KAYIP

150 15 8
                                    

Profesör X, iki parmağını başının yanına dayadıktan sonra gözlerini kapatmış ve beklemişti."Bu-bu olağan dışı! Zihnine giremiyorum...Hiç birinin!" demişti. Oldukça karamsar bir şekilde. O sırada Sentry gelmişti. "Savaşacağımızı söyledim. Tony ortalıkta yoktu. Thanos'un ordusu dışında yalnız olmayacağı hakkında düşüncelerim var." demişti.


"Ne zaman saldıracağız?" diye sormuştu Peter Quill. Sentry "Bilmiyorum Koruyucu, hiç bilmiyorum" diye yanıtladıktan sonra arkadan "Ben Groot!" diye bir ses duyulmuştu. "T'Challa'yı da yanımıza alacak mıyız?" demişti Johnny. Sentry derin bir nefes aldıktan sonra "O vatanını koruyacaktır büyük ihtimalle. Kendisine takviye gerektiğinde bazılarımız yanına gitsin!" demişti.

O sırada üyelerin bulunduğu odanın dışarısından gürültüler geldikten sonra kapı sert bir tekmeyle açılmıştı. Gelen Victor Von Doom'du. Dışarıdaki korumaları halletmişti. "Bu Thanos bozuntusunun dedikleri doğru mu?!" demişti sinirli bir şekilde. Nefes alış verişleri oldukça hızlıydı. Johnny ayağa kalktıktan sonra Doom'a iyice yaklaşıp "Geleceğini düşünmezdim Victor" diye mırıldanmıştı. Doom boynunu kütlettikten sonra "Konu dünya, seni gerzek!" diye kükremişti adeta. Johnny silkelendikten sonra umutsuz bir tavırla yerine geri gitmişti.

"Diğer kötüler ile irtibata geçtim. Yardıma gelecekler." demişti Doom. Herkes "Kimler?" dercesine şaşkınca bakarken, "Venom, Red Skull, Mystique, Lizard ve Ultron!" diye de eklemişti. Peter Parker ayağa kalkıp ellerini iki yana açtıktan sonra "Diğerleri tamam da, Venom ve Ultron asla yardım etmezler!" diye bağırmıştı. Grubun içerisinde fısıldaşmalar başlamıştı. Doom iyice sinirlendikten sonra Peter'i yakasından tuttuğu gibi kendine çekip "Sence başka şansımız var mı? Başka güvencemiz var mı velet?!" diye bağırmaya, Peter'i sarsmaya başlamıştı. Logan doğrulup Doom ile Peter'i ayırdıktan sonra "Doğru durun artık konumuz sizin bebekçe kavganız değil!" demiş ve purosundan aldığı derin fırtın dumanını dışarıya pofkurtmuştu.

Gemide

"Ronan yanına ufak çapta bir Chitauri birliği almanı ve Manhattan'a inmeni istiyorum. Altına gemi al!" demişti Thanos. Ronan yanındaki balyozunu kavrayıp başıyla onayladıktan sonra odadan çıkmıştı.

Manhattan

Ronan altına uçan tek kişilik bir gemiyi aldığı gibi dünyaya inmişti.ardından da Chitauri birlikleri gelmeye başlamıştı. Ronan gemisinde aşağıda olanları seyrediyordu. Cihtauri'ler binalara, masum insanlara ateş açmaya başlamışlardı. "Hepiniz öleceksiniz!" diye iç geçiriyordu Ronan.

Avengers Kulesinin her yerinden alarmlar, acil durum sinyalleri duyuluyordu. "Ice Man, Örümcekler ve Colossus! Manhattan'a gidiyorsunuz!" diye seslenmişti Sentry. Örümcekler hemen kostüm bölümüne doğru koşmaya başlamıştı. Colossus Sentry'i başıyla onayladıktan sonra tüm vücudu saniyeler içerisinde organik metale dönüşmüştü.

On dakika gibi kısa bir sürede Colossus ve örümcekler jette, Bob'da gökyüzünde gidiyordu. Colossus jeti bir çatıya indirdikten sonra zemindeki insanlara ateş açan Chitauri'lerin birini gözüne kestirmişti. Kendisini çatıdan askerin üzerine doğru salmıştı. Colossus'un altında ezilen Chitauri, bağıramamıştı bile. Acısız bir ölüm geçirmişti. Colossus ayağa kalktıktan sonra etrafında onlarca Chitauri görmüştü. "Dikkat edin, silahları var!" diye seslenmişti ki, askerler saldırmaya başlamıştı. Colossus askerlere doğru koşup herbirini yerden yere vuruyordu. Peter çatının birine çıkmış Chitauri'lerin etrafını ağ ile kaplarken Cindy ve Miles ağla sallanarak askerlere tekmeler geçiriyordu.

"Petey! Dikkat et bu elemanlar seni fark etmesin!" diye haykırmıştı Miles kahkahalar eşliğinde. O sırada Ronan Colossus'u izlerken birden çatıdan saldıran Peter'i fark etmişti. "Velet!" demişti kendi kendine aşağılarcasına. Balyozunu uzattığı gibi Peter'a büyük bir enerji patlaması göndermişti. Peter ise örümcek hisleri sayesinde patlamadan kaçacaktı ki, çok büyük çaplıydı. Bacakları yaralanmış Peter acılar içerisinde bağırıyordu. Hala saldırının nereden geldiğini anlamamıştı.

Tüm bu olaylar olurken Bob(IceMan) iyice konsantre olmaya çalışıyordu. Konsantre olduğu anda ellerini iki yana açtığı gibi Chitauri askerlerinin büyük çoğunluğu saniyeler içerisinde buz kalıplarının içerisinde kalmıştı. O sırada yukarıda kendilerini izleyen Ronan'ı görmüştü. Doğruca Ronan'a doğru uçup sert bir yumruk geçirmişti .

Ronan kendisine gelen yumruğu sol eliyle tuttuğu gibi sağ elindeki balyozuyla sert bir savuruş gerçekleştirmişti. Bob son anda kurtulmaya çalışmıştı ki, sol omzuna gelen balyozun etkisi ile yere düşer gibi olmuştu. Tekra doğrulduktan sonra Ronan'ı dondurmaya çalışmıştı.

Ronan etrafının buzlar ile kaplanmaya başladığını fark ettiği anda "Aklından bile geçirme ucube!" diye haykırmıştı. Sağ ayağıyla Bob'un karnına sert bir tekme vurmuştu. Bob yere düşerken Ronan'ın arkasına büyük bir buzdan duvar yaratmıştı ve Ronan afallayıp gemiden düşmeye başlamıştı. Yere düşmekteyken kendine geldiğinde altında düşen Bob'u görmüştü. Balyozundan enerji patlaması göndermişti. Bob daha hızlı yere çakıldıktan sonra, Balyozunun sapı ile hiç bir zarar almadan yere iniş yapmıştı.

Colossus askerleri döverken "Silk!Spidey'i al ve jete binip uzaklaşın!" diye haykırmıştı. Cindy ise "Üçünüzü bırakamam!" dedikten sonra Colossus "Git!" diye haykırmıştı. Cindy istemeden de olsa Peter'ın olduğu binanın üzerine çıktığı gibi Peter'i kucaklayıp jete binmiş ve oradan uzaklaşmıştı.

Colossus çoğu askeri öldürdükten sonra nefes nefese kalmıştı. Başını sağına çevirir çevirmez on metre kadar ilerisinde yerde yatan Bob'u ve Ronan'ı görmüştü. Yumruklarını iki yana açıp Ronan'a doğru bağıra bağıra koşturmaya başlamıştı.

Ronan arkasından gelen bu garip sesler nedeniyle başını çevirmişti. Kendisine son sürat gelen Colossus'u görünce balyozunu gerinerek savurmuştu. Karnına sert darbe alan Colossus geldiği gibi geri savrulmuştu. Derme çatma bir evin duvarına gömüldükten sonra tekrar ayağa kalkacaktı ki, Ronan balyozunu Colossus'a uzatıp büyük enerji patlamaları göndermeye başlamıştı. İlk başlarda dayanan Colossus, saniyeler geçtikçe gözleri kararmaya başlamıştı. En sonunda dayanacak dermanı kalmamıştı ve vücudu normale dönmüştü. Ikıntılarla yüz üstü yere yığılmıştı.

Ronan büyük bir sırıtışla yerde halsiz yatan Colossus'a yaklaşmıştı. Balyozunu iki eliyle göğe kaldırdığı gibi indirmesi bir olmuştu. Colossus'un başı Ronan'ın balyozunun altında bir karpuzcasına etrafa yayılmıştı. Ronan'ın balyozundan kanlar damlıyorken etrada Colossus'un kafatası ve beyin parçaları yayılmış, bir metre çapında kan havuzu oluşmuştu. O sırada Bob yerden kalkmaya çalışıyordu.

Ronan tekrar Bob'a doğru ilerlerken, yanındaki 'Dur' tabelasını kökleyip fırlatmıştı. Bob kalkarken kendisine tabela çarpınca sersemler gibi olmuştu. Ronan bu sefer de balyozunu fırlatmıştı. Bob, Ronan'a döner dönmez karnına balyoz gelince metrelerce geriye savrulmuştu. Elini zar zor Ronan'a doğrultmaya ve dondurmaya çalışıyordu. "Fazla uğraşma yeniyetme, hepiniz öleceksiniz. Uğraşmaya gerek yok!" demişti Ronan. Yerdeki balyozunu tekrar iki eliyle kaldırdığı gibi Bob'un üzerine indirmişti. Bob'un buzdan vücudu karnına gelen sert balyoz darbesiyle ikiye bölünüp çeşitli bölgelerden parçalanmıştı. Bob'un havada olan eli yavaşça yere inmişti.

Tüm bu olanları Miles korkulu gözler ile izliyordu. Ronan, Miles'a döndüğü gibi Miles son hızla ağla sallanarak Avengers Kulesine doğru kaçmaya başlamıştı.


Dünyalar Fatihi : THANOSWhere stories live. Discover now