• final •

64 12 13
                                    

Arada bilinmeyen bir kıvılcım... Birinin vazgeçmesi sanılanın aksine işe yaramayacaktı. Zaten karşılıklı hisler vardı ama birbirlerinden habersizce büyümüştü. Bu yüzdendi ki aradaki bağ ne zayıfladı ve panzehir etkili oldu ne de ilerledi ve kendiliğinden ortadan kalktı amortentianın etkisi. Bunu öğrenmeleri çok uzun sürmedi.

Panzehir için o kadar uğraşmışken bir işe yaramıyor olması Beomgyu'da büyük bir hayalkırıklığı yaratmıştı. Sırf işe yarasın diyeydi yaptığı her şey fakat en ufak etkisi bile olmamıştı. Ama karşılarında tamamen düzelmiş bir Yeonjun vardı ve bu hala bir umut işaretiydi. Fakat nasıl olduğunu bilmiyorlardı.

Yeonjun'un düzelmeye ilk başladığı zamanlar Taehyun ile aralarında bir şeyler yaşanmaya başladığı zamandı ve bu geliştikçe Yeonjun tilki yanlarını yavaşça kaybediyordu. Tamamen kaybettiği zaman ise Taehyun ile ilişkilerini adlandırdıkları vakitti.

Beomgyu düşündü, Soobin de kendisi de karşılıklı hislere sahiplerdi en başında ve bir kıvılcım zaten yakılmıştı. Bu yüzdendi amortentianın bir türlü zayıflamaması. Ama aynı zamanda düzelme de yoktu duygular var olsa da çünkü ikisi de birbirlerine o ilk adımı atmamış, duygularını kabul edip birbirlerine açılmamışlardı. Bu yüzden Soobin'in üzerinde herhangi bir değişiklik olmamıştı.

Bunu fark ettiklerinde iki tarafta şimdi birbirlerinin duygularından haberdardı fakat bu şekilde itiraf etmeyi beklemediklerinden bir utanç çukuruna kendilerini atmışlardı. Tıpkı bir devekuşu misali kafalarını saklıyorlar ama aslında her şey zaten ortadaydı.

Fakat beklenmeyen bir adım olarak Soobin yanıbaşında oturan Beomgyu'ya yanaştı. Tavşan dürtülerini artık bastırmasına gerek olmadığını fark ederek hareket etti. Tavşan dürtülerinin, bastırdığı duyguları en başından beri ortaya çıkarmaya çalıştığını ve o inatla bunu bastırarak kendi düşünceleri olmadığını savunduğundan hep bunu görmezden gelmeye çalışmıştı. Lakin şimdi düşünceleri toparlanmışken bastırdığı tüm bu duyguların hepsinin ona ait olduğunu kavradı ve Beomgyu'nun elini tuttu.

Bu dokunuşa titreyen bir elle karşılık verdi Beomgyu. Çekingen ama bir o kadar narin bir bakış sundu Soobin'e. O an sadece gözler konuştu, anlamak için imkan tanıdı. Yoğun bir bakışma geçti, sessiz anlaşmalar yapıldı ve dudakları bunu kabul edip mühürledi.

Yavaş ve duyguların yorgunluğu ardında kavuşmanın verdiği rahatlamayla usulca öpmeye başladılar birbirlerini. Dudakları birbirine alışmaya başladı ve mühre kilit vuran ıslak bir ses duyuldu.

Soobin tuttuğu elleri kendi ensesinde birleştirdi ve ardından kendi elleri Beomgyu'nun belinde yerini buldu. Parmaklarıyla orayı ezberledi yolunu kaybetmemesi adına. Sonrasında sardığı bedeni kendisine çekti ve onu öpmeye devam ederken sırtını üstlerinde oturdukları koltuğa yasladı, bir nevi yatırdı onu, üstüne eğilirken.

Yavaş ama yoğunlaşan öpücüklerin arasına dilleri karıştı ve sarıp sarmaladı birbirini. Soobin'in parmakları Beomgyu'nun kıyafetini sıyırdı ve çıplak teninde gezinmeye başladı. Parmak uçları yanıyordu adeta soğuk tende. Gezindikçe dokunduğu yerde dövme misali izini bıraktığını hayal etti ve bu onda sahiplenme duygularını açığa çıkardı. Kavradığı beli sıkı sıkıya tuttu ve kendi bedenine çekti. Öpüşleri sertleşti ve öptüğü dudakların dışına taşmaya başladı. Taştıkça taştı ve Beomgyu'nun boynuna doğru bir yol aldı.

Eşini benimsedi ve kendini göstermek adına boynuna izlerini bırakmaya başladı. Eşinden gelen inlemeler onu daha çok isteklendiriyor ve içindeki dürtüyü daha da alevlendiriyordu.

Dudakları tekrar Beomgyu'nun bedenine inmeden önce üzerindeki kıyafetlerden kurtuldu ve çıplaklıklarıyla bir bütün ve aynı zamanda birbirlerinin oldular.

O günden sonra anlatılmayan tek bir şey kalmadı, açıkladılar, açıldılar... Birbirlerini anladılar, anlayışla karşıladılar. İksir etkisini yitirdi ve aralarındaki aşkın aracı oldu. Fakat her şey elbette sorunsuzca ilerlemedi. Bu birlikteliğe karşı çıkanlar vardı, Soobin'in ailesi.

Yeji ile Soobin sadece ailelerinin baskılarıyla sahte bir birliktelik sergileselerde işin sonunda asla birlikte olmayacaklardı. Fakat bu ailelerin kulağına gittiğinde işler kızışmıştı. Karşı çıkıldı ve aileden red yemeye kadar geldi mevzu fakat Soobin geri adım atmadı ve hayatının büyük çoğunluğunu oluşturan bu baskıdan kurtularak ailesini geride bırakmayı seçti. Ailesini sevmiyor değildi ama ona hayatı boyunca iyilik adı altında zarar verirken daha fazla onlarla kalamayacağına karar vermişti.

Böylelikle hep istediği kasaba dışına gitme hayalini gerçekleştirebilecekti hem de bunu istemediği biriyle evlenmeden yapabilecekti. Fakat Beomgyu'nun bunu istemediğini öğrenince de üzülmüştü oldukça. Onsuz gitmek istemiyordu ama bu kasabada da kalamazdı.

"Büyüdüğüm ve her köşesinde birçok anı yetiştirdiğim bu yeri bırakmak o kadar da kolay değil." Dürüstçe ifade etti kendini Beomgyu fakat Soobin ikna etmekte kararlıydı öyleki arkadaşlarını da bu işe katmıştı.

"Buraya hiç dönmeyiz demiyorum ki, ama yeni bir yer ve yeni bir başlangıç ile yeni anılar yetiştirmek hiç cazip gelmiyor mu?" Beomgyu düşündü, hiç istemiyor değildi ama emin de değildi.

"Hadi ama, sadece ikiniz de olmayacaksınız biz de geliyoruz. Böylece yeni bir yere alışırken yalnız hissetmeyeceksin Beom. Ayrıca Yuna orada yaşıyor, benim için harika bir fırsat. Lütfeeeen kabul et şunu, beni orada yalnız bırakamazsın." Kai konuştuğunda Beomgyu'nun gittikçe aklı yatıyordu buna. Her ne kadar son dedikleri ciddiyetsizce gülmesine sebep olsa da.

"Eğlenceli olacaktır eminim ki, nazlanma işte." Yeonjun'un ardından Taehyun devam etti. "Yoksa ikna etmemiz için iksir falan mı kullanalım istiyorsun ha?" Beomgyu hızla kafasını iki yana salladı ve ayaklanıp bavulunu gösterdi. "Hayır hayır hiç gerek yok, bakın zaten hazırım ben." Hepsi buna güldüğünde Beomgyu da gergin bir gülümseme ile onlara katıldı.

Sonunda hepsi oradan ayrılıp tabii öncesinde Bayan Lee ile vedalaşmayı unutmayıp yeni hayatlarına adım atarken kasabanın çıkışına ilerlediler. Beomgyu durup son kez arkasına baktığında Soobin'in elini tuttu ve bu Soobin'in de bakmasına sebep oldu.

"Aşkı bulduğum kasaba..." Diyerek lafına başladığında Soobin buna gülümsedi ve devam ettirmeden önce ekleme yaptı. "Ayrıca aşkı kazandığım kasaba." Bu sefer gülümseyen Beomgyu oldu ve vedasını sona erdirdi. "Eski anıları yad etmek için geleceğimiz güne kadar hoşçakal."

.
.
.

Lan bitti sonunda şükür 😪😪

Ficin başında da dediğimi hatırlıyorum ama yine demek istedim, aslında ficin ana konusu benim rüyamda oluyordu, Beomgyu'nun iksir vermesi, Soobin'in yarı tavşan olmasi ve Soobin bunu öğrenince Beomgyu'nun evden gitmesi bu kısımlar rüyamda gelişti ve bende fice dökmek istedim.

Ne harikayim ama rüyamda bile fic yaziyom snosjxoakwojsoam

Neyse neyse işte bu şekilde bu fic ortaya çıktı, sınav sebebiyle çok bölüm atamadım daha doğrusu sık atamadım, uzun süre geçince de biraz hevesim gitti ama bir şekilde bitirdim

Buraya kadar okuyanlara teşekkürlerrr 💖💖💖💖

Bu ficte de son kez hoşçakalınnnn 🌸💖✨💗

Amortentia || soogyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin