görev gereği

166 21 24
                                    

Merhabaaaaa

Nasılsınız bebekleri???¿

Başlayalımmmmmmm

Sabah kalktığımda hemen banyoya gittim. İşimi bitirip banyodan çıktım. Üstümü değiştirdim. Kıyafetleri dolabıma yerleştirdim Ve alt kata indim. Para salon'da uyuyordu. Helal lan aferin yanıma gelmemiş. (👏) hızla mutfağa gidip kahvaltı hazırlamaya başladım.

Saat 7:37 baya geç kalktım normal de 6 da ayakta olmam lazımdı. Kahvaltı için çayı ocağa bıraktığım ve buz dolabından kahvaltılıkları masaya yerleştirdim. 3-4 yumurta aldım ve tezgaha koydum. küçük tencere alıp içine su koydum ve yumurtaları içine koydum ve ocağı yakıp üstüne koydum.

15 dakika'nın ardından çay ve haşlanmış yumurta hazır oldu. Çayın altını kapattım. Yumurtaları tencereden çıkartıp soymaya başladım. Soyduktan sonra sonra yumurtaları tabağa koyup dilimledim ve üslerine tuz serptim ve masaya koydum, ve pars'ın yanına gittim hala uyuyor (!) sehpa'nın üzerim de gördüşüm su dolu bardağı aldım. Ve kafasından aşağı bocaladım. Hızla koltuktan kalkınca beni gördü "sikerim kızım seni" Dediği anda "HOŞT LAN!" dediğim anda mutfağa kaçtım.

Asker olabilirim ama o da asker, ve dediğini yapar mazallah, çayları koyduğum anda içeri bir adet öfkeli pars girdi. Sanki onu ben uyurken ıslatmamışım gibi yemek yemeğe başladım. Hâlâ  bana öldürecekmiş gibi bakınca omuz silkip yemek yemeğe devam et- derken zil çaldı.

Pars ile birbirimize bakmaya başladık, ben ona git aç kapıyı bakışı atarken o oldu paşam, git aç  bakışı atıyordu. "Git aç para" Dediğim de "oldu, git sen aç" Dediğin de "aç, kahvaltı yapıyorum ben" Dedim, ve çayımdan bir yudum içtim. "Ben de kahvaltı yapıyorum, git sen aç" Dediğim de tekrar zil çaldı. Homurdanarak kapıyı açmaya gittim.

Kapıyı açtığım da karşım da dilara vardı. Bekliyordum zaten dünkü tavırlarından sonra  buraya gelmesini, "hoş geldin dilara, gel içeri" Dedim en samimi şekilde, elindeki tabağı bana uzattı, "hiç içeri girmeyim, annem gönderdi. Yeni taşındılar birşey yapamamışlardır. Dedi" Uzattığı tabağı aldım. "Çok teşekkür, ama gel kahvaltı yaparsın bizimle" Dediğim de kafasını salladı. Ve içeri girdi. Onun arkasından da ben mutfağa girdim.

Pars, dilarayı görünce içtiği çayı püskürtü -🤭-

Hemen kendini topladı. "Pardon, seni beklemiyorduk dilara, gel otur" Dediğin de dilara hızlıca pars'ın yanına oturdu.

umursamadan, hızlıca dilara ya bir tabak hazırladım. Çayını koydum ve dilara'nın önüne koydum.

Ve kendi yerime oturdum. Dilara, parsla konuşmaya çalışarak, pars dilaradan kurtulmaya çalışarak, ben ise sırıtarak onları izleyerek kahvaltıyı bittirdik.

Salona geçtiğimiz de, pars kahvaltıyı kaldırmak istedi kesinlikle dilaradan kaçmak için değil he...

Birkaç saat dilara ile sohbet ettikten sonra gitti. Kızı kahvaltıya çağırdık iyilik günün yarısını onla geçirdik.

Pars sinirle yanıma geldi. "Ne diye kahvaltıya çalışıyorsun!" Dediğin de masumca "görevimiz gereği, devrem ailesi ile iyi geçinmemiz lazım" Dedim.

"Kesinlikle intikam için değildir" Dedi dişlerinin arasından "kesinlikle" Dedim. Ve koşarak odaya girdim.

Akşam için giyinmeye kara verdim. Verdim. Ve dolabımı açtım. Bir düşünün bakim ne gördüm?

Dolabım da tişort ve pantolondan başka birşey yok...

Ama taktım mı bunu? Evet!

Alışverişe gider alırım, o iş kolay da ben onları nasıl giyeceğim!

Görev GereğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin