-17-

26 3 9
                                    

Selamm!!
Jin geldiii🌼🙆🏻
Mutluyuz, huzurluyuz
Bu bölüme yansıyacak mı şüpheli
Neyse
İyi okumalar!!

...

"Hyung, bayıldım ben buraya."

"Öyle mi? Belki tekrar getirebilirim seni."

Gözlerim heyecanla kısıldı.

"Mükemmel olur. Tek başına sıkılmıyor musun sen burada?"

"Buraya iş için geliyorum sadece."

Yere baktım. Başımı salladım.

"Ah, evet, doğru"

Namjoon hyung gülerek bana baktı.

"Tatlı görünüyorsun."

Bana ilk defa böyle demişti. İçimdeki kelebekler oldukları yerden kurtulmuş gibi hareket etmeye başlamışlardı sanki. Arkadan gelen fısıltılarla Namjoon hyung o tarafa
döndü.

"Ne konuşuyorsunuz?"

İkili birbirlerinden ayrılarak oldukları yere ve pozisyonlarına geri döndü.

"Önemli bir konu değil efendim"

"Ben merak ettim şimdi."

Ben atılınca bana baktılar göz ucuyla. Uzun saçlı olan Namjoon hyunga döndü.

"Jihoon'dan sonra böyle biriyle olmanıza biraz şaşırdık, efendim."

Arkamı dönerek o tarafa baktım.

"Ne varmış ki bende?"

Namjoon hyung sessiz kaldı ve onlara gülümseyerek baktı.

"Yani yanlış anlamayın öyle demek istemedim. Jihoon size göre daha olgun ve kaba bir insandı. Sizin böyle yakın olmanız alışkanlığımızda değildi."

Gülümsedim.

"Neden kaba olayım ki? Anlaşabiliriz bence. Arkadaş sayılmaz mıyız ki?"

İsmi Chanmin olan bana baktı

"Öyle miyiz?"

"Değil miyiz? Öyleyiz ya, tanıştık sonuçta. Hatta ben sonra numaralarınızı da alırım. Konuşuruz belki."

Namjoon hyung iç çekti. Ona doğru döndüm.

"Neyse artık. Onlar senin istediğin içeceği getirsinler. Bende o sırada işime bakayım."

Başımı olumlu anlamda salladım. Arkamda ikili odadan çıkarken bende Namjoon hyungun ne yaptığına bakıyordum.

"Çok iyiye benziyorlar. Yakın mısınız?"

Hala bilgisayara bakıyorken konuştu.

"Evet, yıllardır buradalar."

İç çektim ve etrafa bakındım. Dikkatle bilgisayara bakıyor ve bir şeyler yapıyordu. Kapının çalmasıyla o tarafa döndüm. İçeriye Chanmin girmişti.

"Efendim, Jimin-shi isterse bizimle gelsin. Yemek yemek için."

Namjoon hyunga baktım.

"Gitmek istiyorsan gidebilirsin."

Gülümseyerek ayağa kalktım. Kapıya yöneldim. Kapıdan çıktıktan hemen sonra üst kata girdiğimiz kapıya yönlendirdi beni. Alt kata indik ve boş masalardan birine oturduk.

"Ah, geldiniz mi?"

Sung yemekleri açmış ve hazırlamıştı. Ortam gürültülü olduğundan bağırarak konuşuyordu. Elime yemek çubuklarını aldım.

The Personal Trainer||°NamminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin