Bölüm 22

764 58 21
                                    

-Percy-

Yapmıştı. Sonunda biseksüel olduğunu açıklamıştı.

*Flashback*

"Anne? Paul? K-konuşabilir miyiz?" diye sordu Percy gergince mutfağa yürürken. Sally samimice gülümsedi ve bulaşıkları bitirdi, Paul da gazetesini indirdi. "Elbette hayatım, otur hadi." Sally kocasının yanına oturdu.

Percy derin bir nefes aldı ve oturdu. Elleri yapış yapış olmuştu ve titriyordu, biraz cesaretlenmeye çalışmak için ellerini birleştirdi. Tanrım, Nico bunu 14 yaşındayken nasıl yapmıştı?

"Size bir şey demem gerek. Bu Nico yu da ilgilendiriyor." Sonunda söylemişti. Sally nin gözleri ne olduğunu bile bile parladı ve gülümsedi. Paul, "Devam et," dedi.

"N-Nico ve ben, biz, ee, yakınız, çok yakınız, hiç olmadığımız kadar." Percy annesinin ve Paul un tepkilerini dikkatlice izledi, homofobiklik adına bir tepki yoktu, babası gibi, Poseidon, gibiydi. Sürekli gülümsemiş ve teşvik edici 'Devam et' ya da 'Hadi, Percy. Her şey yolunda' gibi.

"Ya-yani, demek istediğim," Percy son bir derin nefes aldı. "Anne, Paul, ben biseksüelim. Nico benim erkek arkadaşım." Beklenmedik ne olabilirdi ki. Paul sevinç çığlığı koydu ve alkışladı. Sally ayağa kalkarak Percy ye akciğerleri patlayana kadar sıkı sıkı sarıldı.

"Percy, oğlum, seninle gurur duyuyoruz," dedi Paul sırıtarak.

"Bizim için sorun yok, bebeğim." Sally gülümsedi ve yüzü kızaran Percy nin saçlarını gözünün önünden aldı ve alnından öptü. "Seni böylede kabul ederiz."

*Flashback bitti*

Birkaç hafta önce başarmıştı ve şimdi erkek arkadaşına romantiklik yapma sırasıydı, Nico ya, erkek arkadaşına. Tanrım, söylemesi çok garipti. Erkek arkadaşı. Onun erkek arkadaşı var. Ama söylemekten çok, hissetmesi doğru geliyordu.

Bugün, Percy Nico için büyük bir sürprizi vardı. Aslında herkesin vardı. Nico nun beğenmesini umuyordu, ki muhtemelen beğenecekti.

"Percy, nereye gidiyoruz?" diye güldü Nico, Percy nin elleri arasından bir şeyler görebilmeyi deniyordu. "Bekle ve gör, bebek." Percy Nico nun yanağından öptü ve yanağı pembeleşti. "Sadece bekle ve gör."

-

Havaalanında duyulan ilk şey, "BURADAYIM SÜRTÜKLER! SÜPER BİR ŞEY GELİYOR, GELMİŞ GEÇMİŞ EN KÖTÜ ÇOCUK NEW YORK A İNİŞ YAPIYOR!"

Kolları arasında sabit dururken ellerini indirip Nico nun 4 en iyi arkadaşını görmesine izin verdi. Güzel bir kızıl kafa, sevimli bir Çinli çocuk, çarpıcı esmer bir kız, ve bir Latin Noel elfi.

-Nico-

Leo, Rachel, Hazel ve Frank ın ona doğru yürüdüğünü görünce gözyaşları yüzünden görüşü buğulandı. Rachel, Hazel ve Frank bagajlarını alıp taşırken Leo Nico yu gördüğünde donup kaldı.

"Leo!" diye çığlık attı Nico yakın arkadaşına doğru fırlarken.

"Nico!" Leo kollarını açtı ve Nico yu yakalarken Nico bacaklarını onun beline sardı ve kafasını Leo nun boynuna gömdü, kollarıyla ona sıkı sıkı sarılıyordu.

"Kanka, seni acayip özlemişim," dedi Nico ağlayarak.

"Aynen dostum," dedi Leo burnunu çekerek Nico yu yere bıraktı.

"Percyle çıkıyorum," dedi Nico gülümseyerek.

"Jasonla çıkıyorum," dedi Leo gülerek.

Nico tekrar Leo yu çekerek ona sarıldı. "Bu harika, Leo," diye mırıldandı. "Artık yalnız değiliz."

-

"Yani, sen hakkında çok şey duyduğumuz Percy Jackson mısın?" Hazel cana yakın şekilde gülümsedi ve Frankın yanına yanaştı. "Aynen," dedi Frank. "Nico hakkında bize birkaç şey anlattı."

Nico nun odasında oturuyorlardı ve eskisi gibi gülüşüyorlardı, kızlarsa kesinlikle Karakorsanın ne kadar sevimli olduğuyla ilgiliydiler.

Percy başıyla onayladı, kollarını Nico nun omzuna sardı. "Eşsiz ve benzersiz."

"Hakkında çok şey duyduk, doğrusu pek iyi şeyler değildi, ama Nicomuz için iyi birisine benziyorsun. Ve Nico, kesinlikle hedefi 12 den vurmuşsun," dedi Rachel göz kırparak, Nico kollarını Percy nin beline sardı. "O benim," dedi uyarırcasına, hepsinden bir gülme koptu.

-

Sonunda Nico nun Kaliforniya ya dönme vakti gelmişti.

"Seni çok özleyeceğim," dedi Percy mırıltıyla. "Hem de çok."

"Ben de," dedi hıçkırıkla ağlarken, bu kadar paramparça olmuşken çok sevimli oluyordu. "Uçuş için yeterli param olduğunda, söz veriyorum buraya geleceğim."

"Seni bekliyor olacağım," fısıldadı Percy.

-

Nico uçağın penceresinden New York un son kez karanlık gökyüzüne bakıyordu. Yaz yağmuru camda dans ederken Hades in şikayetçi sesini duydu.

"Ne oldu, baba?" dedi sesi çatlayarak.

"Şu kitap," dedi homurtuyla. "Kelimenin ortasında kitap bitti. Bunun için zamanım yok beni bütün gece ayakta tutmasına izin vermeyeceğim," Görkemli Izdırapı kapattı ve çantasına koydu.

Nico kendini zorlayarak güldü, yüzüne yaşları indi. Hades endişeli gözlerle Nico ya baktı. "Hey, Nico, ağlama, annen sana bir şey söyleyip ağlattığımı sanacak," dedi hemen Nico nun sırtını sıvazlayarak.

Nico karanlık dolu o gözlere baktı. "Onu özleyeceğim, baba," dedi kısık sesle.

Hades gülümsedi. Cana yakın şekilde. Alaylı, iğneleyici şekilde değildi! "Özleyeceksin biliyorum, Nico. Ama onunla yıllardan sonra tekrar birlikte olunca ne kadar mutlu olduğunu hatırla. Hala seni gördüğünde gözleri parlıyor," dedi Hades sırıtarak. Ve tekrar normal haline döndü.

"Evet, haklısın. Teşekkürler baba," babasına gülümsedi Nico.

Ve uçak arkasında New Yorku ve Percy Jackson ı bırakarak geceye doğru havalandı.

Şimdilik.


xx

The One That Got Away (Pernico/Percico) |Türkçe Çeviri|Where stories live. Discover now