BÖLÜM 1: LANET GECESİ

53 9 10
                                    

17 yıl önce



'' Bunu yapmak istemiyorum seni öldüremem mark bunu isteme benden lütfen ''

'' Bunu yapıcaksın hilda ,yapmak zorundasın tek kurtuluşumuz o bunu biliyorsun ! ''

'' Anlamıyorsun o benim bebeğim ona bunu yapamam ''

'' Eğer bunu yapmazsak onu  öldürürler bunu sende biliyorsun  onun ölmesini mi istiyorsun hilda ''

'' Öyle yaşamasındansa ölmesi daha iyi mark '' ...


Hilda o gece her ne kadar uğraşmış olsa da kocası mark onu bir türlü dinlememişti . Bunu yapmak istemiyordu kocasını öldürmek istemiyordu . her ne kadar ikaz etsede bunu yapmak zorunda olduğunu o da biliyordu  ve yapacaktı da ...

hilda ve mark göz göze geldiler  . mark ağlayan karının göz yaşlarını elinin tersiyle silip yüzünü avuçlarının arasına aldı bu bir vedaydı . son kez karısının ela gözlerine baktı halbuki onun için yaşamanın, nefes almanın bir önemi yoktu herşey karısı ve bebeği içindi . karısının anlına eğilip onu son kez öptü . artık vakti gelmişti gitme vaktiydi . elindeki silahı alıp kafasına dayadı ve son bir cümle için aralandı dudakları :

'' seni seviyorum'' dedi.

sonrasında ise  gecenin sesizliğini bölen silah sesi ve hildanın haykırışlarıydı...

hilda  artık son çare olarak bunu yapmak zorundaydı artık kocası yoktu sırf onlar için kendini feda etmişti ve sıra ona gelmişti . ayakta zor duruyordu dizleri artık dayanamıyor gibiydi . ağlayarak masanın üzerinde duran satıra doğru ilerledi . satırı alıp kocasını 18 ayrı parçaya böldü ve her bir uvzunu daire olacak şekilde dizdi . Odayı sadece mum ışıkları aydınlatıyordu . son olarak kocasının söktüğü kalbini dairenin ortasına koydu ve tam ortaya geçti işte lanetin ilk tomurcukları burda başlıyordu . Elindeki kitapta yazan laneti okumaya başladı . Bu işin artık geri dönüşü yoktu yapmak zorundaydı .Göz yaşları içinde son cümleyi okudu ve dairenin tam ortasına geçip kocasının kalbini alıp bıçağı tam ortasına sapladı . Gök artık öyle bir gürlüyordu ki laneti haykırırcasına , yağmur bardaktan bocalarcasına yağıyordu adeta etrafı seller götürüyordu. 

son olarak lanetin gerçekleşmesi için silahı alıp kendi anlına dayadı dudaklarında oluşan acı gülümsemeyle fısıldadı 

'' bende seni seviyorum mark ''  

ve gecenin haykırışına katılan bir silah sesi daha...

lanet o gece başlamıştı hildanın yığılan ölü bedeninin ardından gök gürültüsü ve beraberinde yağan yağmur imkanı varmış gibi daha fazla yağmaya başladı .Gecenin haykırışına eşlik eden bir ses daha vardı . Hildanın ölü bedeninde titremeler başlamıştı , hilda hamileydi ve karnından oluk oluk kan akıyordu . bu bir bebekti hilda ve markın bebeği lanetin bebeği bir iblis ya da melek ... annesinin etini parçalayarak çıkmıştı ,annesini yiyerek çıkmıştı... 

o sırada kapı kırılarak içeri iki kişi girdi ve bebeği alıp yıllar sonra başlayacak olan savaş için götürdüler işte o gece saranın hayatı tanrılar tarafından çizilmişti o sadece bir bebek değildi o bir iblis , o bir melek , o lanetli ruh , o asırlar boyu sürecek evrendeki lanetin, bütün varlıkların tek efendisi : LANETİN BEBEĞİYDİ 














LANETLİ RUHحيث تعيش القصص. اكتشف الآن