Sabah namazından sonra aklım yine ona gitti. Seccademe kapandım, secdeye vardım ve bir kez daha onu istedim Rabbimden.
-"Allah'ım, sen hayrı ve şerri en iyi bilensin bense aciz bir kul. Allah'ım, sen Anastasia'yı benim hakkımda hayırlı kıl. Rabbim sen onu benim helalim yaz. Biliyorum, ölüm senin emrin, hepimiz senden geldik sana döneceğiz, ama nolur onu da benden alma Allah'ım. Bize senin yolunda helal ve mutluluk dolu bir izdivaç bahşet. Aminn."
Seccademden kalktım, gözlerim dolmuştu biraz. Hemen sildim elimin tersiyle. Dün uyumadan aklımda canlanan evlilik teklifinin üzerinden bir daha geçtim. Kalktım ve bunun için iki rekat şükür namazı kıldım. Sağlıklı olduğum için, Anastasia gibi biri ile tanıştığım için. Namazım da bitince Sedat'ı aradım.
-"Selamın aleyküm kardeşim, hayırlı sabahlar."
-"Aleyküm selam da ne işin düştü de sabahın köründe aradın sen yine beni? Küçükken de hep böyleydin zaten. Bir halt yedin mi sabahın köründe kapıma dayanırdın."
-"Evet, beni bu kadar iyi tanıman bazen biraz garip geliyor ama neyse. Bir konu hakkında yardımına ihtiyacım var."
-"Anastasia meselesi."
Bir sorudan çok bildiğini belli eden bir cümleydi. Ciğerimi biliyordu arkadaş
-"Iııı, evet."
-"Tamam, söyle bakalım bu sefer ne yapıyoruz?"
-"Bana bir tane daha kask lazım, bir de müsaitseniz saat 20.00 gibi Şahin Eğlence Merkezinde bulunmanız lazım ailecek. Anastasia kabul etmezse ben size yine haber ederim. Hem onun ailesi, benim ailem hep birlikte bulunalım istiyorum. Kaynaşma amaçlı."
-"Hımmm, bir düşüneyimm."
-"Düşün."
-"Yok, olmaz."
-"Neden!?"
-"Karşılıksız olmaz demek istedim canım."
-"Bunu derken ellerini öne uzatıp oje sürmüş gibi tırnaklarını incelediğine yemin edebilirim. Neyse söyle başımın belası ne istiyorsun yine."
-"Beni çok iyi tanıyorsun. Ne istiyorum sence?"
-"Yeni bir kask?"
-"Tam üstüne bastın yakışıklı, aferinn."
-"Tamam sen bir tane kadın kaskı al da bana. IBAN at ben sana atarım."
-"Kadın kaskı!?"
-"PAUHAHAHAHAHHAHAAGGGG."
-"Oy dur nefes alamıyorum, kask aklımdan geçen kişi için mi?"
-"Evet, lütfen koca kıçını kaldırıp almaya gider misin artık."
-"Ayh, tamam dur. Nefeslerim bir düzelsin giderim. Sen o sırada anlat bakayım napacan kaskı?"
-"Ohooo, amma soru sordun be oğlum sende. Sürpriz olsun o kısmı da hadi al akşam lunaparka getir."
-"Tamam o iş bende sen merak etme."
-"Hay Allah razı olsun senden. Selamın aleyküm hadi Allah'a emanet."
-"Aleyküm selam, Allah'a emanet."
İşin bu kısmını da hallettiğime göre akşam attığım mesaja gelmişti sıra. Cevap neredeyse hemen gelmiş ama malum anne terliği. Sızısını hâlâ hissediyorum.
-"Ah tabii olur, önce aileme bir sorayım ama."
-"Selamın aleyküm, günaydın. Ailene de sor, yani her ikisine de. Yanlış anlamıyorsundur umarım. Onların da bizimle gelmesini çok isterim. Hem kaynaşma ortamı olur ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hız ve Tutku
Teen FictionAteist bir kızın hidayet yolculuğu 😽 Gerçek hayattan kimseler ve olaylar...