0.3

400 39 60
                                    

0

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



0.3'







"sen neden hala burdasın,asistan?" bu soruyu sormakta haklıydı,normal şartlarda mesai saatlerim dışındaydım ve çoktan onun evinden ayrılmış olmam gerekiyordu. bu akşam en az kendi takımı kadar güçlü bir başka takımla maç yapmışlardı ve maalesef mağlup olmuşlardı. o bu tarz durumlarda her zaman hırslanır ve etrafında bulunan insanlardan onlara kötü ve acımasız davranarak lanet hırsını çıkartırdı. onu tanıyordum,bu yüzden o muhtemelen bu kadar berbat bir durumdayken onun yanında olmam gerekiyordu.

"pek uyku tutmadı,bende sizin yanınızda kalmaya karar verdim. merak etmeyin,siz evde yokken burda olmamdan hoşlanmadığınızın farkındayım,bende nerdeyse yarım saat önce geldim."

"seninle uğraşacak zamanım yok,defol burdan. bu boktan bahanelerle evime gelmeyi bırakmalısın,yoksa sonuçlarına katlanırsın. anlıyor musun beni?"

yutkundum,anahtarını oturma odasında bulunan cam masaya doğru attığında çıkan gürültü olduğum yerde sıçramamı sağlamıştı. "hala neden suratıma bakıyorsun,aptal falan mısın sen? sana defolmanı söylüyorum. şunun farkındasın ki,mağlup olduğum zamanlarda insanlara pek hoş davranmıyorum. eğer benden korunmak istiyorsan,defol."

bıkkınlık dolu bir nefes aldım,alt tarafı zor bir anında onunla beraber olup ona destek olmayı amaçlamıştım ama bu kadar kötü bir karşılık alıyordum. daha acı olan şey,buna alışkın olmamdı. "pekala,Bay Sae. o halde yarın sabah görüşmek üzere,hoşç-"

"bana bir kahve yap,sonra gidebilirsin."

pekala,bu adam tam anlamıyla bipolardı. bunu hoş karşılamasam da nasıl olsa ben bir asistandım,patronumun emirlerine uymak zorundaydım. "anlaşıldı." mutfağa doğru adımladım,ona her zaman yaptığım o acı kahveyi yaparak -ki kokusu bile bu kadar berbatken onu nasıl içebiliyor,pek anlamıyorum- tekrar onun yanına döndüm. kahve bardağını onun masasına bırakırken,o ise başını kanepede geriye doğru yaslamıştı. "buyrun,Bay Sae."

bana aldırmadı,kahvesini yudumlamaya başladı. daha fazla burda kalırsam -ki kalmayı gerçekten çok istiyordum- onun bana tekrar bağırıp çağıracağının farkındaydım. bu yüzden şansımı fazla zorlayıp ondan azar duymak istemiyordum. "hoşçakalın Bay Sae."

"dur orda." soğuk ve sert bir ses tonuyla konuştu,olduğum yerde kaldım ve kaşlarım yukarıya doğru havalanırken onu seyretmeye başladım. nedense,vücudumu baştan aşağıya süzmeye başlamıştı. bakışları siyah kazağımdan kabaran memelerimden,alt vücuduma doğru kaydıkça onun aklından geçenleri okuyabiliyordum. ve bu açıkçası,beni korkutuyordu.

sex doll | sae itoshi.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin