4

216 38 62
                                    

(Minho)

Sabahın erken saatlerinde çalan alarmım ile aralamıştım gözlerimi yine. Hızla bir iki şey atıştırıp evden çıktım.

Okula sürekli tek başıma gittiğim için kulaklığım hep yanımda olurdu. Ders programına baktım ilk ders Gunwook hocanın mükemmel coğrafya dersiydi genellikle coğrafya dersini dinlemezdim ama Gunwook hocanın dersi sarıyordu.

Okula girer girmez hızla sınıf girdim, herzaman ki gibi bomboştu tabi ki. En arka köşe sırama geçtim kafamı sıraya koyup müzik dinlemeye başladım. Bu gece hiç uyuyamamıstım.

Genelde sınıfta takılır kantine inip arkadaşlarıma onay cümleleri haricinde cevap vermezdim. Birde başımıza Jisung çıktı, o çocuğu hiç sevemedim. Bana göz devirdiğini bile gördüm. Gözlerini zevkle oyacağım.

Bugün kombinim çok sade ve şıktı. Beyaz tişört ve şık bir mavi pantolon giymiştim, ayakkabı olarak beyaz bir ayakkabı seçmiştim, bileklik sevdiğim için bir kaç bilekliğimi takmıştım. Okul da bunları giymek uygun mu? Kimin umrunda.

Haftada bir gün bu konu hakkında serbestlik tanınmıştı tabii fakat benim bu serbestliğe göre hareket ettiğimi söyleyemeyiz.

Bir süre sonra bir anda omzumda birinin elini hissettim. Müzik dinlerken rahatsız edilmeyi sevmezdim o yüzden görmezden geldim. Belki uyuduğumu sanıp giderdi?

Neredeyse 1 saat geçmesine rağmen yanımdaki kişi gitmedi. Belki Seungmindir bana yemek getirmiştir diye kafamı kaldırdım fakat gördüğüm manzara pek hoş değildi. Gerizekalı Jisung buradaydı. Neden gelmişti? Kavga mı istiyordu? Yada basketbol maçı için mi çağıracakti? Her neyse.
Kulaklığımi çıkarıp omzuna dokundum. Bana döndüğü gibi konuşmaya başladım.

"Ne oldu çakma seme? Güzel yüzümü izlemeye mi geldin?"

Yüzünü ekşitti. Bu görüntü karşısında bir zafer kazanmışcasına sırıttım.

"Çirkin yüzünü ne izliycem lan senin. Changbin seni kantine çağırıyordu o yüzden söylemem için tembihledi"

"Hıhım"

"Sende böyle yatınca uyanmanj bekleyip başında bekledim işte amına koyayım"

"Tamam"

Verdiğim umursamaz onay cümlesi ile bana yeniden göz devirdikten sonra, sanırım fark etmediğimi düşünüyor, sınıftan hızla çıkıp gitti.

Öğle arasına kadar konuşmayacağımiz aşikardı. Zaten konuşmayı sevmem.

Bundan biraz sonra ilk ders zili çaldı. Gunwoon hocanın dersini dinlemeye çalışıyordum.

Aradan birkaç ders geçmişti öğle tenefüsünden hemen önceki dersteydik. Hoca tahtada bazı matematik sorularını cevaplarken bense kafamı sıraya gömmüştüm.

Zilin çaldığını duyar duymaz kafamı kaldırıp ayaklandım. Bu tenefüs Changbin ile basket maçı yapacaktık. Aslında maçın dün olması gerekiyordu fakat çıkan bazı aksiliklerden dolayı, Jisung dün dediklerimi Changbin'e söylemeyi unutmuş, maçı yapamadık.

Bahçeye iner inmez bakışlarım basket sahasında gezinirken gördüğüm beden ile gülümsedim. Changbin, Seungmin ve Chan sahanın ortasında durmuş konuşuyorlardı. Hızla yanlarına doğru ilerledim.

Hometown SmileHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin