#7 Seni Seviyorum

5.8K 180 15
                                    

Arkadaşlar lütfen yorum yazın ve oylayın. Yorumlarınız benim için çok önemli. Onları okurken çok mutlu oluyorum ama gelen yorum sayısı çok az. Her okuyan kısa da olsa bir yorum yazarsa sevinirim. Multimedia’da Jessica var.

İyi okumalar…

Harry kanepeye oturmuş etrafa meraklı aynı zamanda şaşkın bakışlarla bakıyordu. Ben de karşısındaki kanepeye geçtim biraz ürktüm. Harry ile kendi evimde yalnızdım. Ama artık ona olan hislerim farklıydı. Biliyordum ki ben ona aşık olmuştum. Bilmiyorum belki o da bana gerçi ben pek ihtimal vermiyorum.

“Beni neden çağırdın yani evine? Sen benden nefret ettiğini söylüyordun.” İlk konuşan Harry oldu.

“B-ben bil-bilmiyorum. Yani belki arkadaş olarak takılabiliriz. Bu arada Harry ben ödevimizi teslim ettim. Üstüne senin de adını yazdım.”

“Ahh, doğru ödev. Ben çok üzgünüm. Bir gün belki bir dondurmayla telafi edebilirim.” İşte o yine müthiş gülümsemesiyle bana bakıyordu.

“Kes şunu Harry!”

“Neyi?”

“Beni bakışlarınla etkilemeye çalışmayı.”

“Görünüşe göre sen zaten benden etkilenmişsin sadece bunu kabullenemiyorsun. Neyse ben açım hadi bir şeyler yiyelim.”

Onunla birlikte sessiz bir akşam yemeği yedik. O gayet rahat bir şekilde yerken ben ise ona bakmadan duramıyordum. Gerçekten çok karizmatikti. O bukleleri beni benden alıyordu. Birden şiddetli bir şekilde gök gürledi. Yağmuru severim ama gök gürültüsünü hiç sevmem hatta biraz korkarım. Yine korkmuş ve yerimden sıçramıştım. Çok utandım kesin kıpkırmızı kesilmiştim.

“İnanamıyorum yoksa gök gürlemesinden korkuyor musun?” bunu derken sandalyesini bana doğru yaklaştırdı, kolunu omzuma attı ve devam etti. “Korkmana gerek yok güzelim, kollarımdayken sana zarar gelmez.” Kıkırdadım.

Yemeğimiz bitti. Harry bana biraz dışarıda yağmurun altında ıslanmayı teklif etti ilk başta hayır diyecekti ama hayırı kabul edecek bir hali yoktu. Biz de dışarı çıktık.

Yağmur çok şiddetli yağıyordu. Çıkar çıkmaz sırılsıklam olmuştuk bile. Harry’nin bukleleri şimdi düzleşmiş ve alnının önüne düşmüştü yine de saçı harikaydı eminim benim ki karmakarışık görünüyordur. Tişörtü de ıslandığı için vücuduna yapışmıştı, çok seksi görünüyordu. Ben onun önünde bahçenin ortasına doğru yürürken birden beni belimden kavrayıp kendisine döndürdü ve beni kendine yaklaştırdı. Soluk alıp verişini hissedebiliyordum. Eğilip alnını alnıma değdirdi. Eskiden olsa hemen ondan kurtulmaya çalışırdım. Ama yaptığı şey hoşuma gidiyordu. Kendimi çok mutlu hissediyordum. Bu haldeyken –ki çok romantikti, yağmurun altında beraber ıslanmak- konuşmaya başladı.

“Biliyor musun sen tanıdığım ya da birlikte olduğum kızların hiçbirine benzemiyorsun. Sana karşı daha önce hiç kimseye hissetmediğim şeyler hissediyorum ve bu hiç normal değil.”

“Özür dilerim.”

“Ne! Neden özür diliyorsun?”

“Çünkü ilk başta sana kaba davrandım. Beni öptükten sonra dediğin her şey gerçekleşti. Seni rüyamda gördüm. Seni düşünmeden edemedim ve şimdi de sana aşığım.” Bir damla gözyaşı gözlerimden süzüldü. “Ama ben sana aşık olmamalıydım. Şu anda seninle birlikte olmamalıydım. Beni üzüceksin değil mi? Benimle çıkacaksın ve iki hafta sonra benden ayrılacaksın. Kalbim paramparça olucak.”

“Jessica. Seni asla üzmem. Sen farklısın. Senin yanındayken kendimi mutlu hissediyorum. Sen sadece bana karşı ön yargılısın herkes bana kötü çocuk diye hitap ediyor evet belki de bu lakabı hak ediyordum. Ama sana karşı asla kötü bir şey yapamam sen benim yıllardır beklediğim kızsın. Jessica benimle çıkar mısın?”

İkinci kez aynı soru ama bu sefer kalbimi dinleyecektim. Belki bana yalan söylüyordu ama onda benim ona inanmamı sağlayan gizli bir güç vardı sanki.”

“Eveeeeeet!” diye bağırdım. Beni kucağına aldı ve hızlı bir şekilde etrafında döndü. Dönerken bağırıyordu. Seni seviyorum diye. Ben de ona seni seviyorum dedim. İlk defa birine seni seviyorum demiştim. Beni yere indirdi. Gözlerimin içine baktı ben de onun yemyeşil gözlerine bakıyordum. Sonra beni tutkulu bir şekilde öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Yağan şiddetli yağmurun ortasında evimin bahçesinde öpüşüyorduk. Hissettiğim duygular muhteşemdi. Beni kucağına aldı ve eve doğru yürümeye başladı. Hala öpüşüyorduk. Kapıdan içeri girip kapıyı kapattık. Beni kanepeye bıraktı ve geri çekildi. Gülümsedi. Tişörtünden onu kendime doğru çektim ve öpüşmeye devam ettik. O gece inanılmazdı.

~~SABAH~~

Uyandığımda kendi yatağımdaydım. Üstüm örtülmüştü. Demek ki beni yatağıma kadar taşımıştı bense hiçbir şey hatırlamıyordum. Tek hatırladığım artık Harry’nin benim sevgilim olduğumdu. Peki acaba şimdi neredeydi? Belki de evine gitmişti. O sırada odamın kapısı çaldı. İçeri Harry elinde bir tepsiyle girdi. Bana kahvaltı hazırlamıştı. Tanrım beklediğimin aksine çok romantik biriydi.

“Uyanmışsın, günaydın bebeğim.”

“Günaydın.”

Kahvaltımı hızlı bir şekilde yaptım. Harry’i aşağı gönderip üzerimi değiştirdim aslında kalmak istediğini söylemişti ama ben daha ilk günden beni çıplak görmesini istemediğimi söyledim.

Aşağı indim. Harry ile konuşmaya başladık. Birbirimize bir sürü sorduk. Harry şu ana kadar 16 kızla çıkmıştı. Bense sadece bir kişiyle çıkmıştım o da bir hafta sürmüştü.

“Harry sana söylemem gereken bir şey var, bence henüz kimseye birlikte olduğumuzu söylemeyelim.”

“Ama neden? Benden utanıyor musun?”

Ona doğru yaklaşıp elimi buklelerinin arasında daldırdım. Tanrım saçları benimkinden bile daha yumuşaktı.

“Tabiki hayır. Sadece kendimi henüz hazır hissetmiyorum. Herkes özellikle arkadaşlarım nasıl karşılayacak hiç bilmiyorum beni anlıyor musun?”

“Tamam aşkım sen nasıl istersen. Hadi okul için hazırlan yoksa geç kalacağız.”

Tam arkamı dönmüş giderken Harry arkamda bana seslenip “Hey ve lütfen etek gibi bir şey giy.” dedi ve gülümseyip göz kırptı. Beni öldürmeye falan çalışıyordu herhalde. O kadar tatlıydı ki.

Odama gittim şarkı söylerken üstümü falan değiştirdim. Hazırlıklarımı yaptım. Sadece çok mutluyken şarkı söylerdim çünkü sesim berbattır. Birden telefonuma bilinmeyen numaradan bir mesaj geldi. Mesajda kimsenin öğrenmesini istemiyorsan okul çıkışı okulun arkasındaki bahçeye gel. Demişti ve Harry ile dün gece onun kucağında öpüşürkenki fotoğrafımızı yollamıştı. Tanrı aşkına bu fotoğrafı neredn bulmuştu. Dün gece bizi bütün gece izleyen biri mi vardı? Ve bu kimdi kim bana eziyet ediyordu? Aklıma kimse gelmiyordu. Genelde okulda herkesle iyi geçinirdim. Harry’nin sesiyle aşağı inmem gerektiğini hatırladım.

“İyi misin Jess? Bir şey mi oldu?”

“Hayır ben iyiyim. Hadi gidelim.”

“Bekle benim de sana söylemem gereken bir şey var.” Meraklanmıştım. Acaba ne diyecekti?

“Öncelikle harika görünüyorsun. Etek sana gerçekten çok yakışıyor. İkincisi ise seni bir şey konusunda uyarmam lazım ben biraz sevgilimi fazla kıskanırım. Kıskandığım zaman ise öfkeme hakim olmayı pek beceremem. Yani senden ricam lütfen benden başka bir erkekle fazla yakınlaşma. Yoksa onun sonu çok iyi olmayabilir.” Dediğine gülesim geldi. Kendime engel olmaya çalıştım ama pek başarılı değildim galiba.

“Komik bir şey mi dedim acaba?”

“Boş ver hadi gidelim. Söz veriyorum başka bir erkekle yakınlaşmayacağım. Bu arada sen de başka kızlara bakmamalısın.”

“Emredersiniz.” Dedi ve asker selamı verdi. Çok şirindi.

Okula geldik. Beraber yürüyorduk ama el ele tutuşmamıştık. Beni okulun giriş kapısında Liam bekliyordu.

Bad Boy StylesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin