22.Bölüm

103 13 3
                                    

Umut hiçbir zaman sönmez

<3 <3

Değişen dünya ve geçen zaman ister istemez geçmişe döndürüyordu bizi. Zamanla dün geçmiş oluyor, yarın bugün oluyordu. Her geçen gün hayallerimize biraz yaklaştırırken yeni anıları da beraberinde getiriyordu. Yıllar geçtikçe omuzumuza eklenen yükler bizi daha da ağırlaştırıp dinlenecek liman bulduğumuz anda bıraktırıyordu üstümüzdeki yükleri. Tam hafifleyip rahatlayacakken zaman yeni yüklerini hazırda bekletip tekrar tekrar omuzumuza yüklüyordu eskileri.

Benim bulduğum limanım Ömer olmuş, tüm üstümdeki yüklerimi almıştı. Tam dinlenecekken eski gelip kapımı çalmış yeni ağırlıklarını bırakmıştı omuzuma. 

7 yıl önce 

ıssız, karanlık ve bomboş koridorda yürürken korkuyordum ama kimseye söyleyemiyordum. Elimi tutan kadının bana yabancı olduğu gibi yabancıydı burası bana. Yürürken beni beraberinde götürüyor bana fikrimi bile sormuyorlardı. Annemi ve babamı çok özlüyordum. Ölümün ne olduğunu henüz bilmiyor bilmek de istemiyordum. Ağabeyimin üzüldüğü için gittiğini ve geri gelip beni buradan alacağını düşünmek istiyordum. 

Koridorda tek çıkan ses yanımda duran tanımadığım bu kadının topuklu ayakkabı sesi ve benim annemin hediye olarak aldığı kırmızı fiyonklu ayakkabının çıkardığı sesti. Nereye gittiğimizi merak ediyor ama kimseye bir şey diyemiyordum. Sonunda beyaz bir kapının önünde durduğumuzda yanımdaki kadın kapıyı tıklatıp açtı. 

"merhaba Aylin Hanım. Yeni kızımızı getirdim, Asel Dalya adı." dedi.

Adının Aylin olduğunu öğrendiğim kadın kemik gözlüğünü düzeltip ayağa kalktı ve yanıma doğru gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde baştan aşağıya süzerek baktı. Eliyle kazağımı inceleyip ardından elini saçlarıma koyup inceledi. Biraz uzaklaşıp arkamdaki kadına çevirdi bakışlarını.

"ailesi mi getirip attı? Pek bakımsız duruyor." dedi.

Duyduklarımla çok kalbim acımıştı. Ağzımı açıp bağırmak istiyor ama kimsesizliğim engel oluyordu. Arkamda adını bilmediğim kadının derin nefes aldığını hissettim.

"Kaybetmiş ailesini." dedi. Ve ben rüya olmasının diledim bir kez daha.

"İyi, götür diğerlerinin yanına umarım uslu bir şeydir." dedi ve eliyle kovar gibi gitmemizi ima etti.

"Gel canım..." diyerek beni yönlendiren kadına ayak uydurarak çıktık odadan. 

"Evet bu kişi bizim kaçık müdürümüz. Sen ona bakma." diyerek bana döndü ve beni durdurdu.

"Ben Mine, eski ailenin yerini tutamayız ama biz de artık bir aileyiz. şimdi seni bir sürü arkadaşlarınla tanıştıracağım gel bakalım." dedi. 

Elimden tutup yürümeye başlarken elini çekip tek bir şey dökülmüştü dudaklarımdan. İlk ve son kez sormuştum.

"Abim bir daha gelmeyecek değil mi?"

Annem ve babam kendi istekleri dışında beni bırakmışlardı ama ağabeyimin gidişi kendi seçimiydi. Onu asla affetmeyecektim...

Günümüz

Karşımda ağaca yaslınmış büyük bir yıkımla gözlerime bakan adam ne yapmaya çalışıyordu anlamıyordum. Beni geçmişe götürdüğü için ona oldukça kızgındım hatta bacağımı vurduğunu bile örtmüştü şimdiki kızgınlığım. Elime telefonumu aldığımda nihayet Ömer'in sesini işitiyordum. 

Du hast das Ende der veröffentlichten Teile erreicht.

⏰ Letzte Aktualisierung: Jun 23 ⏰

Füge diese Geschichte zu deiner Bibliothek hinzu, um über neue Kapitel informiert zu werden!

Bir Çift Buz PateniWo Geschichten leben. Entdecke jetzt