BÖLÜM 1 |...|

76 5 2
                                    

Çalan saatin sesi kulağıma ilişirken,gözlerimi aralıyordum.Gün başlıyor ve her geçen dakika bitişe yaklaşıyordu.Bitsin istiyordum.Bir an önce gün bitsin,hayat son bulsun.. Camın önüne diktiğimiz çiçeğe baktım,her zaman ki gibi yapraklarını açmış güneşi saklıyordu.Babamla dikmiştik bunu , türü küstüm çiçeği.Bir akşam elinde bir dal alıp gelivermişti odama, "hadi meleğim dikelim şunu" demişti. Bu tarz şeylerden hoşlanmamama rağmen kıramadım onu,karşımda çocuk gibi sevinçli gözleriyle bekleyen bir babam vardı,hayatımın anlamıydı..Her dediğini yapardım.
Yavaşça diktik çiceği "bilerek bunu seçtim" dedi babam,"aynı senin gibi..Ne zaman biri dokunsa  yaprağına,ne zaman sevmeye çalışsa biri hemen kapatır kendini,iç dünyasına çekilir,yapraklarını büzer."
O güzel günleri anımsadım.
"Sevmiyorum ama babacım" demiştim "herkesin aslında nasıl biri olduğumu,tam olarak kişiliğimi bilmesini istemiyorum."
Elimi yanağıma koyarak kondurduğu o güzel öpücüğü hissettim.
"Meleğim" demişti, "seni çok seviyorum"

Bu, babama ait olan en son anımdı.O akşam yatıp uyudum,ertesi günü babam işe gitti.Annem kuaföründen randevu ayarlayıp,bir zaman aralığına parti sıkıştırdı ardından bana yeni kitaplar aldırarak akşama hazır olmamı,iş yemeğinin olduğunu tembihledi.Yani her şey olabildiğince normaldi.O telefon hariç.Yetimhaneden gelen o telefon..beni mahveden,hayatımı tamamen değiştiren o ses..
"Alo,April"
"Evet"
Ağlıyordu.
"Baban canım,çok üzgünüm."
"Ne"
"Annenle buraya gelmelisiniz"

O an düşünmüştüm.Benim babam o yiğit askerlerden değildi,kahraman konutanlardan da değildi.Evimize üzgünüm tarzı bir telefon gelemezdi.Ne için üzgündü?Yetimhanenin müdürüydü babam.Bana değer verdiği kadar onlara değer veriyordu.Bazen doğum günümü geciktirip onların sorunlarıyla ilgileniyordu.Neyin üzgünlüğüydü bu,neyin!

Gözlerimi yukarı dikerek akmak için çırpışan gözyaşlarımı geri göndermeye çalıştım.Karşımda duran aynada kendime göz gezdirerek "hadi april" dedim,"ilk iş günün,hayat kaldığı yerden devam ediyor"..

Dolabımdan siyah pantolum ile pudra rengi şifon gömleğimi alarak banyoya girdim.Çekmeceyi açtım ve avucumu makyaj malzemeleriyle doldurup aynanın karşısına geçtim.Yüzüme sürdüğüm fondoten,gözümün üstüne çektiğim eyeliner sanki beni güzelleştirmiyordu da içimde kopan fırtınaları gizliyordu.Yüzüm pürüssüz,kirpiklerim yoğun,gözlerim ön plana çıkmıştı.Güzel,güçlü,gayet normaldim.Başlıyorduk işte..Sıradan olmadığım kişi oldum,merhaba!

Kıyafetlerimide üzerime geçirerek odamdan çıktım ve hızlıca merdivenlerden inerek mutfağa doğru yöneldim.Annem gayet bakımlı bir şekilde karşımda durarak "günaydın" dedi,yüzünde zoraki bir gülümseme vardı. Dolaptan sütü çıkararak bardağıma koydum ve "gidiyorsun değil mi?" dedim.Tırnaklarıyla tezgahta ritim tutturarak "zorundayım" dedi, "senin geleceğin benim sorumluluğum altında"

Omlet yapmak için tavayı çıkardım ve ocağı yaktım.Bu konuşmayı yapmak için iyi bir zaman değildi.Bu yüzden lafı değiştirdim "aslına bakarsan anneciğim,kahvaltımı hazırlaman,geleceğimden önce geliyor çünkü ben bu işi beceremiyorum"
Güldüm ve yanağına öpücük kondurarak işime devam ettim. Annem boynuna takmış olduğu kolye ile oynarken bir sorun olduğunu anlamıştım. Görmezden gelerek masayı hazırladım.Çıkan bulaşıkları hızlıca makineye dizip oturdum ve kahvaltımı yapmaya başladım.

Annem çayını içerek bana baktı ve "çok güzel olmuşsun" dedi "bir rehber için fazla güzel".Peyniri ağzıma atarak "teşekkür ederim" dedim ve ardından annem gergin bir ses tonuyla ekledi "bir şey konuşmamız lazım"

Gözlerinin içine derin derin bakarak "ah" dedim "bende ne kadar sabredebileceğini görmek için bekliyordum" arkama yasladım ve kollarımı bağladım. "Dinliyorum"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 30, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KORUYUCU AİLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin