BÖLÜM 2

49 14 0
                                    

"Ya yeter artık Gülçin, bu kadar süs püs niye?"

"Kızım güzel ol diye yapıyoruz herhalde"

"Başlatma beni güzelliğinden Gülçin, ben kendi hâlimden çok memnunum bikere ne gerek var ki bu kadar makyaja"

"Tamam ya bitti nerdeyse ve tamamdır" dedi ve boy aynasının üzerindeki çarşafı çekti. Sonra da benim gözümü açtı ve aynaya bakmamı sağladı. Şortumla bluzuma uygun olması için belime kadar uzanan saçlarımı düzleştirmişti ve açık bırakmıştı. Gözlerime bir eyeliner çekip, kirpiklerimin uzaması için de rimel sürmüştü. Biraz fondoten ve birde çilekli dudak parlatıcımı sürdükten sonra ortaya gerçekten de çok hoş bir görüntü çıkmıştı. Ne kadar kızsam da Gülçin'e bu kadar makyaj için sonucu güzel olmuştu ve Gülçin gerçekten de işini iyi biliyordu.

"Çok güzel oldunuz kızlarım" deyip sarıldı bize Melek annem.

"Teşekkür ederiz Melek annem."

"Ee hadi çıkalım o zaman biz geç kalmayalım" dedi Gülçin ve ona uyarak evden çıktık. Taksiye atlayıp okulun tuttuğu balo mekanının adresini söyledik ve gitmeye başladık.

15 dakikalık bir taksi yolculuğumuzdan sonra okulun tutmuş olduğu balo mekanına gelmiştik. Ne kadar ısrar etsemde Gülçin taksi parasını bana ödetmedi ve önden beni indirip o da sonradan taksi parasını ödeyip indi.

"Neden ödetmedin ki yani en azından bölüşebilirdik. Ama dönüşte de ben ödicem şimdiden söyliyim"

Tamam tamam, ödersin" dedi ama bu kabul ettiği anlamına gelmiyordu. Çünkü sesinde 'he ödersin he' manası vardı ve yine bana ödetmeyeceğini sanıyordu ama yanılıyordu. Parayı ona yığmaya hakkım yoktu.

Okulun tuttuğu yere geldiğimizde gayet şık bir yer olduğunu gördüm. İçeriye girdiğimizde içeride sadece öğrencilerin olduğunu, öğretmenlerin olmadığını gördük. Acaba daha gelmediler mi diye düşünürken o anda sahneye bir öğrenci çıktı ve açıklama yapmaya başladı.

"Merhaba arkadaşlar, bu sene son senemiz ve bu hafta da son haftamız. O yüzden hocalarımız bizim için bir veda partisi düzenledi ama biz rahat edip, daha çok eğlenelim diye kendileri gelmediler. Vedalaşmalarını okulda yapacaklarımı öbu konulma için de neden ben görevlendirildim bilmiyorum da neyse işte hadi hepinize iyi eğlenceler." dedi ve sahneden indi. O sorada böyle güzel bir slow parça çaldı. Herkes birbirine kavalyelik etti ve dansa kalktılar. Tabi oturan erkek çoktu ve kızlar da öyle. O sırada birisi yanımıza geldi ve Gülçin'i dansa davet etti. Gülçin önce mırın kırım etse de sonra kabul etti. Benim hiç öyle dans işleriyle aram olmadığı için içeceğimi yudumlayıp dans edenleri seyrediyordum. O sırada yanıma sahneye çıkan çocuk geldi.

"Şey, acaba benimle dans eder misin?"

Tam itiraz etmeye başlıyordum ki bana yalvaran bakışlarını gönderdi. Bende tuttuğum nefesimi dışarıya verdim ve 'tamam' dedim. Gülümseyerek elini uzattı. Bende uzattığı elini tutup piste doğru ilerledik. Dans ederken onunla göz göze gelmemeye çalışıyordum ama o tam da gözlerimin içine bakıyordu. Ben utancımdan kıpkırmızı olurken o güldü ve konuşmaya başladı.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun" dediğinde kafamı eğdim ve gülümsedim. İşaret parmağını çenemin altına koydu ve çenemden tutup kafamı yukarıya kaldırdı. Sonrada kulağıma doğru yaklaştı ve fısıldadı.

"Çok güzelsin..."

Sanki daha da mümkünmüş gibi kafamı daha da yere eğdim. Tam o anda da parça bitti ve kafamı kaldırıp o çocuğa döndüm.

"Oturalım mı?"

"Olur, tamam" dedi ve uzaklaştık. Ben Gülçin'in yanına geçtim oturdum. O çocuk da arkadaşlarının yanına geçmiş gözünü bile kırpmadan beni izliyordu. Sahi adı neydi? Bu soruyu aklımdan geçirirken Gülçin de sanki aklımı okumuş gibi hemen cevap verdi.

"Doğu, yan sınıfımızdan. Gördüğün gibi çokta yakışıklı"

"Gülçin, beni deli etme. Napalım yanı Allah sahibine bağışlasın"

"Yalan mı ama. Söylesene sana ne söyledi de bi anda pancara döndün?"

"Hiç, hiçbir şey söylemedi."

"Ne zamandan beridir birbirimizden bir şey saklar olduk Elif Doğuş?"

"Ya bu saklamak değil ki. Önemli bir şey değildi. Sadece güzel olduğumu söyledi." Dediğimde Gülçin bana 'sana gerçekten inanamıyorum' bakışı attı ve konuşmaya başladı.

"Şaka mısın kızım sen? Birde önemli bir şey değildi diyor. Neden kızarıp bozardığın şimdi anlaşıldı"

"Gülçin, bak o çocuğu ya da Doğu'yu herneyse işte aklıma düşürmeye çalışma. Biliyorsun, olmaz"

"Bilmem mi? Olmaz. Çünkü bizim masum kızımız bütün ilklerini kocasına vermek zorunda. Yanlış mıyım?"

"Gülçin, beni de anla istersen. Daha öncesine kadar hiç deneyimim olmadı. Aşk, nasıl bir şey hiç bilmiyorum. Onların ise bugüne kadar binlerce sevgilisi olmuştur. Ben, ezik gibi durmak istemiyorum. Kötü olmak, acı çekmek istemiyorum." Dediğimde, Gülçin geldi ellerimi tuttu ve sözü o aldı.

"Ben, ben özür dilerim canım. Seni zorlamak istemem. Sadece artık yalnız olma diye söyledim. Çok özür dilerim."

"Üzülme sende, boşver işte ya kapatalım konuyu anlık bir acı patlamasıydı o kadar."

"Peki, sen nasıl istersen öyle olsun tatlım"

"Kalksak mı artık ya, bir eğlencesi de yok sıkıcı olmaya başladı"

"Tamam hadi kalkalım" dedi ve ayağıya kalktık. Sonra buraya gelirken bindiğimiz taksiden aldığımız karttan taksinin numarasını tuşladık ve bir taksi göndermelerini istedik. 5-10 dakika sonra taksi gelince taksiye bindik. Ilk önce yetimhanenin adını verdik. 10 dakika sonra da oraya gelince taksiden indim ama şoföre beklemesi için işaret yaptım. O da görünce tamam anlamında kafasını salladı. Hemen önden dolaşıp şoförün yanına gittim. Gülçin'lerin evinin adresini verdim ve tekrar konuştum.

"Amcacım şimdi buradan oraya kaç tutar?"

"15 tutar kızım"

"Tamam amca şimdi al sen şurda 25 TL'yi arkadaki kıza da bir şey söyleme" dedim ve parayı verip gidene kadar arkalarından baktım. Yüksek bir ihtimalle Gülçin eve gittikten sonra sinirden beni arayacaktı. Ama sorun çıkamazdı herhalde.
Yetimhaneye girip odama çıktım. Diğer kızlar uyumuştu. Bazılarında hâlâ gelememişlerdi partiden. Üzerimi değiştirip banyoya girdim. Yüzümdeki makyajı temizleyip saçımı da yıkayıp yatağa girdim. Tam gözlerimi kapatıp uykuya dalacaktım ki telefonumun sesiyle gözlerimi açtım. Arayan Gülçin'di.

"Efendim Gülçin?"

"Bak birde efendim diyo. Kızım ne demek ya taksi parasını verdin. Ne demeeek?"

"Gülçin beni bunaltma. Sana ödicem dedim ve ödedim. Bütün hepsini sana yükleyemezdim."

"Yüklemek ne demek kızım ya. Of bak bir daha olmicak ama."

"Onu o zaman konuşuruz"

"Iyi öyle olsun bakalım. Neyse hadi uyu sende yarın okul var"

"Bana olan okul sana da var canım. Hadi iyi geceler."

"Iyi geceler tatlım" dedi o da en son ve telefonu kapattık. Zaten telefonu kapar kapamaz uykuya daldım...

**********

Arkadaşlar biraz kısa oldu ama bidahakine uzun yazıcam bu aralar biraz sıkışığım vaktim yok. Hızlı hızlı da yazdım bu bölümü. Yazım yanlışlarım varsa affedin. Hikayeyi beğeniyor musunuz? Yorumlarınızı bekliyorum :)

Seviliyosunuz...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Nov 26, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

YALNIZ Where stories live. Discover now