(6) CASUS

239 19 13
                                    

Canlarım eğer bu kurguyla ilgili videolar görmek istiyorsanız,

tiktok : watty_girl374 

İnstengram : moon_priece

Hesaplarını takip edebilirsiniz.

İnstengram:Kaderakkaya_240

ise şahsi hesabımdır kurguda aklınızın karıştığı yerleri bana o hesaptan sorabilirsiniz.

Neyse fazla konuştum şimdi sizin canınızı fazla sıkmayayım. Destekleriniz için eyvalah

(Not: yorumlarda eyvallah bizden yazmayı unutmayın)

Hepinize iyi okumalar canlarım...

⏳⏳⏳

Zaman hatayı kabul etmezdi. Çünkü hata demek zamanın seyrinin de değişmesi demekti.  Oysa ben çok büyük bir hata yapmıştım. Sarhoş bir kafayla zaman kıran kitabını diğerlerine göstermiştim. Bu benim yaptığım en büyük hatalardan biriydi.  Umarım bu hatanın cezası yoktur Karmen. Ben,gizem,saye,Aker ve Kayra yere oturmuştuk. Ben uyanır uyanmaz onların dik bakışlarına mağruz kalmıştım. Gözlerimi açar açmaz "her şeyi açıkla!" Demişlerdi. Ellerimle oynayarak zaman kazanmaya çalışıyordum.

Çünkü anlatacağım şeyin hiçbir mantıklı tarafı yoktu.

Gizem sert bir sesle "anlat artık!" Deyince bıkkın bir nefes verdim. Anlatmadan kurtulamayacaktım. Anlat Karmen nasılsa herşey kabak gibi ortada. "Zamanda yolculuk yaptık" bunu demem ile hepsi yüzüme sanki onlarla alay ediyormuşum gibi baktılar ciddi olduğumu anladıklarında ise dudakları şaşkınlıkla aralandı.

"Yuh!" Dedi gizem.
"Çüş!" Dedi saye.
"Oha!" Diyerek tepkisini koydu Kayra.
"Sikseler inanmam! Yok amına koyayım ya!" Diyerek son noktayı koydu Aker.

Değişmeyen tek söz ise geçmişte olduğumuzdu.

"Zaman kıran adında bir adam var ve zamanın akışını bozuyor bizim görevimiz düzeltmek eğer düzeltemezsek kendi zamanımıza gidemeyiz. Kitap da bize yardım ediyor sorusu olan?" Aker elini havaya kaldırarak söz hakkı istedi. "Söyle çocuğum" Aker öğrenmeye aç bir öğrenci gibi "hocam kitabı nereden buldunuz?" Diye sordu. "Teyzem verdi" bunun üzerine gizem'in gözleri kısıldı. "bu kitabı bir teyzen'e sor geleceğe gidince" saye sinirlenerek gizem'in ensesine vurdu.

"Kızım sen bundan önceki hayatında Zamanda yolculuk mu yapıyordun? Nasıl böyle anında her ortama uyum sağlıyorsun?!"  Kayra hızla ayağa kalktı. "Neyse ne! Bizim şuan kırılan zamanı düzeltip kendi zamanımıza gitmemiz lazım!" Dedi ve haklıydı. Bakışlar bana döndüğünde ofladım. "Büyük selçuklu zamanındayız. Yıl 26 ağustos 1701 malazgirt'teyiz yapmamız gereken tek şey büyük Selçuklulara karışan casusları haklamak" saye gözlerini pörtletti. "Onları nasıl bulacağız?" Bilmediğimi belirtir bir şekilde dudağımı büzdüm.

Aker gülerek "eğer alparslan'ı görmeden geleceğe gidersem beni bir güzel siksinler!" Diyince saye elinin tersiyle aker'in ağzına vurdu. "Küfretme!" Aker homurdanarak birşey söyledi ama duyamadık. Büyük ihtimal sessiz küfrediyordu. Kayra birden bire "Karmen bunu görmelisin" diyerek gözünden dürbünü çekip bana uzattı. Şaşkınlıkla "dürbünü nereden buldun?" Diye sordum. Oldukça umursamaz bir şekilde "üzerimdeki kıyafetin cebinde çıktı" uyanır uyanmaz üzerimizde büyük Selçuklulara uygun kıyafetler bulmuştuk.

Aynı şeyi ben Kürşad zamanında da yaşamıştım. Kitap zorluk çekmeyelim diye diğer dilleri bize Türkçe çeviriyor bizim konuştuklarımızı ise onların kendi dilinde duymasını sağlıyordu. Aynı şekilde bize o dönemin uygun kıyafetlerini veriyordu. Dürbünü gözüme tutarak baktım ve bir yerleşim alanı gördüm. Orada bir sürü çadır vardı ve bir dakika! Onlar Bizans mıydı?! Evet o yerleşim alanında Bizans askerleri vardı. Aynı zamanda işkence çektirilen bir türk esir vardı.

ZAMAN KIRANWhere stories live. Discover now