Where to?

Partiye doğru

"Paraya ihtiyacım var." Baekhyun arkadaşlarının yüzüne bakmadan konuştu. Yeterli cesareti yoktu.

Jongin gözlerini devirdi. "Yine mi? Hyung biraz aklını kullanmaya ihtiyacın var."

"Yah! Düzgün-" Baekhyun bağırarak konuşmaya başlamıştı ki Luhan sözünü kesti. "Ama Baek, Jongin haklı. Bütün paranı o taksiye yatırıyorsun ve.."

"Tamam, tamam...Çok berbat arkadaşlarsınız." diye mırıldandı Baekhyun. Tek istediği biraz borç almaktı.

"Hayır değiliz, sen ucubenin tekisin." Jongin konuşurken kendinden emin bir ifadeyle başını sallıyordu.

"Ama o çooooook muhteşeeeem ve benim onu görmemin tek yolu bu..." Baekhyun yüzünü asarak dudağını büktü.

"Yapma ya, eminim onunla konuşmuyorsundur bile! Biniyorsun, gözlerini ona dikiyorsun sonra da iniyorsun değil mi?" Jongin gülüyordu.

Luhan, genç oğlanı dürttü. "Üzgün olduğunu görmüyor musun? Yüz ifadesine baksana."

Baekhyun yanaklarını şişirdi. "Tek istediğim paraydı, işe yaramaz tavsiyeler değil!"

Luhan iç çekti. "Baek, okuldan beş dakika falan uzakta yaşıyosun ve neredeyse hergün taksiye biniyosun..."

"Bu çok acınası..." Jongin dramatik bir şekilde kafasını salladı.

"Ve taksiye binince okula bile gitmiyorsun, kim bilir nereye götürüyor seni..." Luhan konuşmaya devam ediyordu. "Sonuç olarak her gün geç kalıyorsun ve okula dayak yemiş gibi yorgunluktan ölerek geliyorsun."

"Ç-çünkü o kadar erken inersem rezil olurum, ben de indikten sonra yarım saat, bir saat falan yürüyorum a-ama çocuklaaar.." Baekhyun sızlanıyordu. "Anlamıyosunuz!! Bu..bu şey aşk! Onu görmelisiniz~"

Jongin tekrar güldü. "Baekhyun, hoşlandığın çocuğu görmek istemiyorum. Ben taksiye binmem. Dünyadaki en havalı arabaya sahibim tamam mı?" Aptalca gülümsüyordu.

Luhan gözlerini devirdi. "Sana daha fazla para yok."

Baekhyun yüzünü daha da fazla astı. "Kalpsiz serseriler.."

Jongin bu durumu daha az umursayamazdı. "Bu akşam geliyorsunuz, neh?" derken telefonunu kontrol ediyordu.

"Elbette!" Luhan mutlulukla yanıtladı.

Baekhyun ise anlamamıştı. "Nereye?"

"Ugh! Partiye hyung! Partiye!" Jongin yüzünde çekici gülümsemesiyle bağırıyordu. "Bu akşam ateşli kızlar olacak ve ateşli erkekler ve ....um...."

"İnsanlarda yalnızca iki cinsiyet var Jongin" dedi Luhan tekrar gözlerini devirerek.

"Her neyse! Ateşli! Anlayamazsınız!" Neredeyse çığlık atmıştı ve bu diğer öğrencilerin tuhaf bakışlar atmalarına neden olmuştu.

"İstemiyoruuuuum! Ben taksicimi istiyoruuuuum" Baekhyun sızlanmaya devam etti.

"Senden nefret ettiğimi biliyorsun, değil mi?" dedi Jongin tekdüze bir sesle.

Luhan gülümsedi. "Yine de, oraya gitmek için bir taksiye ihtiyacımız olacak tabii..."

Jongin, arkadaşıyla gurur duyuyordu çünkü Baekhyun akşam ne giyeceğini düşünmeye başlamıştı bile.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Baekhyun taksi durağını aramıştı. Luhan ile beraber bekliyorlardı. Luhan altıncı kez saatini kontrol etti. "Jongin nerede kaldı?"

Tam o sırada nefes nefese kalmış bir Jongin belirdi. "N-ne oldu? Demiştin ki..." Kaşlarını çattı ve gözlerini kıstı. "Yani sen..." Sesi ürkütücüydü. "...seksi bir kız arabasını yıkıyor derken beni alaya alıyordun..."

Baekhyun mırıldandı. "Buna inanacak kadar aptal olmak senin suçun." Luhan dirseğiyle Baekhyun'u dürttü. "Um...Jongin-shi...Korkutucu görünüyorsun."

"İyi, şu an korkutucuyum çünkü." dedi ikiliye ölümcül bakışlar atarken.

"Ama partiye beraber gitmek istedim!" dedi Luhan korkuyla gülümseyip.

"NE?!!?! Olay bu muydu? Partiye bir taksiyle-"

Ardından bir korna sesi geldi. "Oh sonunda geldii!" dedi Baekhyun sesindeki bariz neşeyle.

"Ama benim bir arab-" Jongin tekrar konuşmaya çalıştı ama bu sefer Luhan onu susturdu. "Şşşşşt, baksana, ne kadar da mutlu. Şimdi taksiye bin." dedi gülümseyen bir ifadeyle.

"Hayır." Jongin basitçe reddetti. O taksiye binerek gururunu, onurunu, havasını ve seksiliğini terk etmeyecekti.

"Sana.Bin.Dedim." Luhan hala gülümsüyordu ama... Korkutucu dostum, çok korkutucu... Jongin koşar adım taksiye bindi.