görev gereği

356 30 11
                                    

Tarih alabilir miyim??? !!!?

Bilginiz olsun;

-sumut olamayacak!

-gerçek aile kurgusu yok!

-romantik bana göre değil o yüzden çok fazla yapmayacağım.

-yorum ve beğeni yapın!

-illaki yazım yanlışları olucak, drama quin yapmayın!

Başlayalımmmm

TİMimle beraber içtima'nın sonuna gelmiştik. O sırada yanımıza albayın postası geldi.

"Çavuş! Melih er! Bolu! Emret komutanım!" Diye temkil verdi. "Rahat asker ne oldu!" Rahata geçip cevap verdi. "Komutanım albay sizi çağrıyor" Tamam anlamın da kafamı salladım. Ve albayın odasına gitmeye başladım. Odanın önüne gelince kapıyı çaldım. Gir komutu gelince odaya girdim. Hazır ola geçip. "Alabayım beni çağırmışsınız?" Dediğimde "otur yüzbaşı" Oturmadım. "Bu bir emirdir asker otur" Dediğinde oturdum.

"Bugün kargaha yeni bir yüzbaşı gelicek onu sen karşılayacksın yüzbaşı" Dediğinde "emredersiniz komutanım" Dedim ve ayağa kalktım. "İzninizle" Dedim ve kafa selamı yaprak odadan çıktım. Hemen lojmana gidip üstüme üniformamı giyip helikopter pistine geldim. 5 dakika sonra helikopter geldi. İçinde 25 yaşlarında, yeşil gözlü, siyah saçlı, buğday tenli, 1.90 boyunda oldukça yapılı bir adam çıktı.

Karşısına geçip "yüzbaşı arel göktürk" Dediğimde "yüzbaşı pars demir" Diye kendini tanıttı. "Burayı size ben gezdiricem" Dediğimde kafasını salladı. Ve Karagahı gezmeye başladık. En son ona lojmanını göstererek timimin yanına gittim. Beni gören tim, hızla ayağa kalktı. "Rahat" Diyerek oturmalarını salladım. TİM bana merakla bırakıyordu. Keskin "komutanım albay sizi niye çağırmış?" Diye sordu. "Yeni yüzbaşı geldi. Onu gezdirmem lazımdı" Diye sorusunu cevapladım. Esin "komutanım, akşam köfte ekmek yemeğe gidelim mi?" Diye sordu. Tamam anlamında kafamı salladım. Ve sohbet etmeye başladık. O sırada yanımıza kaos timi geldi. Berke "komutanım nasılsınız?" Diye heycanla sordu. Anlam veremeyerek cevap verdim. "İyi berke sen?" Berke hızla cevap verdi. "İyi, iyi çok iyi bu gün yanınızada ki beyefendi kimdi?"  Belli oldu neden sorduğu, "sizin yeni komutanınız berke" Dediğimde yutkundu.

"Şimdi o kaslı, yakuşuklu, adam bizim komutanımız mı? "

Evet anlamında kafamı salladım. O sırada yalandan bayılmış numarası yaptı. Can ensesinden tutup berkeyi kandırdı.

Can "berke!, olum az adam ol, minnacık" Dedi ve eliyle (🤏şu haraketi yapıyor)  berke omuz silkerek, konuşacaktı ki yüzabaşı'nın sesi duyuldu. "KAOS TİMİ TOPLAN" diye kükredi. Berke bana anamızı bellicek bakışı atarak koşarak pars yüzabaşı'nın yanına gitti. Bizde timle dinleme odasına gittik. Aykut konuştu. "Arel bu gün gidecek misin?"  Cevap vermedim ama o cevabını aldı.

Selim "komutanım siz her 23 haziran nereye gidiyorsunuz?" Dedi. Tim merakla bana bakıyordu. Aykut hariç, "belki başka zaman" Dedim ve albayın yolunu tutum. Albayın odasına gelince kapıyı çaldım. Gir komutu gelince içeri girdim. Albay konuşmama müsaade etmeden "git kızım" Dedi. Kafa selamı verip, odadan çıktım. Ve lajmana gidip gidip,  sivil kıyafetlerimi giydim. Ve karargahtan çıktım.

İLAHİ BAKIŞ

Arel arkasında yine meraklı bir TİM bırakarak Karaghatan çıktı. 8 senedir, daha doğrusu onların areli tanıdığı 8 yıldır, arel her 23 Haziran günü, arel Karaghatan herkesten önce çıkıyor. Ve yerini bir tek bilen aykut var. O da arel bir gün sarhoş olduğunda öğrendi.

Tim her seneki merakla, aykuta döndü. Aykut omuz silkerek odadan çıktı.

Tim oflayar konuşacaklardı ki odaya yeni yüzbaşı pars girdi. Tim hızla ayağa kalktı. TİM'in konuşmasına izin vermeden "arel yüzbaşı nerde?" Diye sorunca keskin "vallahi komutanım bizde bilmiyoruz" Diyerek cevapladı. Pars komutan kaşlarını çatarak "nasıl?" Diye sordu. Esin "komutanım arel yüzbaşı her sene 23 haziran günü yani bu gün, karagahtan herkesten önce çıkar. Ama nereye gittiğini üst rütbeliler ve aykut biliyor" Pars yüzbaşı tamam anlamında kafasını sallayarak odadan çıktı. Ve albayın odasına gitti. Kapıyı çaldı. Gir komutu gelince hemen içeri girdi. "Yüzbaşı! Pars demir! Erzincan!" Albay parsa anlamayrak bakıyordu. "Rahat yüzbaşı ne oldu?" Pars rahata geçerek "komutanım arel yüzbaşı nerede?, acil görüsmem lazım" Albay kesin bir dille konuşarak "yarın görüşürsun arel yüzbaşı ile" Dedi.

Pars anlamayara başını salladı. Ve odadan çıktı.

YARIN SABAH
Arel göktürk

Lojmandan çıkıp, timin odasına gittim. Odaya girdiğim de hâlâ uyuyorlardı. Demir dolaba vurup. "KOĞUŞ KALK KALK!" diye bağırdım. Sesimi duyan tim. Hızla ayağa kaşkıp tekmil vermeye basladı.

"Kıdemli üsteğmen! Aykut erdoğdu! Şanlı urfa! Emret komutanım!"

"Kıdemli üsteğmen! Esin eser! İzmir! Emret komutanım!"

"Üsteğmen! Keskin emir talha! İstanbul! Emret komutanım!"

"Üsteğmen! Selim kirazlı! İzmit! Emret komutanım"

"Kıdemli teğmen! Efil seril! Malatya! Emret komutanım!"

"Rahat asker!" Hepsi rahata geçtiğinde "5 dakika ya içtima alanına" Diye bağırıp odadan çıkıp bahçede ki banklardan birine oturdum. Saniyeler sonra yanıma başka biri oturdu. Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırdığımda pars yüzbaşıydı. "Günaydın yüzbaşım" Aynı şekilde karşılık verdi. "Günaydın yüzbaşım" Ardından aklına birşey gelmiş gibi bana döndü. "Dün neredeydiniz yüzbaşım?" Dediğinde tepkisizce ona baktım. "Bundan sizene" Dedim. "Yani Karaghatan erken çıkmak, üslerle anlaşmak Falan" Dediğinde sert bir sesle "ne demek istiyorsunuz?" Dedim. "Torpilisiniz demek istiyorum." Dedi kendinden emin bir şekilde, "beni kendinizle karıştırmayın yüzbaşım, sonuçta benim babam tuğ general değil."

Dedim ve oradan uzaklaştım. Pislik herif bana ne diyor.arkamdan bağırdığında adımlarım durdu "illa babanızın tuğ general olmasına gerek yok" Resmen sürtük dedi. Hızla yanına giderek yumruk çaktım. Suratına "HADDİNİ AŞMA YÜZBAŞI" kahkalarla gülerken "niye yoksa doğru mu?" Dediğinde üstüne oturarak daha çok vurmaya başladım. 

"Babasının torpili ile gelmiş şahsiyet beni kendinle karıştırma"

Dedim ve oradan uzaklaştım. Yoksa öldürürüm. Ben onun hayatını ezbere bilirken o benim hakkımda birşey öğrenemeyimce kudurdu.

Albayın postası yanıma geldi. "Çavuş! Melih er! Bolu! Emret komutanım!" Kafamı sallayıp "rahat" Dedim. "Albay sizi bekliyor" Tamam anlamında kafamı salladım ve albayın odasına gittim. Kapıyı çaldım, birkaç saniye sonra gir komutu gelince içeri girdim.

"Yüzbaşı! Arel göktürk! Hakkari! Emret komutanım!"

"Otur arel" İsmimle seslendiğine göre  özel bir mesele, hemen oturdum.

"Albayım birşey mi oldu?" Diye sordum. Ama merak dahi etmiyor. Merak duygumu seneler önce kaybettim.

"Arel, birkaç dakika önce MİT'en haber Geldi." Kafamı salladım. Başka ne yapabilirim ki "Baba'nın naşını bulmuşlar" Dedi.

15 yıl sonra

Ağlamam lazım, ama hissetmiyorum hiç birşey.

Devam edecek...

Bölüm nasıl?

Arel'in babası?

Arel?

Pars?

Sizce arel 23 haziran günü nereye gidiyor?

Parsın söyledikleri?

PARSA SÖVÜN.

Görev GereğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin