BÖLÜM 7

198 90 35
                                    



"Canım ne saçmalıyorsun sen" dedi Aras. Bu rahatlığa bak sevgilisi beni burada görüyor ve 'ne saçmalıyorsun' diyor benim sevgilim olsa şimdiye dört dönerdim.

"Ağabey" dedi karşımda duran kız. Ağabey mi? Bildiğimiz ağabey kan bağı olan aynı sütten içen. Ben yanlış duymadım değil mi ağabey dedi. Şimdi bunlar kardeş mi?

"Bir de alışverişte sana çarpan kızla." İşler karıştı.

"Hayır sen yanlış anladın tamam mı?" dedim.

"Bide bizim okulda okuyorsun formana bakılırsa." Dedi bani süzerek. Sonra Aras'a dönerek "Ağabey ne oluyor hani eve kız gelmeyecekti birde söz verdin. Ne oluyor anlat bakıyım bana." dedi

"Tusem hemen çık odadan ne zamandır bana hesap soruyorsun senle sonra görüşeceğiz" dedi Aras. Tusem ayağını yere vurarak odadan çıktı. Baş başa kaldık şimdi.

"Ben alışverişte hım hani alışverişte karşılaştık ya senin yanındaydı sevgilin sanmıştım." Dedim geveleyerek.

"Kıskandın yani beni"

"Yo hiç de bile. Neyse ben gidiyim" dedim. Benim hemen kendimi dışarıya atmam lazım. "Bıraka bilirim hala" dedi.

"Hiç gerek yok."

***

"Ceylin niye okuldan çıkıyorsun. Hem de ilk günden." Dedi teyzem. En zoru da bu büyüklere ne olduğunu hesap vermek. "Teyze sıkılmıştım okula alışmam biraz zaman alacak anla beni ama" dedim. Teyzeme doğruları söyleyemem. Teyzeme 'A teyzeciğim okulun kantinde bir kız tarafından rencide edildim sonrada gülüşlerden kaçtım daha sonra Aras'la karşılaştım sahilde ben onun peşine takıldım boks salonuna gittik ben ringe çıktım ve de dayak yedim benim elimde boş durmadı gittim kızın saçına yapıştım birde Aras'ın evine gittim. Ben kız kardeşini sevgilisi olarak biliyordum yani alışverişte karşılaşmıştık sevgili olayını oradan çıkarttım' desem beni hiç düşünmeden odaya kilitler. Rapunzel gibi odamın camından saçlarımı sarkarım prensimin beni kurtarması için.

"Sen birinci sınıfa mı gidiyorsun da okula alışamadın. Birinci sınıfa giderken sen böyle çocukluk yapmadın."

"Teyze"

"Hem senin dudağına ne oldu?" dedi. Hay senin de gözünden bir şey kaçmasın teyze. "Dudağımda uçuk çıkmıştı bende o uçukla oynayınca böyle yara yaptı teyzeciğim" dedim. Artık Teyzemin hesaplamalarını dinlemek maruzundan kaçarak kendimi odama kilitledim. Teyzem boş kalır mı? Tabii ki hayır. "Ceylin yeni alışkanlık oluyor galiba kapı kilitlemek ne. Daha yenimi ergenliğe girdin sen."

"Teyze yatacağım."

"Yat sen yat yüzündeki morluk neden oldu peki?" Valla suratımda bir çizik bile olsa görünmeyecek kadar küçük olsa bile göre biliyor. İşte anne yarısı.

"Teyze elektrik direğine çarptım dudağımda ki uçukla oynarken." Çok iyi artık bu yalancılıkla pinokyo gibi burnum uzamazsa iyi.

"Senin dediğin gibi olsun bakalım ama bu yalanına inanmadım üzerine de gelmiyorum anlatmak istersen ben çalışma odasındayım. Elektrik direğine de çarpmadın kavga ettin. Ama karşındaki de seni baya benzetmiş." Dedi teyzem.

"Teyze."

"Tamam tamam". Dedi ve kapımdan ayrıldı.

Teyzem ya çok seviyorum ona 'Hayat acı' dediğimde o sadece güler. Beni ayakta tutan anne ve babamın yokluğunu bana hatırlatmayan muhteşem bir kadın. Bütün varlığı benim. Bana teyze değil de hep arkadaş psikolojisi ile yaklaştı. Derdime derman oldu. Hep beni mutlu etmeye çalıştı.

Yapbozumun Son Parçası (Düzenleniyor...)Where stories live. Discover now