GERÇEKLER

245 43 32
                                    

"Ne diyorsun Hande nasıl buldun?"

"Karahan Tahir'in resmini çizdirdiğinde başta yüzü o kadar da tanıdık gelmemişti ama sonradan kafama bir şeyler dank etti." Tek nefeste söylemişti bunları kafam iyice allak bullak olmuştu.

"Nasıl yani Tahir'i tanıyor musun?"

"Ölen kardeşimi hatırlıyor musun?"

"Cihan'ı mı evet hatırlıyorum."

"Tahir Cihan'nın arkadaşıydı Selin bundan emin olmak için evdeki fotoğrafları karıştırdım biraz." Cebinden bir fotoğraf çıkardı ve masaya koyup bana uzattı. Fotoğrafta Tahir, Cihan ve bir kız vardı kızın yüzünden göğüslerinin olduğu kısıma kadar olan kısmı yanmıştı bu yüzden yüzü belli olmuyordu.

"2 yıl önce evimizde çıkan yangından dolayı fotoğraf hasar görmüş bu kızın yüzü görünmüyor." Dedi olaya açıklık getirerek  fotografa tekrar baktım üçü de gayet samimi arkadaşlar gibi duruyordu fotoğraf Bahçeşehir üniversitesinin bahçesinde çekilmişti aklıma Doğa ile oraya gittiğimiz an geldi daha sonra kafamı sallayarak bu düşüncelerden kurtulmak istedim.

"Tahir Bahçeşehir yazılım mezunu mu?"

"Aynen öyle ve sadece bu da değil Milan'ın ilk saldırısının tarihini hatırlıyor musun şu arşive sızıp Karahan Soygunu ile ilgili bilgileri aldığı."

"Evet geçen yıl 19 şubatta yapmıştı."

"Cihan'ın doğum gününde yani. Bir de siyasetçilerin kasalarını patlattığı asıl olayın tarihini hatırlıyor musun?"

"23 ağustos Cihan'ın öldüğü gün." Dedim sessizce ama Hande beni duymuştu bunların hepsinin sebebi Cihandı yani tüm yapılan eylemlerin amacı ona çıkıyordu ve Milan kesinlikle bu fotoğraftaki o kız ya da Tahirdi aksi mümkün bile değildi.

"Şu fotoğraftaki kızı hatırlamıyor musun yani kimdir nedir Cihan bahsetmedi mi hiç."

"Hayır hatırlamıyorum bu kızı." O an aklıma gelen düşünceyle tüylerim ürpermişti. O düşünceyi kafamdan silmek istiyordum ama olmuyordu şüphe içimde gittikçe büyürken kalbim hızla çarpmaya başlamıştı. Çok fazla tesadüf vardı ve ben tesadüflere inanmazdım.

"Benim eve gidelim bu işi bugün çözeceğiz." Çayların parasını masaya bırakıp kalktım.

"Cihan hangi yıl mezun oldu?"

"2016 neden soruyorsun?" Hızla telefonu cebimden çıkardım ve Kaan'ı aradım.

"Kaan bana acilen 2016 yılında Bahçeşehir üniversitesi yazılım mühendisliği bölümünden mezun olan herkesin adının olduğu bir liste bul ve bana gönder bir de Elif'i de al benim eve gel gelirken bir kutu limonlu soda al." Konuşmasına izin vermeden telefonu kapattım.

"Kızın adını soyadını hiç bir şey bilmiyoruz yani bu pek bir işe yaramayacak."

"Ben sadece bir şeyden emin olmak istiyorum."Dedim anlamamış gözlerle bana baktı evin önüne gelmiştik anahtarımı çıkarıp eve girdim.

"Yavrum geldin sonunda." Doğa elindeki tabaklarla salona yanımıza gelmişti yanımda Handeyi görünce doğal olarak suratı asıldı yanına gittim ve onu mutfağa çektim.

"Misafir getireceğini önceden söyleseydin keşke."

"Ani gelişti bir anda ufacık iş büyüdü."

"İş konuşacaksanız yani ben gideyim o zaman."

"Telafi edeceğim söz." Deyip dudağına bir öpücük bıraktım.

"Kendini kolay kolay affettiremezsin." Deyip mutfaktan çıkıp benim odama girdi bir kaç dakika sonra kendi kıyafetlerini giymişti Handeye bir şey demeden yanından geçip evden çıktı umarım bu işin sonunda yanılıyorumdur diye geçirdim içimden.

"Misafirin olduğunu söyleseydin bana geçerdik. "

"Önemli değil." Bir kaç dakika sonra kapı çaldı açtığımda Elif ve Kaan'ı kapıda gördüm içeriye davet ettim onlar da kanepeye oturdu.

"Dediğiniz listeyi buldum komiserim size mail olarak attım." Bilgisayarımı açtım ve en üstte ki Kaandan gelen maili açtım önümde 2 sayfalık bir liste duruyordu tek tek tüm isimlere baktım önce Cihan Alabey ismini gördüm daha sonra Tahir Duman içimden Doğa Beyoğlu ismini görmemek için dua ediyordum ki bir noktanın üstünde durdu elim Doğa Beyoğlu yazıyordu şaşkınlıktan donup kalmıştım bunu fark eden Kaan hemen atıldı.

"Komiserim hayırdır bir şey mi buldunuz."

"Çok fazla tesadüf var Kaan çok fazla tesadüf." Üçü de yanıma gelip ekranda baktığım yere bakıyorlardı Doğa'nın ismini gördüler ama benim kadar tepki vermediler.

"Yani bir tık tesadüf ama Doğa Milan çıkmaz ya." Onlar için tek tesadüf buydu tabii Doğa'nın Sibel'in kızı olduğunu bilmiyorlardı.

"Tek tesadüf bu değil bana bir haberden bahsetmiştiniz hatırlıyor musunuz? Sibel'in kızını Tahsin müdürün kaçırdığına dair bir haber."

"O olay asılsız ama." Diyerek girdi konuya Hande.

"Yok o olay doğru Tahsin müdür kendi itiraf etti." şaşkınlıktan ağızları açık kaldı ilk duyduğumda bende böyle olmuştum sözlerime devam etti bir sonraki olay onları daha da şok edecekti.

"Sibel'in ikizlerinden birini yani Duruyu yurda vermiş Doğayı ise evlatlık edinmiş."

"Doğa Sibel'in kızı mı yani vay anasını avradını sayın seyirciler." Diye duygularını tercüme etti Kaan onu suçlayamazdım bende ilk duyduğumda ne diyeceğimi bilememiştim.

"Harbiden çok fazla tesadüf var." Dedi Hande gözüm masada Hande'nin önünde duran başka bir fotoğrafa kaydı uzanıp elime aldım ve daha yakından baktım. Fotoğraf bir plajda çekilmişti Cihan Tahir'in sırtına atlamıştı ama Tahir'in yüzü o kadar belli olmuyordu bu fotoğrafın da bir kısmı yanmıştı fotoğrafın arkasını çevirdiğimde daha önce de gördüğüm tanıdık bir Latince yazı gördüm.
"Sic parvis magna."

"Bize çok yardımcı olacak bir şey gibi durmuyor anlamına baktım küçü-" sözünü kestim ve o an Doğa'nın bana söylediği bu Latince cümlenin anlamı dudaklarımdan döküldü.

"Küçük başlangıçların büyük azameti." Arabamın anahtarını alıp hızla evden çıktım arkamdan gelen sesleri umursamadım telefonumu cebimden çıkarıp rehberden Doğayı buldum aramadan önce bir kaç defa derin nefes alıp verdim hiç bir şey belli etmemem gerekiyordu ara tuşuna bastım bir kaç defa çaldıktan sonra onun sesini duydum.

"Beni evden koyduğun için köpekler gibi pişman olduğunu söylemek için mi aradın."

"Gönlünü almam gerek sonuçta nerdesin seni almaya geliyorum."

"Evdeyim bahçeye inerim birazdan."

"Tamam 10 dakikaya oradayım."

*********

Arabayı park ettikten sonra evin bahçesine doğru ilerledim onu gördüm ilerde bahçede çiçeklerin orda geziniyordu kalbim çok hızlı çarpıyordu tüm bu saçmalıkların bir an önce bitmesini istiyordum.

"Sonunda geldin." Sesi beni kafamdaki düşüncelerden uzaklaştırdı yanıma gelen Doğaya yaklaştım.

"Trafik vardı biraz."

"Çok kıymetli işini halletin mi bari?"  Başımı olumlu anlamda salladım keyifsizliğimi ne kadar gizlemeye çalışsam da fark etmişti yüzüme daha da yaklaşmıştı dudaklarımız çok yakındı.

"Bir hanımefendiyi evden kovmak büyük bir kabalık başkomiserim bunu bilmeniz gerekirdi." Onu özleyecektim onun bu hallerini, masmavi gözlerini özleyecektim sadece saniyeler sonra her şey mahvolacaktı tüm cesaretimi topladım derin bir nefes aldım.

"Doğa Beyoğlu, başkasına ait banka ve kredi kartlarını rızası dışında kullanmaktan, Türkiye Cumhuriyeti Polis Teşkilatının veri tabanındaki bilgilere sızıp dışarı aktarmaktan ve benzeri suçlardan tutuklusunuz."

Kemerimdeki kelepçeyi çıkarıp bileklerine taktım o ise sessizdi gözleri kızarmaya başlamıştı ve ağzından çıkan tek cümle "Her şeyi anlatacağım" olmuştu kabul etmişti sonuna kadar içimde onun Milan olmadığına dair bir umut vardı ama o bunu kabul ederek o umut ışığını da söndürmüştü.

AYAYAYAY HEYCANLANDIM AYOL.

Milan gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin