-2-

12.7K 1.2K 74
                                    

-Biliyor musun ne var?

Aykut sinirlenmeye başladığını belli eder gibi dişlerini sıkıyor. Onu sakinleştirebilmek adına gülümseyerek cevap veriyorum:

-Ne var?

Bir an bana bakıyor, sonra bir kahkaha atarak başını sandalyeye yaslıyor.

-Yemin ederim, unuttum.

-Bir saniyede mi?

Sonra bir kez daha gülüp başını iki yana sallıyor ve toparlanıyor.

-Bak... Anlamıyorum bazı şeyleri. Belki de benim kafamda bir problem vardır?

Alıcı gözüyle bakıyorum çocuğun kafasına. Böyle düşünebilmesi nasıl mümkün oluyor acaba?

-Kafanda bir problem yok.

-O zaman niye anlayamıyorum?

-Çünkü bakış açın diğer insanlardan farklı...

-Ve bu beni sorunlu yapmıyor, değil mi?

Başını yana yatırıp umutla yüzüme bakıyor. Sanki ben öyle yaptığını söylesem buna inanacakmış gibi. Öyle sevimli ki... İşte ben de bunu anlayamıyorum.

-Aykut, sen sorunlu falan değilsin. Şimdi bana ne olduğunu söyleyecek misin?

Elimdeki tostu kapıp ısırıyor. Bir yandan çiğnerken bir yandan da konuşmaya başlıyor:

-Bir kız, nasıl olup da beni tanımadan bana âşık olabilir? Tamam ilk görüş önemli, göz göze geldiğinde yüreğinin titremesi gerekiyor fakat eğer anlaşamayacağın bir karakteri varsa ki bunu tanımadan bilemezsin; nasıl âşık olabilirsin?

Gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutuyorum ve bariz olan, onun idrak edemediği gerçeği söylüyorum tekdüze bir sesle:

-Mesele, senin görünüşünün aşırı derecede iyi olması... Sanırım sana bakınca kızların tanıma ihtiyacı olmuyor.

Onunla başka kızların hislerini konuşmaktan nefret ediyorum fakat en iyi arkadaşı olarak bunlarla ilgili sohbetleri yapmam gerekiyor.

Bir an gülüyor ve dalga geçerek yüzünü yüzüme yaklaştırıyor:

-Sen niye öyle yapmıyorsun peki? Benimle konuşman için bir hafta uğraşmıştım.

Ben çirkin, özgüvensiz bir kızım çünkü.

-Ben onlar gibi değilim.

Gülümsüyor, dudakları neredeyse burnuma değecek:

-Evet, sen onlar gibi değilsin.

Nefes alabilmek adına kafamı geriye atıp saçlarımı topluyorum. Aykut konuşmasını sürdürüyor:

-Demek ki sorun kızlarda.

-Aynen.

-Aptal olabilirler mi acaba?

Omzumu silkiyorum:

-Ergenler. Hormonları aşırı çalışkan bir dönemde ve yakışıklı bir çocuktan hoşlanmaları doğal...

-Onlar âşık olduğunu iddia ediyor.

-O da mümkün.

-Ama nasıl?

-Henüz aşkın ne olduğunu bilemeyecek kadar küçükler.

Aykut ellerini omuzlarıma yerleştirip gözlerime bakıyor dikkatle:

-Sen hiç âşık oldun mu peki?

Yalan söyle.

Yalan söyle.

Ayça, hayatında bir kerecik olsun yalan söyle.

Yoksa mahvolacaksın.

Ama konuşamıyorum. Gözlerimi kaçırıp kol saatime bakıyorum:

-Saat epey geç oldu.

Omuzlarımı sımsıkı kavrıyor bu kez. Yüzüne bakmaya çekiniyorum. Anladı. Şimdi bana ne kadar berbat ve ikiyüzlü olduğumu söyleyip tekmeyi basacak.

-Oldun, değil mi?

Yutkunarak başımı sallıyorum.

-Hala onu seviyor musun?

Tekrar başımı sallıyorum.

Aykut bir anda beni bırakıp yerinden kalkıyor. Bir an ne yapacağımı şaşırıyorum ve peşinden ayaklanıp yüzüne bakıyorum.

-Kim olduğunu sormayacağım.

Yine başımı sallıyorum.

-Hadi seni evine bırakayım...

Çantamı omzuma atıp yanında yürüyorum, Aykut sessizce eşlik ediyor bana. Hiç ondan beklenmeyecek kadar sessiz olmasına rağmen konuşturmak için bir harekette bulunmuyorum. Zira konuşursak meselenin tekrar benim aşk hayatıma dönmesinden korkuyorum.

Evin önünde bir sorun olmadığını bilme ihtiyacıyla sarılıyorum çocuğa. Bir an şaşırıyor, bunu aniden gerilmesiyle hissedebiliyorum fakat ardından beni kollarıyla sımsıkı sarmalıyor.

-Hayırdır güzellik?

-Sadece... İyi ki varsın Aykut.

-Nereden çıktı şimdi bu?

-Hep vardı. Hep aklımda... Senin gibi bir arkadaşım olduğu için kendimi dünya üzerindeki en şanslı insan gibi hissediyorum.

-Ah, bir de bana sor.

Sesinde alay hissediyorum ama nedenini çözemiyorum. Ben çekilmeden önce saçlarımın üzerini hafifçe öpüyor. Sanırım yine ailemi özlediğimi düşünüyor. Bazen beni şefkatle öpmesi ve sıkıca sarılıp sırtımı sıvazlaması, hep bu yüzdenmiş gibi geliyor. Yine de üzülmüyorum. En azından, ona delice âşık olduğumu bilmiyor ve yanında durmama izin veriyor. Çoğunda gözüm olması ise adil değil. Onun mankenleri bile kıskandıracak bir kız bulması gerekiyor. Belki ben de nikâh şahitleri falan olurum. Eve gidince de camdan atlarım. Ya da ağlayarak komaya girerim. Ama Aykut'a hiç belli etmem. Onu üzmeye hakkım yok. Olmayacak. Olmasını istemiyorum. Aykut daima mutlu olmalı. Daima.




Instagram: kopru_busra

Pamuk ŞekerWhere stories live. Discover now