42. Bölüm⭐Kumsal

3.8K 180 43
                                    

Medya, Uzay ve Başak ❤️

Uzay'la ilk tanıştığım anı düşünüyordum ve ondan önceki hayatımı... Tanıdığınız her kişi hayatınızda bir dönüm noktası yaratmaz. Sadece gelirler ve belki de giderler... Benim için Uzay öyle değildi. Geldi... Ve sonra bildiğim çoğu şeyi değiştirdi.

Sürekli planlar yapmaya, bir sonraki adımımı önceden bilmeye alışkındım. Hayatımdaki her cümlenin bir noktası vardı. Ama Uzay'da kaybolduktan sonra... Hiçbirinin önemi yoktu. Birlikte her an karar değiştirip bambaşka bir maceraya atılabilirdik... Ya da cümlelerim yarım kalabilir, hatta bir hikayeye bile dönüşebilirdi.

Önemli olanın hayatta her şeyi bilip dikkatli ve güvende yaşamak olmadığını anladım. Önemli olan, sadece yaşamaktı... Ani kararlar alabilirsin, hiçbir şey planlamadan yollara düşebilir ve hatta sonrasını bilmediğin bir işe girebilirsin... Sadece seni mutlu eden şeye odaklanmak yeterliydi. Önemli olan tek şey buydu...

Rüzgar saçlarımı dalgalandırıp yüzüme hoş bir serinlikle değerken kollarımı sıkıp Uzay'ın beline sarıldım iyice. Başımı sırtına yasladım.

Gözlerini yoldan ayırmadan hafifçe bağırdı onu duyabilmem için. "Orada bayağı rahatsın galiba?"

Gülerek çenemi omzuna yaslayıp yan profiline baktım. Hafif çillerle süslenmiş yanaklarına, uzunluğunu kıskandığım kirpiklerine, kırmızı dudaklarına... "Hem de çok..."

O da bir saniye süren bir bakış attı yüzüme. "Öne sen geçsen de, biraz da ben mi sürsem o sefayı?"

"Delirdin herhalde?" dedim dalga geçerek. "Ben kullansam bir metre bile ilerleyemeden takla atarız."

Önce benimle bayağı bir eğlenerek güldü ve sonra daha ciddi olduğunu anladığım bir ses tonuyla devam etti. "Ama hiç denemedin bile güzelim. Nereden biliyorsun? Hadi deneyelim."

Ve bir anda sola doğru manevra yaparak boş bir otoparka girdi. İtiraz ettim ama beni dinlemiyordu bile. Uygun bir yerde motoru durdurduğunda inip öne geçmem için ısrar etmeye başladı.

"Hadi sevgilim... Bak hemen arkanda olacağım tamam mı? Yapamayacak gibi olursan duracağız."

Yalvaran gözlerle ona baktım ama buna kanmadı. Dudaklarıma kısa bir öpücük bırakarak arkaya geçti ve ellerimi tutup direksiyonun üstüne koydu. Gazı ve bilmem gereken diğer şeyleri gösterip nasıl süreceğimle ilgili birkaç taktik anlattı.

Sıra benim bunları uygulamama geldiğinde ise çok heyecanlanmıştım. Yavaşça gaz verip motoru hareket ettirdiğimde Uzay belime sarılıp direksiyonu bana bıraktı. "Harikasın, hadi gidelim!"

Bana bu kadar güveniyor olması hoşuma gitse de bizi her an öldürebilecek olmam korkusu buna sevinmeme müsaade etmedi. Ara sokaklardan yavaşça gideceğimiz yeri tarif etti. İlk birkaç dakika direksiyonu tutan ellerim gerginlikten tutuk davrandıysa da sonraları biraz gevşedim ve alıştım.

Hatta gaza gelip biraz hızlandım ve Uzay'dan öpcüklü, tatlı bir azar yedim. Sonunda, sabahtan beri benden sakladığı sürprize ulaştığımızda bir kumsal kenarındaydık. Şehirden biraz uzaktı ama manzaraya baktığımda buna değdiğini kesinlikle anlıyordum.

"Uzay..." diye fısıldarken çoktan motordan inip kumsala geçmiştik. Elimi kavrayıp parmaklarımızı birbirine kenetledi ve beni önüne çekip gözlerime baktı.

"Buraya eskiden annem ve babamla gelirdik. O zamanlar şimdiki gibi boş değildi. Her yer cıvıl cıvıl olurdu, burada denize girmeye bayılırdım. Sonradan öğrendim, onlar evlenmeden önce de buraya geliyorlarmış. Hatta babam ilk defa burada anneme onu sevdiğini söylemiş."

Diğer elimle uzanıp yanağını okşadım. Çenesine dokundum dudaklarımla... Onun ve ailesi için bu kadar özel bir yere benimle geldiği ve beni de özel hissettirdiği için çok mutlu olmuştum. "Bu çok güzel..."

"Sen çok daha güzelsin..." Alınlarımızı birbirine yasladı. İçimi milyonlarca yıldızla doldurdu. Kalbimde parlıyor ve bana ışık tutuyorlardı.

Birkaç dakika sonra, benim için hazırlanmış ufak bir pikniğin ortasında oturuyordum. Uzay'ın kollarında... Sırtımı onun geniş göğsüne yaslamış, o saçlarımla oynarken gözlerimi kapatıp iyice mayışmıştım.

"Hiç düşündün mü?" derken buldum kendimi. "Eğer o gün kolyemi yanında düşürmeseydim ve geri dönmeseydim... Ne olurdu?"

"Yine de her şey şimdiki gibi olurdu."

Gözlerim aniden açıldı. "Nasıl yani?"

Hafifçe güldü bu halime. Hemen sonra dudaklarını saçlarımın arasında hissettim. "Yani... Geri gelmeseydin de biz bir şekilde tekrar karşılaşırdık. Çünkü öyle olması gerekiyordu Başak. Bizim birbirimizi sevmemiz gerekiyordu ve ne olursa olsun bunu hiçbir şey engelleyemezdi."

Düşündüm. Aslında bir yandan o kadar doğru geliyordu ki... Ama bir yandan da... "Gerekiyor muydu? Birbirimizi sevmemiz bir mecburiyet mi?"

"Hayır elbette... Kader... Benim pek inandığım bir şey değildi bu ama..." Yavaşça iç çekti. "Sen beni yok dediğim her şeye inandırırsın. İnandırdın."

Gülümsedim. Omuzlarıma dolanmış koluna sarılarak ona iyice sırnaştım. Bunu memnuniyetle kabul etti ve devam etti. "Seni sevdiğimi fark ettiğimde bunu da anladım. Seni sevmemem mümkün değildi Başak. Bazen... Yani biraz saçma gelecek ama... Seni tanımazken bile seni seviyormuşum, seni özlüyormuşum gibi geliyor... Dediğim gibi, biraz tuhaf ama-"

"Değil." diyerek sözünü kestim ve kolları arasında dönüp ona baktım. "Hiç değil. Anlıyorum, ben de öyle hissediyorum çünkü."

Bir şey söylemedi. Gözleriyle benim gözlerimin ardını görüyormuş gibi baktı sadece... Elleri belimi buldu ve üzerinde oturduğum bacaklarından beni yukarı çekerek kucağına oturttu. Bu hareketi beni çok heyecanlandırırken o bir üst seviyeye çıkarak ellerini kalçalarıma koydu. Öleceğimi sandım... Burunlarımızın birbirine değeceği yakınlıktayken nefes nefese dudaklarına bakıyordum.

Tenim karıncalanıyordu. Ensesine sarılmış ellerim titriyordu ve vücudum yanıyordu. Bu, tatlı bir işkence gibi gelen hisse karşı koyamadım ve uzanıp onu öptüm. Daha önce hiç öpmediğim bir şekilde.

Dudaklarının her hareketi beni kül ederken parmakları vücudumda beni eriten bir şekilde dolaşıyordu. Ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Ama sonunda birbirimizden zorlukla koptuk nefes nefese.

"Çok güzelsin Başak..." diye fısıldadı dudaklarıma doğru. "Sana ve senin güzelliğine aklımı yitirecek kadar aşığım..."

**

Ve bölüm sonu! Bol bol Uzay ve Başak sahnelerini içeren, benim de yazarken zevk aldığım bir bölüm oldu. Ve sizinde sevdiğinizi umuyorum. Lütfen oy ve yorum yapmadan geçmeyin lütfennn 🥺

<Sorular>

1. Bölümde en beğendiğiniz kısım?

2. Uzay'ın en sevdiğiniz özelliği ne?

3. Sizce Atlas'ın planı ne olabilir?

Görüşmek üzere. Öpüldünüz. :*

Você leu todos os capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Jul 31, 2022 ⏰

Adicione esta história à sua Biblioteca e seja notificado quando novos capítulos chegarem!

Parlak YıldızlarOnde histórias criam vida. Descubra agora