0 ● prologue

2.1K 99 25
                                    

Multimedya : Scarlet Witch kolajı

Bölüm Şarkısı : Doctor Who - Doomsday [Theme]

***

Kahvenin en yoğun tonundaki uzun saçları, pencereden sızan hafif rüzgarın esintisiyle dalgalanıyordu.
Mavi renkteki gözleri ise hiç olmadığı kadar sabırsızlık ve heyecan içinde parlıyordu.
Cüretkâr ama aynı zamanda kırılgan yüzü, uzun zaman sonra tekrar neşe içindeydi.Kalbinin hızla attığını hissedebiliyordu fakat bu umurunda değildi.

Loş bir ışık altında sessiz ve bomboş bir odadaydı. Yatakta öylece yatıyordu. Koyu yeşil yorganı göğüsünün üstüne kadar çekmişti.
Üzerindeki klasik, mavi hasta önlüğü şimdiden onu terletmeye yetmişti.

Yorganı hızla üstünden attı.
Yatağında durmak istemiyordu artık. Heyecanlıydı ve daha fazla bekleyemiyordu.

Tam o anda bembeyaz ahşap kapı gıcırtı içinde açıldı. Yeni boyanmış ahşabın kokusu ciğerlerine kadar ulaşmıştı.
Wanda Maximoff, heyecanla yattığı yerden doğruldu ve gözlerini kapıya yöneltti.
İçeri ak saçlı bir adam girdi. Oldukça yaşlıydı fakat yaşını göstermeyecek şekilde dinç ve kuvvetli görünüyordu.
Yüzündeki kırışıklıklar, okyanus mavisi gözleri kızına odaklandığında bir gülümseme ile dağıldı.

Erik "Magnus" Lehnsherr, yatağında yatan kızının yanına geldi ve şefkatle ellerini tuttu. Babasını böylesine mutlu görmek Wanda'yı da mutlu etmeye pek tabii yetmişti. Zira onu böyle gülerken görmek pek de kolay değildi.
Erik kızına mağrur bir şekilde bakarken, gözleriyle adeta endişelenmemesi gerektiğini söylüyor, öğütler veriyordu.Belki hiçbir zaman iyi bir baba olamamıştı lâkin karşısında kızını bu şekilde görmesi, ister istemez onu gururlandırmıştı.

Tam o anda ani bir rüzgar Erik ve Wanda'nın yüzüne hafifçe esti ve saçlarını dalgalandırdı.
Onlar ise bu durumu pek garip karşılamamışlardı.
Erik yavaşça esintinin geldiği yere dönerken Wanda dağılan saçlarını düzeltti.
Tüm bunlar saliseler içinde olurken, mavi bir bulanıklık belirdi ve bulanıklık yerini Quicksilver olarak bilinen Pietro Maximoff'a bıraktı.
Yani Wanda'nın ikiz kardeşine.
Pietro odaya girer girmez kardeşine baktı. Yüzünü geniş bir tebessüm kaplamıştı.
Genç olmasına karşın, yeni yakılan bir lambanın saçtığı ışık kadar beyaz ve göz kamaştırıcı saçlara sahipti. Adeta gökyüzü kadar mavi gözleriyle çok sevdiği kardeşini baştan aşağı süzdü. Wanda'nın yüzüne bakarak muzipçe gülümsedi ve yatağın kenarına oturdu. Oturmadan önce de yaşlı adamı başıyla selamlamayı unutmadı.
Wanda ve kardeşi, uzun zaman boyunca, yalnızca birbirlerine sahiptiler. Bu yüzden aralarındaki bağ oldukça kuvvetliydi. Bir denizci halatı kadar sertti ve sağlam düğümlenmişti.
Birbirleri için herşeyi yapmayı göze alırlardı çünkü halat koparsa iki taraf da sular altında kalırdı, bunu biliyorlardı.
Wanda, kardeşinin de en az kendisi kadar heyecanlı olduğunu görebiliyordu ve bu onu memnun etmişti.

İşte tam o anda beklenen an gelmişti. Kapı aralanırken içeri kırklı yaşlarında, seyrek saçlı ve gözlüklü bir doktor girdi. Kucağında iki bebek vardı. Wanda'dan iki küçük parça. Ağlamıyorlardı. Tek yaptıkları annelerine bakmaktı.
Wanda'nın dolgun dudakları, naif bir gülümseme ile şekillendi. Bütün heyecanını unutmuştu sanki.Bütün telaşını ve stresini.
Omuzlarındaki bütün yük bir anda kalkmıştı. Vücudunu yalnızca büyük bir saadet kaplamıştı.
Doktor, çok dikkatli bir şekilde küçük William ve Thomas'ı, o hassas varlıkları, annelerinin kollarına bıraktı. Genç anne, şakaklarından aşağı süzülen ılık ter damlalarını hissedebiliyordu.Onun için hayat adeta durmuştu.

House Of M | MarvelWhere stories live. Discover now