GİRİŞ

59 5 5
                                    

Giriş bölümü tanıtım niteliğindedir.İlk hikayem,umarım beğenirsiniz..

Bir gün bir şey olur,bir yerde dikilir ve etrafındaki hiçbir şeyi istemediğinin farkına varırsın. Altı üstü tanımadığın insanlarının kurallarının dışına çıkarsın ve seni tanımayan insanların sana hesap sormalarına izin vermek zorunda kalırsın.

Sadece kaçmak istersin.
''artık daha dikkatli olmaslısın,başka bir şiddet vakası olmamalı. Bir daha suç işlemen hapisi boylamana sebep olacak. Baban bu sefer tüm servetini yagıcın önüne koysa bile bu seni kurtaramaz.''

Adımlarımı hızlandırmama rağmen sağ tarafımda beni takip eden takım elbiseli,kır saçlı orta yaşlı olan babamın avukatından kurtulamıyordum. Küçükken onu bizim evde gördüğümde, babamın arkadaşı sanırdım. Aile avukatımız olduğunu bugün öğrenmiştim. Bana karşı mesafeli,koruyucu ve ilgiliydi. Bu adamın gösterdiği ilgiyi 6 yaşımdan sonra ailemden görebilseydim,şimdi kesinlikle Türkiye'deki sayılı kollejlerdeki sayılı öğrencilerden olurdum. Belki sevgili babam da o zaman benimle gurur duyar,zengin iş arkadaşlarına lüks bir iş yemeğinin bir iki saniyesinde benden bahsederdi. İşte bu yüzden istediği kızı değilim. Duruşmaya babam gelmemişti. Geçerli bir sebebi olmadığına eminim. Soyadının yeterli olacağını düşündüğünden ya da kendi çapında bana ders verdiğinden gelmemiştir. Annemin yanımda olmayışını da ele aldığımda ikinci ihtimale odaklandım. Geniş merdivenlerden hızlıca inip,çıkış kapısına yöneldiğimde ismini bilmediğim,demin babamın parası sayesinde beni kurtaran avukatı geride bıraktığımı farkedip rahatladım.
Aklımda tek görev vardı: BURDAN BİR AN ÖNCE UZAKLAŞ. Kendimi güvende hissetmediğimde beynimin saçma bir yerinden emirler alıyordum. Bu emirlere sorgulamadan uyardım. Dışarda beni bekleyen siyah mercedese görünmemeye çalışarak,kapişonumu başıma geçirip;beni bir iki sokak aşağıda bekleyen kawasaki h2r markalı motosiklete ilerledim. Babamın çevresinin tek sevdiğim yanı buydu. Onları ikna edebilmem için gerekli olan tek soyadımdı. Cebime kısmen zorla konulan telefonu hatırlayıp yakınlardaki bir çöp konteynerina bıraktım. Genelde yanımda 2 tane telefon taşırım. Biri arkadaşlarım için olan ve ikincisi ailemin bana ulaşmak için aldığı kart. İkincisini telefondan saymak yanlış olur. Zaten şimdi yaptığım gibi her seferinde ondan kurtulmaya çalışıyordum. Kaskımı takıp,sırt çantamdaki asıl telefonumu alıp montumun ön cebine yerleştirdim. Gideceğim tek bir adres bile yoktu. Motosikleti babam zengin bir zamparaya dönüşmeden önce yaşadığımız sahil kenarındaki evimize sürmeye karar verdim.
Bazen dünya o kadar hızlı döner ki içinde olduğunuz halde sadece rüzgarını hissedersiniz. Her şey gözünüzün önünden hızlı bir şekilde akarken sis perdesinin ardından sizin hayatınızı oynayan insanları seyredersiniz. Sizinse tek derdiniz bu boktan hayatta canlı kalabilmek. Canlılıktan kastım kalbinizin atması değil,kalbinizin attığını hissedebilmek.

Sahile geldiğimde kaskımı çıkarıp,rüzgarın deniz kokusuyla birlikte saçlarımı okşamasını ve içimdeki buruk hissi yok etmesine izin verdim. Eski evimizin uzağındaydım. Bu eve en son yaklaştığımda üstündeki satılık yazısı yüzünden sinir krizi geçirmiştim. Bu kimsenin pek de umrunda olmamıştı. Annem hastaneden çıktığımızda biraz üzgün gibiydi. Babama göre ise ilgileri üstüme çekmek amacıyla yaptığım roldü bu. Belki 14 yaşındaki ergen kardeşim Su beni anlayabilirdi ama o bile benim tarafımda değildi.
Çocukken yarından daha çok ne zaman büyüyeceğimi,nasıl biri olacağımı,kime aşık olacağımı merak ederdim. Hayat büyülü ve sonsuz seçenekler sunarken tüm bunların benim başıma geleceğini asla tahmin edemezdim.


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 13, 2020 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Aşkın İziWhere stories live. Discover now