16. Yirmi Üç Güne Yirmi Üç Tane Söz

138 9 14
                                    


Söyle Orman gözlü adam,
Biz hiç mi bir şansı hak etmedik?

Alaca Doran-

Bazen hiç umutlu olamıyordum. Mirza ve benim hiç olurumuz yok gibi gelirdi ama şu an sevdiğim adamla birlikte zaman geçiriyordum.

"Ne kadar olacak?" Mirza elindeki un kutusunun kapağını geri açtı ve hamurun üzerine dökmek için hareket etti. Hızlıca unu aldım elinden. "Ya Mirza, öyle olmaz bekle hamurun kıvamına bakmak lazım." Onu hafiften ittim kenara, önüne geçerek hamurun olduğu kabı tuttum ve içindeki kaşık ile hafiften karıştırdım.

Hamur biraz cıvık olmuştu. Birazcık un ekledim ve tekrar karıştırdım. Ben tüm odağımı hamura vermişken aniden belime sarılan kollarla irkildim. "Hamarat bir hatun mu aldım ben kendime?" Sırtımı göğsüne yasladı ve burnunu hafiften boynuma sürttü.

"İşim var Mirza, cıvıma hemen!" dedim karın boşluğuna hafifçe vurup. Mirza beni sıkıca tuttu ve bırakmadı. Ben kekin hamurunu hazırlarken Mirza sürekli bana sarılmıştı ve malzemeleri vermişti. Kek bittikten sonra hamuru kalıba döktüm ve fırına attım. "Sence güzel olur mu? Bu ilk kekimiz oldu!" Sevinçle kollarımı boynuna doladım ve parmak uçlarıma bastım yetişmek için. Mirza'nın elleri belimi sardı iki yandan.

"Olacak." dedi ve burnumun üzerine küçücük bir öpücük bıraktı. Dudaklarımda yeşeren gülümsemeye iç çekerek baktı ardından hafifçe eğildi ve gülüşümden öptü. "Seni sevmek bu hayatımda yaptığım tek doğru şey. Tüm pişmanlıkların üzerine bu doğrum bana iyi geldi." dediğinde içimdeki kelebekler uçuştu.

"Benimde yaptığım tüm doğrular üzerine seni sevmek eklendi." Kıkırdadım ve başımı göğsüne yaslayıp gözlerimi yumdum. Huzuru onda buluyordum.

Ben öylece ona sarılırken aniden belimden tuttu ve beni kucakladı. Kahkaha atarak boynuna sarıldım. "Kek olana kadar biraz uzanalım." İtiraz etmeme izin vermedi ve beni salondaki geniş koltuğa yatırdı. Sırtımı koltuğa yaslayıp yanıma uzandı ve beni koltukla arasında sıkıştırdı. Bir elimi yanağımın altına, diğerinide onun beline sarıp gözlerimi yüzünde gezdirdim.

Mirza'nın parmakları yüzümde ve saçlarımın arasında gidip gelirken mayıştım. "Şöyle bakma yiyesim geliyor," dedi aniden ve sertçe yanağımdan öptü. Gülerek yüzümü göğsüne sakladım. "Utanınca ayrı bir yiyesim geliyor." Göğsüne vurdum yavaşça.

"Bence seni yemem ikimiz içinde iyi olacak." Hızlıca uzandığı yerden doğruldu ve beni sırt üstü yatırıp üzerime yattı. Dudaklarını boynuma gömerek beni huylandıracak şekilde öpücükler bıraktı, ardından dişleriyle etimi çekiştirip emdi. Kalbim anın etkisi ile hızla atmaya başladığında ellerimi omzuna koyarak sıktım.

"Mirza," sesim fısıltılı bir şekilde çıkmıştı. Mirza dudaklarını son kez boynuma bastırdı ve geriye çekilip yüz yüze gelmemizi sağladı. "Söyle." dediğinde dudaklarımı ıslattım dilimle. Bakışları dudaklarıma kaydı ve tekrar gözlerime baktı. "Ben şu an seninle bir birliktelik yaşamak istemiyorum." dedim. Mirza'nın herhangi bir şey demesini bekledim ama susunca konuşmamı devam ettirdim. "Sana hâlâ olarak kendimi teslim edecek kadar güvenmiyorum." dedim.

İNKİSAR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin