendini affetmezdi.

Önde Leon arkada ekip üyeleri binadan çıktı. Elvis kendinden gurur duyduğunu belli eden yüz ifadesiyle pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.  Della hızlıca Elina'nın yanına oturdu. Endişeli bir şekilde Elina'yı süzdü sonra kocaman sarıldı. Elina hemen karşılık olarak ona sarıldı. Della özel hayatında soğuk kanlılığını biraz kaybediyordu. 

Onun tatlı özeliklerinden biriydi işte. Kollarından ayrıldı ve ayağa kakıp vücudunu esnetti. Arkadaşlarının arasına girip yürümeye başladı. Üç koca yıl bütün günlerini bu ekiple geçirmişti. Connor ve Leon hariç ikisini daha önceden tanıyordu. Connor ile üniversite aynı sınıftalardı. O zamanları dün gibi hatırlıyordu ama bir o kadar uzak geliyordu Elina'ya.

Sert disiplinli bir okuldu, hatalar asla af edilmez gözünü yaşına bakılmazdı. Elina okul birincisi olmak için her şeyini vermişti. Diken üstünde yaşadığı bir üniversite hayatı onu bu gün buralara getirdi. Connor ise okulu ikincilikle bitirdi ama başka konularda Elina'yı geçmiştir.

Connor'la yaptığı yarışmalar ayrı bir keyifli olmakla birlikte baskıdan bunalmış zihnini  meşgul ediyordu. Yakın arkadaşlıkları o zamanlar başlamıştı. Tabii sınıf ve okulda ikisi de başarılı olduğu için sıklıkla çift olarak seçilirdi. Bununda etkisi de vardı zaten öbür türlü o baskılı eğitimde arkadaş olmaları imkansız olurdu.

Connor mavi gözlü kahverengi dalgalı saçları ile yakışıklı bir adamdı. Enerjik güzel bir mizaha sahip beklenmedik davranışlar sergilemeye meyilli.  Aynı zamanda konu işi olduğu zaman dünyanın en ciddi adamı olabilme özeliğine sahip. Hatta onu ilk iş başında görüp özel hayatına -keza bazen iş hayatı- vurdum duymaz  enerjik kişiliği ile insanı şaşkına çevirir.

Üniversitede çok daha hareketli olduğu kesindi. Kim bilir belki normal bir üniversite hayatı olsaydı yaramaz çocuk gibi ortalıkta dolanırdı. Elina tabi ki de bu durumdan şikayetçi  olmazdı. Kendisi ne kadar sesiz bir Üniversite hayatı geçirmiş olsa da Connor renk katmıştı.Ekip sonunda kahve içmek için bir mekan bulmuş sandalyelere kurulmuştular. Herkes ne içeceğine karar verdikten sonra garsona sipariş verdiler. Ardından kısa bir sessizlik ortama hakim oldu. İçecekler gelince Rex merakla "Leon'la nasıl tanıştınız? Biliyorum senin gittiğin kampta eğitmendi ama nasıl arkadaş oldunuz?"

DİKENLİ GÜLWhere stories live. Discover now