10

196 37 32
                                    

Boynunu gıdıklayan nefesle huylanarak gözlerini araladı. Beline dolanan kalın kolların ve yanağını gıdıklayan kıvırcık siyah saçların sahibinin Chanyeol olduğunu görünce hızla koltuktan kalktı. Vücuduna bir anda panik dalgası yayılmıştı.

Baekhyun bir anda kalktığı için Chanyeol'ün dengesi bozulmuş ve koltuğa düşecekken gözlerini açıp kendini düşmekten kurtararak doğrulmuştu. Ne olduğunu anlayamayarak etrafına bakınırken Baekhyun odadan hızla çıkıp kendini koridordaki lavaboya atmıştı.

Yüzüne birkaç kez soğuk su çarptıktan sonra kenardaki peçeteliklen birkaç parça koparıp yüzünü kuruladı. Ardından dağılan saçlarına çeki düzen verdi ve lavabodan hızla çıkıp soyunma odasının yolunu tuttu. Üzerini değiştirmeye giderken alarmından çok önce uyandığını görüp geç kalmadığı için derin bir oh çekti.

Chanyeol zaten önlüğüyle durduğu için soyunma odasına geleceğini düşünmüyordu. Bu yüzden içine az da olsa su serpilmişti. Sabah sabah konuşup gerilmek istemiyordu. Zaten o hale nasıl gelip uyuduklarını hatırlamıyordu bir de Chanyeol'ün imalarını hiç çekemezdi.

Fakat şu an odaya girip kendisini süzen Sunghoon'a yeğlerdi Chanyeol'ü. Hatta keşke Chanyeol olsa diye bile geçirmişti içinden.

"Erkencisin Byun?" elleri cebinde Baekhyun'a yaklaşmış ve sinir bozucu sırıtışı ile konuşmuştu. Baekhyun ise onu görmezden gelmeyi tercih etmişti. Fakat görmezden gelmeye çalıştığı her an Sunghoon daha da üstüne gidiyordu, bu her zaman böyle olmuştu.

"Bu burnu havada hallerin o kadar sinir bozucu ki." Baekhyun sonunda önlüğünü giyinmişti, şimdi gitme vaktiydi. Fakat tabii ki Sunghoon'un onu köşeye sıkıştıracağını biliyordu.

"Bu yaptıklarına bir gün çok fena pişman edeceğim seni." burnundan soluyarak konuştuğunda Baekhyun hafifçe sırıttı "Bana yalvarışını duyacağım ama seni asla rahat bırakmayacağım Byun."

"Açık açık tehdit ediyorsun yani?" tek kaşını kaldırıp konuştu sonunda Baekhyun. Sunghoon'dan korkacak değildi.

"Seni hep açıkça tehdit ettim ve hep de tehditlerimi gerçekleştirdim Byun."

"Hmm öyle mi olmuş?" Baekhyun alayla sırıttı. Sunghoon ise bu hareketin üstüne gözlerini kapatıp sinirle derin bir nefes çekti içine, yumruklarını o kadar sıkıyordu ki eklemleri bembeyaz olmuştu.

"Boş tehditlerin bittiyse ben gidiyorum." uzun olanın omzuna bilerek çarptı ve soyunma odasından hızla çıktı, ameliyat için hastasını kontrol etmesi gerekiyordu.

Bay Choi henüz gelmeden hastasının son kontrollerini ve tahlillerini yapmıştı. Ameliyat öncesi son durumunu not almış, Bay Choi'nin sorabileceği her sorunun cevabını zihnine kazımıştı.

Hocasının geliş saatini bildiği için işlerini önceden halletmişti. Bay Choi'nin gelme saati yaklaştığında her zamanki yerlerine gidip hocasını karşılamış ve hastanın odasına kadar eşlik etmişti. Bay Choi hastayı daha da rahatlatmak ve ameliyat için son durumunu kendisi gözlemlemek adına hasta ile konuşurken Baekhyun kenarda durup ellerini önünde birleştirerek hocasını izlemişti.

Küçükken hep doktor olmak istemişti. Birileri klasik 'Büyüyünce ne olacaksın?' sorusunu sorduğunda cevabı hiç değişmemişti. Bir doktorun sadece hastanede çalıştığını biliyordu, ötesini tıp fakültesine gidene dek bilmemişti hiçbir zaman. İdol aldığı bir doktor bile yoktu, sadece doktor olmak istemişti.

Tıp fakültesine girdiğinde ise ilk yıllarında yine sadece ders çalışması gerektiğini ve mezun olduktan sonra iyi bir doktor olacağını sanıyordu. Fakat alanını seçmesi getektiğini fark ettiğinde aslında her şey o zaman başlamıştı Baekhyun için. Asıl doktorluğa o zaman atmıştı ilk adımını.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Jun 21 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

Code Blue For Love And Hate | ChanbaekTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon