2•Bölüm•

46 7 0
                                    

Ve konuşmaya başlamaya karar verdim.
-Eren sıkıldımmm.
Off durduk yere niye bunu demiştim ki ben. Deniz kokusunun yayıldığı bu küçük kabinde.
-Tamam konuşalım. Bu arada bana ego yığınıymışım muamelesi yapıyordun fakat ukâlâ olan da sensin içimde kalmasın dedim.
- Tamam ego yığını değilsin eziklik abidesisin. Şimdi konuyu değiştir.
-Buradan nasıl çıkabiliriz ?
-Bence bunu boşuna konuşmayalım sonuç belli.
-Tamam tamam. Ee tatilden ne zaman dönüyorsunuz ?
-Hatırlamıyorum ya. Kızlara sormam da gerek. Ne zaman gitceğimi biliyim de.
Onun numarasını almadığımı hatırladım.Kendime karşılık olarak 'Lazım olursa diye canım' dedim.
-Şey ya hani lazım olur falan numaranı versen.
-Tamam.
Eliyle cebinden küçük bir kalem çıkardı. Elimi tuttu. Önüne çekti.
-Heyy ne yapıyorsun ?
-Numaramı yazıyorum.
Avucuma numarasını yazdı. Bende onun elindeki kalemi aldım. Ve onun avucuna kendi numaramı yazdım.Sonra kendi elime onun numarasının yanina ezik yazdım.
...çıkırt çıkırt
-Oh be sonunda yani kurtuldum şundan
-Ben sana çok meraklıydım demi.
-Tamam çocuklar bu kadar tartışma yeter ve herkes odalara gider.
Sonunda odaya vardığımızda huzura erebilmiştim.Gerçi onun omzu da ... Saçmalama Beste ya o kim ki...
Tatilde tanıştığım iyi gibi görünen ukâlâ ve in midir,cin midir bilmediğim adam sonuçta.
-Kızlaaaar kızlarr
-Efendik Ezgi.
-Hep böyle sıkıcı sıkıcı mı takılacağız canım otelde? Bugün disko günüüü.
-Yaa
-Çok eğleneceğiz çook.
-Sen ve bar muhabbeti .Güveniyim mi ?
-Tabiii ki
Böyle gecelere aktığımız zaman Ezgi varsa hep bir olay hep bir sorun olur. Bu rutin gece akışımızdır aslında.
Valizimden özenle çıkarıp otel dolabına yerleştirdiğim ama giymeye pek fırsat bulamadığım elbiselere yöneldim.
Askıdan uzanan boyu uzun olduğu için etek uçları kıvrılan dik mavi beyaz çizgili elbiseme göz ucuyla baktım. Onu giymeyi düşünmüyordum. Pek gecelere olmazdı. Belden sonra kabaran parlak sarılı pembeli çiçekler olan elbiseme baktığımda giyilebilir dedim. Çiçekli de olsa parlak ve şık duruşluydu giyilebilirdi. Ama bunu daha yeni giymiştim. Bu şekilde bir kaç elbiseye daha göz gezdirdikten sonra gözüm mor elbiseme kaydı. Ön omuzlarımdan göbeğe inen ordan çapraz olarak arkaya giden ve orada yine etek kısmı ile birleşen koyu mor elbisem. Kot kumaşı ona daha iddialı bir hava katıyordu. Daha fazla düşünmeden çektim aldım askısından ve üzerime geçirdim. Siyah ve bilekten kemerli ayakkabımı giymeliydim. Kendim normal bir boya sahip olsamda uzun bacaklarım bu kıyafetleri çok güzel taşıyordu.
Saçlarıma bir kaç büyük dev dalga verdikten sonra, gözlerime gri ile gölgelendirdiğim mor farımı yaptım. Siyah kalemimi çekip uzun alt ve üst kirpiklerime siyah rimel sürdüm. İddialı mor rujumla son rütüşlarımı da atıp kızlara baktım. Çoktan hazırlanıp telefona dalmışlardı. Benimde hazır olduğumu fark ettiklerinde otelden dışarıya çıktık. Ve eğlenceye yol aldık.
Harektli müzige adımımızı attık. Bass beni sarsıcak derecede güçlüydü. Kendi sesim bile çok zor duyuluyordu. Ama neşeli bir ortam vardı. Bir süre dans edip eğlendik. Kola ve meyve suyu gibi şeyler içmiştik sadece. Ve elinde bardaklarla bize doğru gelen Ezgi'ye anlamsızca baktım. Renginden bir şeye benztemediğim içeceklerden birini bana birini de Melodi'ye uzattıktan sonra gülümseyerek baktı.
-Aa hadi ama kafa bulmadan dönmeyi düşünmüyorsunuz dimi ?
-Ezgi tatlııım canım. Kafayı bulursak dönemeye de biliriz ama canım.
-Hadi ama bu kadar abartmayın. Olmadı ben kafa yaparım sizde için ama ya biraz tadımlık.
Daha fazla uğraşmak istemedim. Biraz tadına bakar bırakırdım. Ezgi'ye hakim olmak için de bu dogru olurdu.
Bir süre sonra yan taraftaki adamlar dik dik bakmaya başladılar. Kaslı ve güçlü görünmeseler, 'Ne bakıyorsunuz' der ve birine tokat , birine yumruk diğerininde diz kapaklarına topuğumla bir tekme atardım. Ama yapmıyordum ve tabii o güce karşılık gelemezdim. Rahatsız etmedikleri sürece sorun olmaz diye düşündüm.
Yanımıza dogru geldiler. Kendinden önce leş gibi içki kokuları geldi. Ama dışarıdan bakınca sersemleyip sarhoş gibi davranmıyorlardı. Bir tanesi Ezgi'ye doğru yaklaştı.
-Tatlı kız gel beraber takılalım.
-Ne diyorsun ya sen ?
Ezgi'nin çok içtiği her halindrn belliydi. Adam eliyle Ezgi'nin belini kavradı. Ben onlara bakarken kırmızı gömlekli elini omzuma attı.
-Naber güzellik ?
- Hop hoop noluyoruz haddini bil.
Diye bağırdım. Daha da çapkın bakmaya başladı. Melodi'nin yanına da diğer adamın yaklaştığını görünce işin ciddi olduğunu düşündüm. Ezgi'nin yanındaki adam Ezgi'yi dışarıya çıkarmaya çalışıyordu.
Panik olmaya başladım. Elimdeki eziğin yazdığı numaraya gözüm ilişti. Hemen aradım.
-Efendim prenses. Sesimi mi özledin ?
-Ne özliyeceğim be ben senin sesini. Galiba başımız belada.
-Ne noldu çabuk söyle.
-Otelin karşısındaki bardayız biz. Adamlar bulaştı işte ya.
-Tamam tamam hemen geliyoruz.
Neden bilmiyorum ama onun geliyoruz lafını duyduktan sonra kendimi daha güvende hissetmiştim.
Telefonu kapattıktan sonra kızlara kaş göz yaparak durumu anlatmaya çalıştım. Ama elbette Ezgi anlamadı.
-Ne kim geliyor ya anlamıyorum sesli söyle kim geliyor ?
Aptal kız ya. Adamlar dönüp bana baktılar.
-Güzellikler hadi gelin gidiyoruz.
Kollarımızdan tutup dışarıya çıkardılar. Güvenliğe sarhoş olduğumuzu o yüzden zorluk çıkardığımızı söylediler.'Eren hadi' diyordum içimden.
Siyah ve parlatılmış bir arabaya doğru ilerlerliyorduk.
-Bırakın lan kızları
-Hopp Eren efendi sakin ol.
Bu adam Eren'in ismini nereden biliyordu. Neyse hiç sırası değildi.
-Kızları bırak dedim Serdar!
Yok artık Eren de onun adını biliyor.
-Eren ne iş?
Daha fazla lafa gerek kalmadan Eren [isminin Serdar olduğunu öğrendiğim] adama kafa atti.Sonrasında yanlışlıkla kafama gelen darbeyle yere düştüm.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Aug 18, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MASKELİ (ASKIDA)Where stories live. Discover now