Bölüm 20 🐺

1.4K 71 63
                                    

Bir fıratına sizi hiç bilmediğiniz bir yere savurabilirken yüzme bildiğiniz halde bir denizde boğulma ihtimaliniz ne kadardır?

Bilmediğine değil bildiğine yenilmektir asıl yenilgi. Sanmayın ki fırtına sadece savurur.. bazen alıp hiç getirmez yalnızlığı tadırsada bi anda bırakıp gittiği zaman anlarsın savrulup gitmenin özlemini..
Dolunay denizin en dalgın yüzeyinde belirdiğinde dalganın hışını esen rüzgarı alıp götürür sen ise o denizin üzerinde yansıttığı dolunayın ışığı altında denizden esen rüzgarın getireceği fırtınadan habersizdin.

Şimdi ise bildiğin denizde boğulup en sert esen rüzgarın fırtınasında savrulmak için ateşte yanmalısın.

Bölüm 20
"GÖKBÖRÜ"

__________________________

1 yıl önce

Ellindeki kitabın 83 sayfasını çevirdi. Her zaman oturduğu tekli koltuktan son derece ciddi ve dikkatli bir şekilde gözüyle okumaya devam etti.

"Komutanım." Kapının eşiğinde duran efeye bakmadan gelmesini işaret ettiğinde kitabını okumaya devam ediyordu. Efe yavaş adımlarla Gökhanın karşısında pozisyon aldı, bakışları karşıdayken Gökhandan izin bekliyordu. Gökhan kitabını okumaya devam etti Efeyi fark etmesine rağmen henüz oturması için bir emirde bulunmamıştı.

Okuduğu son paragraftan sonra kitabını kapatı ve karşıdaki siyah sehpanın üzerine yerleştirdikten sonra bakışları karşısında dimdik duran Teğmen Efe Kansıza dikti.
"Otur efe." Diye emretti kalın bir sesle.

Efe sağ tarafında duran çift koltukta hemen yerini aldığında Gökhanın keskin bakışları altında haps olmuştu.

"Seni dinliyorum Efe." Dedi Gökhan geriye doğru yaslanarak.

Efe önce boğazını temizledi sonra ise oynattığı sol bacağını dizgibleştirdi ve derin bir soluk alıp bakışları üzerinde olan Gökhana baktı.
"Faruk binbaşının kızı-"

"Nolmuş kızına." Dedi hidettle Gökhan.

Efe tedirginleşmişken,"Sanırım time alınması birazdaha ertelenecek gibi" dedi sakinliğini koruyarak.

Gözlerini sabır çeker gibi yumup açtığında kendisini 'yine ne yaptı' demekten alı koyamıyordu. Lavindi bu Faruk Binbaşının asker kızıydı sonuçta durdurulamaz bir fırtınaydı kor gibi harlanan bir ateşti o, en son emirleri çiğneyip tek başına bir terörist ağına baskın verdiğinde hakkında tutanak başlatılması an meselesiydi. Bi yandan da canlı bomba imha uzmanı olmamasına rağmen bütün sivillerin arasında canlı bombayı etkisiz haline getirmesi de onu cesur kılıyor olmasına rağmen bi yandanda ölüme korkusuzca koşan deli dolu olmasıydı. "O ne demek?" Dediğinde kaşları çatmıştı.

Efe tek bir solukta "Gittikleri operasyonda.. Canlı lazım olan terör üyelerinin en başında gelen Kerzan Tozlunun kafasında bir delik açmış " dediğinde gökhan yerinden fırlamak ister gibi kımıldadı.

"Napmış?napmış?" Dedi kaşları havalandığında sol yumruğunu sıkmıştı.

"Bütün şarjörü geçirmiş kafasına."
Dedi efe bu kez valla der gibi.

Gökhan sinirini yatıştırmak için gözünü sıkıca yumup açtığında elleriyle saçlarını kaşadı. Tam onu time alıcakken şimdi bu kez başını büyük belaya sokmuştu bu da onun time alınmasını engelliyecekti çünkü bunun cezası bu kez bu kadar hafif olmayacaktı..

𝐀𝐘𝐍𝐈 𝐑Ü𝐓𝐁𝐄 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin