13.Bölüm İnci&Mahir'den

9.6K 360 51
                                    

İyi Okumalar✨

İlaçlarla ayakta zor duruyordum adam akıllı birşey yiyemiyordum.
Sevda'nın ağzıma zorla tıktığı çorba ile duruyordum günlerdir,ağzımın tadı gitmişti hayatmın renkleri silinmişti sanki hayal kırıklığı fazla etkilemişti bedenimi ruhumu,ilk aşk acım beklenmedik ve istenmedik anda üst üste gelmişti ve önümde yine bir tepsi dolusu yemek duruyordu onlar bana ben onlara bakıyordum ki içeriye Sevda'nın girmesi ile bakışlarım ona döndü;

"Oo hadi ama kuşum olmaz ki böyle iki lokma birşeyler at ağzına."

"Olmuyor Sevda geçmiyor boğazımdan yemek canım hiç birşey istemiyor."

Sevda'nın isyanı ile karşılaşmayı bekliyordum aslında çok üzgündü hissediyordum ve öyle de oldu çaresiz bir ses ile başladı isyan etmeye!

"Yeter İnci kendine gelmen gerek sen bu değilsin yapma,bak annen ve abin ile konuşup benim söylediklerimi doğrulaman gerekiyor anlarlarsa başka birşey olduğunu herkes için daha fena olur üzerine gelebilirler hem annenden özür dilemen gerek sinirini ondan çıkardın İnci.Hatırlıyorsun değil mi çok üzüldü kadın,e geçmiş olsuna geliyor komşular hasta oldun zannediyorlar senin için gelen insanların yanına inmelisin,bu şekilde evden çıkmayarak içindeki İnciyi öldürüyorsun buna izin vermem veremem çık artık şu odadan kardeşim lütfen."

Benim için üzülebilirdi benim icin endişelenebilirdi fakat beni hiç bir zaman anlayamazlardı yaşadıklarım benim gibi birisi için fazlaydı kaldıramamıştı işte ruhum bedenim.Ben hazır mıydım sanki bir anda yıllarca açılamayı beklediğim duygularımı bir bohça da sunduğum sevdâmı elimden alıp bohçanın içini karıştırıp geri öylece elime tutusturmuşlar gibiydi yaşadıklarım Sevdaya da bunları anlatmanın bir yolu vardı elbet.

Elimi kalbimin üzerine koyup dolmaya başlayan gözlerim ile bu sefer ben girdim söze ondan daha çaresiz ve daha yorgun sesimle;

"Sevda anlamıyorsun anlayamazsın beni
bak nasıl bir his biliyor musun oda geniş ama sığamıyorum kapı orada ama çıkamıyorum pencere açık ama nefes alamıyorum bir şeyler düğüm düğüm dizildi boğazıma ne yutabiliyorum ne de atabiliyorum yorgunum sevda kalbim kırık anlayamazsın beni anlayamazsın."

Sevda'nın gözünden düşen iki damla yaşa bakakaldım acımı paylaşan yanımdan hiç ayrılmayan dostuma baktım.Onun için herşey değerdi durdum ve kabullendim artık gerçeği.

"Hadi kalk mâdem inelim bahçeye en azından annem ile konuşmalıyım haklısın,dediğimde mutluluğu gözlerinden okunuyordu iyiki vardı iyiki,indik beraber bahçeye annem masa da oturmuş tek başına çay içiyordu son yudumun da aldım bardağını elinden.

"Bir bardak daha çay içer misin Hülya sultan?"dememle annem şaşkınca ve saf mutluluğu ile baktı bana;

"Oy annem sen mi geldin içmem mi kendine de koy Sevda gızıma da koy beraber içelim hadi."

Uzun zamandır girmediğim mutfağımıza girdim yaşananlar gözümün önünden geçti bir film şeridi gibi.Tutunup destek aldığım masamıza düşen bir damla gözyaşımı silip üç bardak çay ile döndüm geri bahçeye konuya girmeliydim artık onun bir suçu olmadığını bilmeliydi.

"Anne bir kaç gün önce yaşadığımız şeyler var ya.."dediğimde sözümü kesip girdi araya.

"Gızım ben seni bilirim canın yanmadan çıkmaz o sözler ağızdan birşey olmuş belli."dediğinde en azından şunları söyledim;

"Annem sadece şunu bil o gün ki hâlimle senin bir alâkan yoktu sadece sana patladım çok pişmanım özür dilerim sana bağırdığım için affet beni. "

İnci | Nârin Bir HazineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin