Pansy "Ne isteyecek acaba?" diye sordu Blaise'e. Blaise düşünceli bir sesle "Hayra alamet değil orası kesin." dedi. Draco ayağa kalkıp giderken durdurdum. Kabul ettiğimi belli eder şekilde kafamı salladım. Draco bana dönüp "Benim için gidilmesi yasak olan kütüphaneye gidip bir kitap alacaksın." diye teklifini sundu.
Yok artık!
Pansy kalem ve boş bir sayfa uzattı. Hızla "Kitap bile okumazsın Malfoy! Senin için bu tehlikeyi alamam." diyerek Malfoy'a uzattım. Omuz silkti. "O zaman defterine elveda." O defteri benim için değerli olan biri almıştı. O defteri kaybetmek istemiyordum. Harry'nin görünmezlik pelerinini alıp yapabilirdim. Kağıda "Peki, bu gece yaparım ama defterimi vermezsen seni gerçekten öldürürüm Malfoy. Ciddiyim." diye yazdım.
Draco'nun dediği kitabın adını ilk defa duymuştum. Her neyse zaten işeme yarayacak bir kitap değildi. Kimseye belli etmeden Harry'nin odasına gittim. Kapıyı çaldığımda kimse cevap vermedi. Büyük ihtimalle ortak salondalardı. Ortak salonlarına gittiğimde Harry'ler ve birkaç kişi vardı. Onlarda beni pek umursamadı. Üçlüyle yakın olduğumu biliyorlardı. Yanlarına oturup Hermione'ye döndüm. "Harry bana kısa bir süreliğine görünmezlik pelerinini verebilir mi?"
Hermione, Harry'e döndü. Fısıldayarak "Senin görünmezlik pelerinini istiyor. Önemliymiş." diye açıkladı. Harry "Neden?" diye sordu.
"Sonra açıklarım." Harry ayağa kalkıp odasına gitti. Ron'la göz göze geldim. "Gece gece... dikkatli ol Amaris." Ron'a gülümseyip gelen Harry'nin elindeki pelerini aldım. Teşekkür ederim anlamında gülümsedim. Hızla kızlar tuvaletine gidip pelerini üzerime geçirdim. Umarım değecek bir kitaptır.
Çünkü benim bunu yapmaya değecek bir eşyam vardı.
Yasak olan kütüphaneye gidip asamı çıkardım. Işık yakıp dediği kitabı aramaya başladım. Zebaniler, lanetli büyüler... Draco'nun dediği kitabı bulup giderken Filch'in sesi geldi. "Kim var orada?!" Pelerinimi çekip asamı söndürdüm. Kitabı saklayıp giderken bir öğrencinin taşlaştığını gördüm. Üzerinden geçip giden yılanı görünce korkuyla bedenin yanından geçip gittim.
Dumbledore'a veya birine demem gerekiyordu ama yakalanırdım. Senden nefret ediyorum Malfoy!
Odama gidip pelerinimi dolabıma sakladım ve ortak salona gittim. Draco keyifle oturmuş konuşuyordu. Kitabı yanına fırlattım. Yerde yatan bir beden görmeye dayanamıyordum. İstemsizce o geceki kanları üzerimde hissediyordum. Sinirle elimin üzerini tırnaklayıp defterimi almak için elimi uzattım. "Amaris... kötü-" diyen Pansy'i dinlemeden Draco'dan defter ve kalemimi alıp odama gittim. Pelerini sakladığım yerden alıp Harry'nin yanına giderken kapım bir anda açıldı. Snape'i görünce pelerini yatağımın altına ittim.
Snape odama bakındı. "Nereye gidiyordun Amaris?"
"Ortak salona."
Son kez etrafı tarayıp odamdan çıktı. Derin bir nefes verip pelerini aldım. Snape'e görünmeden odamdan çıktım ve Harry'nin odasına gittim. Harry'nin yatağının içine koyup odadan çıktım ve kendi odama gittim. Kafamı yastığa koyar koymaz uykuya dalmaya başlamıştım bile.
Sabah kahvaltıdan sonra Mcgonagall'ın dersine gittik. Crabbe gülerek önüme oturdu. Yanındaki Goyle'a "Gece Amaris'i Harry'nin odasına girerken gördüm." dedi alayla. Onları duymazlıktan gelip kahvaltımı yaptım. Goyle "Şansını denedi herhalde," diyerek güldü.
Bir anda yanımdan ses geldi. "Sanırım Bay Gergory ve Bay Vincent 2 kere daha yazmak istiyorlar. Beyler siz iki kere daha yazın." diyen Mcgonagall bana döndü. Ona buruk bir şekilde tebessüm ettim. Beni onlardan kurtarmıştı.
Keşke seçmen şapka beni Hufflepuf'a seçseydi veya Slytherin hariç herhangi bir yere. Slytherin binasındakilerin bu saçmalıklarını dinlemek istemiyordum. Neyseki 7. sınıftan sonra bu işkence bitiyordu.
Bahçede oturmuş kitap okurken Ron ve Harry'nin mutsuz olduğunu gördüm. Kitabımı alıp yanlarına gittim. Ron derin bir nefes alıp "Hermione taşa dönüştü Amaris." diye açıkladı. Şaşkınca ona baktım. Geceki yılan biri taşa dönüştüğünde oradaydı. O yılanla alakası olabilir mi?
Hemen yazacak bir şey aradım. Minik defterimi çıkartıp Harry'e ve Ron'a yazdığımı uzattım. "Neden gece demedin diye sorgulamayın. Aşırı panik olmuştum. Gece yasak olan kütüphaneden bir kitap alıp çıktım. Karşımda yerde yatan bir beden ve yılan vardı. Bu olanlar yılanla alakalı olabilir mi?"
Harry düşündü. "Nasıl bir yılandı? Resmini çizebilir misin?" Yılanı hatırladığım kadarıyla çizdim. Harry, Ron'un kolunu tuttu. "Bu kızlar tuvaletindeki musluğun yanındaki desenle aynı değil mi? Bu bir basilisk! Tuvalette olan gibi. Hatırlıyor musun Ron, Hermione taşlaşmadan önce bir yılandan bahsediyordu. Gözüne bakmamamız gerekiyormuş!" Ron hatırlamış gibi gözlerini açtı. "Evet!"
Harry "Oraya gitmeliyiz." diyerek kızlar tuvaletine gitti. Ron'la birlikte peşinden gittik. Harry dediği musluğu bulup yılan dilinde bir şeyler dedi. Bir kapı açıldığında ilk Harry atlayacaktı. "Amaris sen burada kal. Eğer uzun bir süre gelmezsek Dumbledore'a haber ver hemen." Kafamı onaylar şekilde salladım. Harry ve Ron atladığında onları beklemeye başladım.
Hava kararmaya başlamıştı ama onlar hala gelememişti. Kötüye işaretti.
Koşarak şuan Slytherin'in son dersine girmiş olan Mcgonagall'ın yanına gittim. Kapıyı bile çalmadan içeri girdim. Dumbledore'un nerede olduğunu bilmiyordum. Bulana kadar geç olabilirdi.
Mcgonagall kedi halinden dönüşüp "Kapıyı bile çalmadan içeri girmenizin umarım bir sebebi vardır Bayan Ophelia." dediğinde nefes nefese ellerimi kaldırıp anlatmaya başladım. "Harry ve Ron sanırım bir basilisk ile dövüşüyor."
Mcgonagall "Neredeler?" diye telaşla yanıma geldi.
"Kızlar tuvaletinin altında olmalılar."
Mcgonagall hızlıca giderken Crabbe kolumu tuttu. "Binamıza puan kaybettirmekten başka bir şey yaptırmıyorsun. Belaya bulaşmayı bırak." Birkaç kişi onu destekleyen sesler çıkardı. Kolumu çekip Hermione'nin yanına gittim. Buz gibiydi teni taşlaştığı için. Elini tuttum. Beni ondan başka kimse anlamıyordu.
