16-Yorma

53 3 0
                                    


"Yaman" diye mırıldandı Feza uykulu haliyle. Gözlerini araladığında, aradığı kişiyi bulanık da olsa görebildi.

"Duş alacağım sen yat" dedi Yaman yatıştırıcı bir sesle. Çok sık olmazdı bu ama bu sefer Feza biraz daha uyumak istiyordu. Yaman'ın söylediklerini onaylayacak bir şey yapmadı, yattığı yere daha çok yerleşerek rahat bir pozisyonda gözlerini tekrar kapadı. Yaman birkaç saniye onun uykuya dalan yüzünü seyretti. Daha fazla seyretmek istese de yataktan kalktı ve banyoya yürüdü.

Sarhoşluğu gitmişti ama vücudu hala sersem bir haldeydi. Genellikle yaptığının aksine sıcak suyu beklemedi ve buz gibi suyun altına girdi. Dudakları nefes almaya muhtaç bir şekilde aralanırken gözleri kapandı. Su çıplak vücudunun her yerine değiyordu. Soğuk suya pek alışık değildi. Kendine gelmişti, ama yine de değişik hissediyordu. Dün gece yaptığı, konuştukları her şey gözünün önündeydi. Gözlerini bile açmadan yere çöktü, duş başlığının hemen altına oturdu ve sırtını soğuk mermere yasladı. Kalçası soğuk zemine değiyor, üzerinde boxer olmasına rağmen gereğinden fazla üşümesine neden oluyordu. Gittikçe daha çok buz kesilen su da cabasıydı. Bacaklarını kendine çekerek kollarını dizlerine doladı. Çıtını çıkarmadan oturdu, dakikalarca oturdu. Düşünceler dünkü kadar güçlü değildi, her şeyi çok net hatırlıyordu ama üzerindeki etkileri silikti. Yüzünü ekşitmesine neden olan rahatsız edici bir rüya gibiydiler. Bağlantısız, alakasız ama azımsanamayacak kadar rahatsız edici.

Feza'nın içli ağlayışı oldukça net ve detaylı bir şekilde gözlerinin önüne geldiğinde nefes nefese gözlerini açarak, bu sefer tamamen kendine geldi. Ne kadar uzun süredir böyle oturuyor olduğunun bile farkında değildi. Bu, kendini hastalıklı derecede savunmasız hissetmesine neden oldu. Olabildiğince hızlı şekilde banyodan çıktı. Daha banyodayken karar vermişti, Feza'ya bakmayacaktı ama odaya adımını attığı ilk an içindeki dayanılmaz arzuya yenik düşerek başını onun yönüne çevirdi.

Feza deliksiz bir uykunun kollarındaydı. Yaman bu kadınla oldukça fazla zaman geçirmiş olsa da bu kadar derin uyuduğuna şahit olduğu anların sayısı bir elin parmağını geçmezdi. Feza'nın geçmesi çok zor, sebebi belirsiz uyku problemi ezelden beridir vardı zaten. Kendisi bunu bir problem olarak bile görmüyordu artık.

Yaman bugün fazla dalgın olduğunun farkına vardı. Ciddi anlamda dakikalardır, uyuyan karısını izliyor olmalıydı.

Burnunu hafifçe çekerek önüne döndü. Dolaba yöneldi. Şort ve tişörtlerinden rastgele birer alıp kısa sürede giyinerek odadan çıktı. Mutfağa ilerledi, çok ağır olmamakla beraber havaya alkol kokusu hakimdi. Ne zaman yere düşüp kırıldığı belli olmayan şişeyi ve bardağı gördü. Bu görüntü moralini bozdu fakat o farkına varmadı.

Koltuğun önü ıslak cam kırıklarıyla doluydu. Bir eliyle ıslak saçlarının arkasını kaşırken bir süre de bu manzarayı izledi. Sonra seri hareketlerle tüm zemini ve cam parçalarını temizleyerek çöpe tıktı. Tezgahın önünde dururken kafasına giren düşünceyle alkol şişelerinin olduğu dolaba yöneldi, içinde bulunan tüm şişeleri aldı. İçindekileri, onlara verdiği onca paraya zerre acımadan lavaboya boşalttıktan sonra camlarını da ortadan kırarak çöpe tıktı. Az evvelkinden daha ağır bir koku yavaş yavaş yayılırken tüm pencereleri açtı. Esinti yüzünden başına yerleşeceğinden emin olduğu şiddetli ağrıyı bile umursamadı. Tüm bu illetten kurtulmak istiyordu. Çok uzun süredir içiyordu bunları ama ilk defa bu kadar saldırgan, dengesiz dahası kontrolsüz olmuştu. Durumunun iyiye gitmediğinin farkındaydı ve kendi için olmasa da Feza için bunu bırakacaktı. Bırakmak zorundaydı.

Dolabı açarak karısının sevdiği her şeyi tabaklara doldurmaya başladı. Hepsini, onun en sevdiği şekilde hazırladı. Ve bahçedeki masaya yerleştirmeye koyuldu. Tabakları da masaya bırakmış mutfağa dönmüştü ki, koltukta oturmuş gözlerini ovuşturan Feza'yı gördü. Hafifçe gülümseyerek yürüdü ve arkasında durdu. Elini uzatıp yanağını okşamak istedi ama eli havada asılı kaldı. Nedense bunu yapma hakkını kendinde göremedi. Onu dokunarak kirletmek istemedi belki de. Yüzündeki gülümseme buruk bir hal aldı.

Kendine İyi BakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin