Güzel Bir Gece

2.4K 46 43
                                    

   İçim parça parça karman karışık olmuştu, beynim ne düşüneceğini ne hissedeceğini şaşırmıştı ama Elena ağır basmıştı içimde. Onun o güzelliği saf ve temiz aşkı böyle bir şeyi hak etmiyordu.


Kendimi her şeyden uzaklaştırmıştım. Daha kaç kere darbe alıp kendimi aylarca eve kapatabilirdim ki. Güçlü olma vaktiydi artık. Eve dönüşte ilk kıyafet mağazasına uğradım birkaç bir şey alıp çıktım. Oradan markete geçtim eve alışveriş yaptım. Eve geldiğimde Elena daha gelmemişti. Telefonu elime alıp başka bir doktoru aradım durumumu anlatıp evde muayene yapıp yapamayacağını sordum. Bir saat içinde gelebileceğini söyledi. Bende o ara da vakit kaybetmeden Kahvaltı sofrasını topladım, salondaki ses sisteminden en sevdiğimiz müziği açtım hem dans ediyor hem şarkı söylüyor hemde yemek yapıyordum biricik sevgilime. Derken doktor gelmişti salonda muayene mi olmuştum. Bir sürü doktor aleti olan ıvır zıvırlar la sırtıma bir şeyler yaptı. O kadar canım acımıştı ki istemsizce gözlerimden yaşlar aktı. Neyse en sonunda bitmişti pansumandır falan, sargıyla sardı bir güzel iki günde bir pansuman olmam gerektiğini söyledi. Eve gelip gelemeyeceğini sordum oda gelebileceğini söyledi. Ee ne de olsa para alıyordu. Hasta kaçırmak istemezdi. Her neyse doktoru uğurladıktan sonra mutfakta yarım kalan işime geri döndüm.
Neredeyse her şey hazırdı ve Elena'nın gelmesine çok az kalmıştı. Masaya son dokunuşlarımı yaptım. Mumlar, müzik, yemek, gül yaprakları her şey hazırdı. Yukarı çıkıp üzerimi değiştirdim en güzel şeylerimi giydim saçımı ve makyajımı da yapmıştım. Elena haricinde her şey hazırdı ışıkları kapadım ve mum ışıkları eşliğinde, ses sisteminin kumandası elimde beklemeye başladım. Anahtar sesi duyduğumda olduğum yerden fırladım Elenanın ''ben geldim sevgilim. Evde misin?'' soru ile ''play'' tuşuna basarak müziği başlattım. Elena o kadar çok şaşırmıştı ki her şeyinden belli ediyordu bunu. Elindeki çantasını yere atıp yavaşça şok olmuş şekilde yanıma geldi.
-Hoş geldin sevgilim.
Gözleri dolmuştu. Tam bir şey söylemek için ağzını aralamıştı ki boğazı düğümlenmiş olsa gerek bir şey diyemeden sustu. Bana baktı ve dudaklarıma öpücük kondurarak boynuma sarıldı. Müzik eşliğinde birbirimize sarılarak yavaşça sallanmaya başladık. Sallanmalar dansa dönüştü. Şarkı bittiğinde masaya oturduk içkilerimizi doldurdum. Yemek yemeye başladık hâlâ Elena da çıt yoktu.
-Teşekkür ederim sevgilim yaa ne demek diye söze girdim.
Elena tebessüm etti.
-Her şey o kadar güzel ki aynı bir rüya gibi büyünün bozulmasını istemiyorum. Sadece susup gözlerine doyasıya bakıp şu muhteşem anın tadını çıkarmak istiyorum. Bu gece seninle gözlerim konuşsun istiyorum sevgilim.
O kadar güzel konuşmuştu ki diyecek hiçbir şey bulamadım. Sadece dolu dolu bakarak tebessüm edebildim. Müzik hâlâ çalıyordu yemeğimizi yedik. Yemeğimizin bitmesine az kalmıştı.
-Hayatım iyi hoşta ben biraz daha susarsam patlayacağım haberin olsun ama bak dedim
Güldü ve
-Kıyamam sevgilime konuşalım aşkım bence de. Kendini bu kadar çabuk topladığın için gerçekten sana teşekkür ederim. Küsme bir daha kendine, hayata, bana. Sen küsünce bahçemdeki en güzel çiçeklerim soluyor sevgilim. Gülüşünün olmadığı her gün cehennem bana.
-Seni seviyorum sevgilim iyi ki hayatımdasın.
-Seni seviyorum hayatım iyi ki hayatıma renk katanımsın.
-Tamam Elena Hanım yeter bu kadar aşk ve duygusallık hadi bakalım doyduysan kalkalım dedim göz atıp gülümseyerek.
-Nereye? Şaşırarak sormuştu.
-Uzak bir yere değil hadi bakalım tut elimi.
Elimi tuttu ve koşarak kahkahalar içinde üst kata çıktık.
-Ne yapıyoruz burada?
Ben kıyafet dolabının önünde duruyordum
-Bekleee
Dolaptan bugün aldığım aynı pijama takımlarını çıkardım. Elenanın bedenine uyan pijamayı ona verdim bende benimkini aldım. Ne olduğunu anlamamış ama halinden epey hoşnut aldı ve şaşkın bir tavırla giyinmeye başladık kahkahalarla. Pijamalarımızın üstü siyah yüzücü atleti şeklinde tişört altımızda pamuklu peluş tarzında pembe üzerinde beyaz ayıcıkları olan bir takımdı. Ayaklarımıza da mor pontiflerimizi giyip Elenayı makyaj masasının sandalyesine oturttum. Ne olduğuna anlam verememiş bana bakıyordu.
-Bakma öyle bekle biraz sadece lise zamanlarımıza dönüş yapıp pijama partisi tarzında bir şey yaşayacağız sevgilim
dedim güldüm ve burnuna küçücük bir öpücük kondurdum.
Mutluluktan bayılacak kıvamdaydı.
-Benim küçük şeylerden kocaman mutlu olan sevgilim
dedim ve kollarımla sımsıkı sardım onu. Her şeye rağmen yanımda olan ve beni asla bırakmayan sonuna kadar seven tek insandı. Elbet bende seviyordum onu hem de çok.
Makyajlarımızı çıkardık beraber. O benim makyajımı temizlerken bende onun makyajını temizliyordum. Sonra yatağa geçip önüme oturttum. Saçını açtım, taradım ve kocaman bir dağınık topuz yaptım saçlarını oda benim saçımı yapmıştı. Evet artık hazırdık ayna karşına geçtik ve birbirimize baktık. Her şeyimiz aynıydı tıpkı ikizler gibi olmuştuk halimize kahkahalarla güldük ama çok hoş görünüyorduk. Birkaç poz fotoğraf çekildikten sonra aşağıya indik tekrar el ele. Elena masayı toplamaya başladı bende o arada mısır patlatıyor, cips, kola gibi şeyleri hazırlıyordum. Sonra TV karşısına geçtik filmi koydum. En sevdiğimiz film ''Blue Is The Warmest Color''. İzlemeye başladık. Sarmaş dolaş izlemeye başladığımız filmi, Elena benim kucağımda yatar haldeyken bitirmiştik. Mısırlar, kola, cips bitmişti o kadar şeyi nasıl yedik anlamamıştım. TV de filmin bitiş yazıları geçerken biz hâlâ şeklimizi bozmamıştık. Saçlarını okşarken bana döndü ve gözlerime bakarak;
- Bana söz ver. . Sonumuz bu lanet filmdeki gibi bitmeyecek.
Dedi
Gözlerinin en derinlerine bakarak;
-Asla öyle bitmeyecek sevgilim.
Dedim.


Böyle Olmasını İstemezdim. .Where stories live. Discover now