20

9.1K 642 555
                                    


Summer Falter

Yazar: zuzuzu

Çeviri: minnikiniz

20. BÖLÜM

Bir ay geçmişti ve Kyungsoo'nun o günden beri Jongin'den kaçmadığı doğruydu fakat genç olana ayırdığı sınırlı vakit ise apayrı bir hikâyeydi. Jongin ne zaman yurda gelip onu ziyaret etse yalnızca basit bir 'selam' der, birazcık gülümser, azıcık konuşur ve sonra onu eve gönderirdi. Aslında Kyungsoo ona hiç soğuk davranmamasına rağmen çok sinir bir durumdu. Yalnızca ilişkilerini normal bir seviyede tutmaya çalışıyordu. Arkadaş değillerdi ama sevgili de değillerdi. Sanki Kyungsoo olma ihtimallerinin ilerleyişini bekletiyormuş da o adı konulmamış malum sıfata yapışıp kalmış gibiydiler.

Berbattı.

Fakat Jongin'in duyguları biraz olsun azalmamıştı. Kyungsoo'yu, yüreğinin delice sızlamasına sebep olacak şekilde istiyordu. Bu konuda hindi gibi düşünmediğini söylemeyin, çünkü bunu anladığı an emin hissetmesine rağmen düşünmüştü. Kyungsoo'nun sözlerini kafasında tekrarlayarak geceler harcamıştı; kafası karışmışmış, eski sevgilisi ve Kyungsoo'nun benzerlikleriyle kendini kandırıyormuşmuş, fakat en büyük farkı cinsiyet yaratmaz mıydı? Adı gibi emin olduğu şeyler vardı ve Jongin, kadınlardan hoşlandığından her zaman emin olmuştu ancak Kyungsoo bir istisna hissetmesine neden oluyordu. Ne zaman gay olduğunu düşünse vahim bir şekilde korkardı çünkü hâlen erkeklere karşı bir ilgisi yoktu ve tüm bu düşünceler hâlâ midesini bulandırıyordu fakat Kyungsoo, sahip olabilmesinin imkânsız olduğu ama aslında içinde var olan arzuları meydana çıkarıyordu.

Tanıştıkları zaman Kyungsoo'nun Kyungsoon'a olan benzerliği yüzünden ona kin gütmüş ancak kini bile yüreğinin tam tersi duygular hissetmesine engel olamamıştı. O zamanlar gerçekten hissettiği en büyük duyguyu örtbas eden, iğne gibi batan anılardan yükselen bir nefret duygusuydu. Bu hilesi onun inkâr tasavvuru olmuş ama yine de bedeniyle yüreği, Kyungsoo'nun yakınlığının içinde sersemlemişti. Kyungsoo'nun varlığına sinir bozucu bir şeymiş gibi davranmış ama Kyungsoo ne zaman etrafında olmasa huysuzlaşmıştı.

Farkına varmadan ona çekilmiş ve geri dönmeye de asla muvaffak olamamıştı.

Sebebini sormaya devam etmiş ancak asla geri çekilmemişti.

Bu durum hakkında hissettiklerini tarif edemiyordu. Kalbinin atış şekli, inanılmaz bir yeniden doğuştu. Kyungsoo'nun aşkına düştüğünü hissettiği zaman hiçbir tereddüt, hiçbir korku hissedememişti. Atması gerektiği hâlde, bir kez olsun geri adım atmamıştı. Yeniden bu tarz bir duygu hissetmekten korkmalı ve dikkatli olmalıydı ancak yüreğinin içinde, o malum adam için yoğun bir istek vardı.

Erimiş çikolata gibi sesi, hassas bir bedeni, yumuşacık bakışları ve baştan çıkarıcı dudakları olan adam.

Adı, Do Kyungsoo olan adam.

Jongin, dalgınlığında iç çekti. Bir kanepenin üzerinde kamburca oturuyor, bilinçsizce parmakları ile alt dudağını çimdikliyor ve boşluğa bakıyordu. Her zamanki gibi TAORIS'teydi, arkadaşlarına uymaya çalışıyordu fakat dikkatini veremiyordu. Barın açılmasına daha altı saat vardı ve ortalıkta aylaklık ediyorlardı. Sehun, karşısında yargılayan gözlerle ona bakıyordu. Kavatın yanındaki Chanyeol'dü ve tam da onun gibi bir ineğe yakışır şekilde, tamamen odaklanmış vaziyette tüyler ürpertici kalın bir kitap okuyordu. Yifan ve Tao bar taburesine oturmuş, her zamanki gibi cilveleşiyorlardı. Diğerleri ortalıkta görünmüyordu.

"İstesem tam şu an sana bıçağı takabilirim ve sen Hakk'ın rahmetine kavuştuğunun farkına bile varmazsın." Sehun, nihayet yüzündeki boş ifadeye rağmen konuştu.

Summer Falter ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now