25.Bölüm: Kalbimden Dudaklarına

320 27 71
                                    

Bölüm Şarkıları

Anıl Emre Daldal ~ M.

The Neighbourhood~ Sweater Weather

Kargo~ Yıldızların Altında

Allah belamı versin fotoğraf ancak bu kadar onları yansıtabilirdi. Çizimle aşk yaşıyorum

°•Kalbimden Dudaklarına•°

"Ay ve Güneş yaklaştı, yaklaştı ve yaklaştı. Güneş, Ay'ı öpünce tutulma yaşandı. Gezegenler  patladı, yıldızlar söndü , evren yerinden oynadı."

   Kalbimdeki ve bedenimdeki zelzeleler sanki tüm dünyayı yerinden oynatıyordu. Ne olmuştu bana böyle? Kim bu duygusuz kraliçeye diz çöktürebilirdi? Elbetteki sarışın şövalye! 

Çoktan beni partiden çıkarmış ve kütüphaneye getirmişti. Kimse yoktu, sessizliği alışılmışlıktı. Ben daha ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Draco ellerini arkamdan belime sarmıştı ve çenesini omzuma yerleştirmişti.

"Söylemedin hiçbir şey, iyi misin?" dedi, sesinde hem endişe hem de heyecan vardı.

Ellerini kendimden uzaklaştırıp ona döndüm, gözlerinde muzip bir parıltı vardı. Kalbim onu görünce hızlanıyordu, bana baktıkça hızlanıyordu, benimle konuştukça...ah evet bunu tahmin etmeye bile gerek yoktu. Ölüyordum.

Onun bakışlarıyla dudaklarım aralanmıştı. Konuşmadım ya da konuşmak istemedim. Çünkü bu durumda yapacağım tek şey dudaklarımı onunkilere bastırmaktı. Benden uzundu ve ona ulaşmak için parmak uçlarımda durdum. 

Dudaklarımı onunkilere bastırdığımda ilk etrafımızı saran şaşkınlıktı. Ellerim boynunu, onun elleriyse belimi sıkıca kavramıştı. Bunu beklemiyordu ama hemen karşılık vermişti. Dili dudaklarımın ve ağzımın içinde geziniyordu, ben de aynı şekilde ona karşılık veriyordum.

İkinci duygu ise şehvetti. Aramızda bitmeyen bir şehvet vardı. Bu doğru muydu bilmiyordum. Öpücük derinleştiğinde, ellerim ensesinden yukarı çıkıp sarı saçlarına dolandı. Dilim ağzının içini keşfettikçe saçlarını daha çok çekiyordum. 

Üçüncü duygu aşktı. Ona olan ve asla bitmeyecek olan aşkımdı. Dilini dudaklarımın üzerinde kaydırıp tadına bakıyordu sanki. Elleri belimden yukarı tırmanırken dokunduğu her yerde alevler çıkartıyordu, vücudum yanıyordu. Elini boynumun arkasına koyup beni kendine daha da bastırdı. Dudaklarımdan inilti dökülürken ağzımın içine kıkırdadı.

Geri çekilirken ikimizde nefes nefese kalmıştık. Birbirimize karşı hem yumuşak hem de sert olmayı nasıl beceriyorduk anlamıyordum. Yüzümü avuçlarının içine aldı ve alnını anlıma yasladı. "Bu anı ne kadar bekledim, ne kadar hayal ettim tahmin bile edemezsin." dedi.

"Ederdim... Ederim." diye mırıldandım, sesim boğuk çıkıyordu. "Seni bekledim, hep benim olmanı bekledim" 

"Sen benim evimsin ve ben evime aitim."

Güldüğümde o da bana katılarak güldü. Sonunda evime kavuşmuştum, artık evimde gibi hissediyordum.

Saatler geçerken ben susmak bilmiyordum o ise hayranlıkla beni izliyordu. Masalardan birinde oturmuştu, üzerindeki pelerini ve ceketini çıkarmıştı. Gömleğinin iki düğmesi açıktı ve kollarını sıyırmıştı. Kütüphane çok sıcaktı ya da heyecandan bana ter basmıştı.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 05 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Querencia~Olivia BlackWhere stories live. Discover now