Çaşıt derdin?

444 35 13
                                    


Bu hikaye, Gonca'nın çaşıtlığını öğrendikten sonraki Alaeddin'in küçük kıskançlığıyla ilgili bir bölümdür.

Madem Goncam acı çekti biraz da Alaeddin kıvransın değil mi?

İyi okumalar 💟

______________________________________

Bu kadar kolay mıydı çekip gitmek. Gerçekleri bir de kendi ağzından dinlemek. Yok! Amma bu son tavizdi kendisinden. Gayrı her şeye susan her şeye göz yuman Gonca olmayacaktı . Dimdik duracaktı bütün haksızlıklara karşı.

Medreseli kendisini anlamadan dinlemeden çekip gitmişti o gün. Hâlbuki ne acılar çekmişti de belli etmemişti hiç kimseye. Amma olsun, o her zaman bildiğini edecekti, gayrı kimseye göz açtırmayacaktı.

Sabah babası gelmişti Kütahya'dan. Yanında da misafirlerini getirmişti beraberinde. Candaroğlu İbrahim bey ve Ahmet bey.

Babası yine bildiğini okurdu işte. İmdi ne planlar kurmuştu Osman beye karşı diye düşündü. Amma ardlarından onları takip eden Alaeddinden habersizdi. Siyah kisvesine bürünmüş şekilde Yakup beyin her hamlesini bir bir izlerdi.

Beyler otağa geçince pazarda dolanmaya başladı. Eli yine aktardaki şifalı otlara gidince Alaeddin geldi aklına. Ardından gelen bey oğlundan bihaberdi amma...

" Pek ilgili görünürsünüz Gonca hatun" dedi Ahmet bey.

Gonca duyduğu sesle irkildi. Beklemezdi onu burda.

" Korkuttum mu yoksa?"

" Sizi Yakup beyin otağında bilirdim Ahmet bey. Ne deyu yanlarında değilsiniz?" dedi Gonca merakla.

Alaeddin gördükleriyle iyice yaklaştı onları duymak için. Bu Ahmet bey, ne deyü Goncanın peşinde dolanırdı anlamak isterdi.

" Babamgilin konuşacakları mühim konular vardır. O yüzden çıktım yanlarından. Hem belki beni Uç pazarda dolaştırırsınız deyü düşündüm. Zira gayrı bir sayılırız biz.."

Alaeddin işittikleriyle kaşları çatıldı, ne birliğinden bahsederdi bu deyyus!
Ani hareketiyle önündeki fıçıyı devirdi yanlışlıkla.

Gonca yan taraftan gelen sesle beraber işkillendi. Tam oraya doğru adımlarken Ahmet bey tuttu kolundan.

" Gezdirmeyecek misiniz yoksa beni?"

Gonca bir gelen sese doğru baktı bir de Ahmet beye. Silkti kolundan tutan eli.

" Buyurasınız Ahmet bey" dedi öfkeyle gideceği yönü gösterek.

Alaeddin zor dayandı yakasına yapışmamak için. Kafası attı bu kendini bilmiş bey oğluna. Goncaya dokunmakta ne demekti? Dokunmayı geç, yaklaşmakta ne demekti... Hemi bir de gezdirmesini isterdi deyyus, diye içi içini yedi.

Onlar nereye giderse Alaeddin orada bitiyordu. İşitmek kolaydı da saklanmak zoruna gidiyordu artık.
Gonca ne diye susmak bilmezdi. Ne diye hep onun sesi duyulurdu kulaklarında. Amma kıskançlıktan geberirdide çıkmazdı karşısına işte gururundan.

Yine başladıkları yere geri dönünce durdular aktarın önünde. Gonca keyifle Ahmet Bey'in söylediklerine karşılık verirken göz ucuyla da kendisini izleyen şehzadeye bakıyordu. Kendisini gizlenir sanardı amma yanılırdı. Kabak gibi her Ahmet beye döndüğünde ortaya çıkardı suratı.

" Sağ olun Gonca hatun. Sayenizde Uç pazarı sizden daha eyi bilirim gayrı"

" Ne demek Ahmet bey. Bir ihtiyacınız olursa alplara seslenesiniz, onlar size yardımcı olurlar." dedi keyifle.

Algonlu küçük hikayeler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin