yaranamadım yavrum yaranamadım

319 34 54
                                    

@sogukkahve: istediğin bir şey var mı

@caganefe: soğuk kahve?

@sogukkahve: hangisi

@caganefe: sen

@sogukkahve: sade mi karamelli mi demek istemiştim

@caganefe: yakışır

@sogukkahve: anlamadım

@caganefe: karamelli olsun

Telefonu cebime koyup, hastanenin kafesinden soğuk kahve almak için ilerledim. Yağız ve Leyayı gördüğümde küçük şaplı bir şok geçirsem de kıza dönüp iki soğuk kahve istediğimi söyledim. Kafenin dip köşesinde bulunan koltuklarda Leya dışarıyı izlerken, Yağız onun dizlerinde uyuyordu. Hayır tabiki yakıştırmadım onları. Yağız benim kızımı üzerdi. Hemen bu fikri kafamdan silip attım. Telefonumu çıkardım ve Leyaya mesaj çektikten sonra kahveleri alıp oradan ayrıldım.

'Sakın gönlünü o benden iğrenerek bahseden ama sırf Çağana çok sadık olduğundan yine de sevdiğim esmer yakışıklı adama kaptırayım deme. O seni çiğ çiğ yer.'

Çağanın yattığı odanın kapısını açıp içeri girdiğimde yattığı yerden doğrulmuş otururken kitap okuyordu. Beni gördüğünde elindeki kitabı kenara bırakıp gülümseyerek "Tık doğdu güneşim." dedi. Elimdeki kahveleri komodine bıraktıktan sonra çantamı da kenardan büyük koltuğa bıraktım.

"Yağız yalnız mı bıraktı seni?" dedim saçlarımı ellerimde arkamda toplarken. Dudak büzdü. "Ben kovdum açıkçası. Uyumalıydı." Başımı salladım. "Uyuyor, uyuyor. Arkadaşımın dizlerinde hem de." Kaşları havalandı. "Ne?" Sandalyeyi Çağanın yanına olabildiğince yaklaştırıp oturdum. Kahvemi elime alıp diğerini de ona verdim. "Ya ya, aşağıda Leyanın dizinde uyumuş." dedim.

Kahveden bir yudum içtiğinde yüzünü buruşturdu. "Beğenmedim." dediği için ben de bir yudum aldım ama gayet güzeldi. "Sen yapmamışsın ki bunu." diyip kahveyi yerine bıraktı. Anlamasına gülümsedim. "Cafe buraya çok uzaktı, ben çoktan gelmiştim. Özür dilerim." dedim alt dudağımı hafifçe sarkıtırken. Başını sağa yatırıp gözlerini dudaklarıma indirdi. "Aslında bir dokunuşun yeter." dedi iç çekip. Hala dudaklarıma bakıyordu ve makineye bağlı olduğundan kalp ritmini değiştiğini net bir biçimde duyuyordum. "Çağan!" dedim uyarır tonda. "Kalbine sahip çık!" Gözlerini dudaklarımdan çekti. "Elimde değil."

Kenara bıraktığı kitabı elime aldım. Yangınlı Şiirler. "Şiir kitabı mı?" diye sordum ama içini açıp baktığımda olmadığını gördüm o da "Hayır." dedi aynı zamanda. "İnanır mısın?" dedim kitabın sayfasında okuduğum küçük soruyu ona yöneltip. "Aşka mı?" dediğinde başımla onayladım. Sorumu cevaplamadı. "Sen inanır mısın?" Bakışlarımı gözlerine çevirdim. Parlayan elaları merakla cevabımı bekliyordu. "Kalbinin ritmini değiştirecek şeyler söylemeyeceğim." dedim kaçamakça. Yine de değişti ritmi. "İstemiyorum." dediğinde anlamayarak kaşlarımı çattım. "Eğer başka bir kalp nakil olduğunda, sana karşı böyle atmayacaksa istemiyorum."

Soğuk KahveWhere stories live. Discover now