Bölüm 1

557 53 8
                                    

Hey! Ben Taeyeon. Londra'da yaşıyorum. 18 yaşındayım. Lise son sınıfa gidiyorum. Okulda oldukça popülerim. Her neyse bu sıkıcı kısımları geçelim. Bugün Okul var. Üstüme beyaz bir gömlek altıma da siyah bir etek giydim. Gömleği eteğimin içine soktum ve en sevdiğim kombinasyon! Güzel ve toplu bir topuz yaptım. Alt kata indiğimde Bayan SaeJin -doğduğumdan beri burada, bizim evde çalışıyor- "Günaydın Taeyeon kahvaltın hazır" dedi. Masaya baktım enfes gözüküyordu. "Günaydın" dedim ve gülümseyerek masaya oturdum. "Babam nerede?" diye sordum. "Bay Sung erkenden çıktı. Toplantısı olduğunu söyledi" bu saatte toplantı mı? Kahvaltımı hızlıca yaptım ve çantamı aldım. Beyaz ayakkabılarımı giydim. Okul yakın olmasına rağmen sevgili babacığım arabayla gitmemi istiyordu. Kapıda şöförüm olan Joseph bekliyordu. "Günaydın" dedim gülümseyerek. Joseph 21 yaşındaydı. Çok iyi anlaşıyorduk. Birbirimize isimlerimizle sesleniyorduk bu yüzden. "Günaydın Taeyeon" diye karşılık verdi. Kapımı açtı ve bende gülümseyerek bindim. 4 dakikada okula varmıştık. Mesafe çok kısaydı. Arabadan indim. "kavga çıkarma Taeyeon" dedi Joseph gülümseyerek. Dil çıkardım. Önümden hızla bir motorsiklet geçti. Arkasından bağırıp okula girdim. Az kalsın ölüyordum. Telefonuma gelen bildirim sesiyle durup telefonu çantamdan çıkarıp bildirimi açtım. "güzel bayan Taeyeon okulumuza giriş yaptı, hâlâ yaşıyor! " harika! Bu mesaj okulun uygulamasından geliyordu. Uygulamayı kimin yönettiğini kimse bilmiyordu. Telefonumu çantama koydum ve dolabımdan kitaplarımı alıp Biyoloji sınıfına girdim. Her zaman ki gibi benim yerim boştu. En arka sıranın bir önü. Öğretmen gelmeden yerime oturdum ve kitaplarımı çıkardım. Biyoloji dersinden hiçbir şey anlamıyordum bu yüzden de sevmiyordum. Telefonuma bir mesaj geldi. Bae mesaj atmıştı. Bae en yakın arkadaşım. Biyoloji dersinde beraber oturuyoruz. 'Bugün gelemeyeceğim, ders notlarını atarsan sevinirim, kendine iyi bak!' ben not tutmam ki. Öğretmen geldi ve telefonumu çantama koydum. Defterime bir şeyler karalarken. Kapı çaldı. Müdür ve okulda daha önce hiç görmediğim bir kız sınıfa girdi. Siyah saçlı benden daha uzun, dolgun dudaklı bir kız. Okulda ki çoğu kızdan daha güzeldi ve eminim ki kolaylıkla uyum sağlardı. Müdür öğretmene bir şeyler söyledi ve sınıfa dönüp "Bu Tiffany, yeni öğrenci. Umarım iyi anlaşırsınız. Taeyeon, Tiffany ile senin ilgilenmeni istiyorum." dedi. Neden ben? Diyemedim. "Siz nasıl isterseniz" dedim ve kız çok rahat bir şekilde yanıma oturdu. Ben karalamaya devam ederken dalmış olmalıyım ki Tiffany adlı kız beni dürttü ve "ders bitti" dedi. "çıkabilirsin izin veriyorum" dedim pislik gülüşümü yaparak. "çok komiksin" dedi yüz ifadesini değiştirmeyerek. Kitaplarımı çantama koydum ve beni takip etmesini söyledim. Kocaman okulu 10 dakika da gezdirdiğim için kendimi tebrik ettim. Zil çaldı ve "okuldan kaçmaya ne dersin? Dersleri pek takan biri değilsin sanırım." dedi. Evet değilim ama bu okuldan kaçmam gerektiğini göstermez. "kaçalım da müdürden azar işiteyim" dedim "müdürün çok sorun edeceğini sanmam geliyor musun?" diye sordu. "sana güvenmiyorum. Pek güven veren birisi değilsin." dedim. "hadi ama mızmızlanma." dedi. Sonuçta bugün Bae yoktu okulda olmamın bir anlamı yoktu. "geliyorum" dedim kendimden emin bir şekilde. Beni takip et dedi ve okulun otoparkına girdik. Arabayla mı gidecektik mükemmel. Cebinden anahtar çıkardı ve bir motora bindi. Oydu! beni az kalsın ezecek psikopat. "beni bugün öldürmek üzereydin!" dedim. "aa o sen miydin? Seni ilk gördüğümde aklıma bir soru takıldı" "ne o?" diye sordum meraklı bir şekilde. "bacakların, hep bu kadar kısa mıydı?" dedi ve kahkaha atarak gülmeye başladı. Ondan nefret etmeye başladım.
Kısa bir bölüm oldu. Üzgünüm. Umarım seversiniz. Tavsiyelerinizi söylerseniz severim. Eleştiriye açığım.

Benimle Misin? Where stories live. Discover now