6.Bölüm(Yenilendi)

31.7K 1.3K 274
                                    


  Bu bölümü azelyaediz e ithaf ediyorum.
  İlgin için teşekkürler cnm...

   Çünkü o bakışlar aynı zamanda bir hesaplaşmanın olacağı haberini veriyordu...

   O dakikadan sonra artık Ensar'ın dediği hiç bir şeye adapte olamıyordum çünkü aklım tamamen arka masada gözlerini üzerime dikmiş olan adam daydı...

   Artık burada olmak bir işkence haline geldiğinde Ensar'a döndüm ve "artık kalkmam lazım Tuğbaya selam söyle, şimdilik kısa bir süre için geldim dönünce daha detaylı konuşuruz" dedim ve kalktım ardından aşağı kata inerek yürümeye başladım.

   Korumalardan biri yanıma gelip "abi artık gidelim diyor" dedi ve yanımdan uzaklaştı, tedirgin bir şekilde otoparkın girişine indiğimde etrafıma bakındım kimse yoktu, hızlıca arabaya doğru yürümeye başladım arabaya geldiğimde yine görünürlerde kimse yoktu.

   Kapı açılma sesi gelip ardından ışıklar yanıp sönünce birden irkildim ve içimden kendime saydırmaya başladım ne zamandır böylesine ufacık şeylerden ürker oldum ki...

  Hiç konuşmadan sert adımlarla yanıma yaklaştığını, otoparkta yankılanan ayak seslerinden hissediyordum ama arkama bakmıyordum, yanıma gelip tehditler savuracağını düşündüm ama beklediğim hamle gelmedi, beni transit geçerek ön kapıyı açtı, şoför koltuğuna otururken de "bin" dedi, ifadesiz ve ikaz dolu sesiyle, soğukluğundan ürkmedim desem yalan olurdu, ama neden?, Ne yaptım ki ben şimdi? Üstelik onu ne ilgilendirir benim biri ile konuşmam hem neden öyle canımı alacak gibi yüzüme baktı ki? Ayrıca bana hesap sorma gibi bir şansı yok, hele bir denesin cevabını mutlaka alır...

   Tabi ben ne kadar dik dururum bilmiyorum, hem bir Hint ata sözü der ki "haklıysan hakkını savunmak için taşın altında kal" yoksa öyle değil miydi? Nasıldı ya? Her neyse bana hesap sorma hakkını ona asla vermeyeceğim hem o kim ki?

   Kim mi dedim ben tabi ki Aslan Kral; evet o bir Mezarcı... Ve eminim iç sesimi duysa beni şu arabadan tek hamlede atar, ateşle oynuyorsun kızım Meyra...

   Eve geldiğimizde, koşar adımlarla içeri geçtim onunla konuşmayı ne kadar geciktirsem o kadar iyi olur düşüncesiyle hiç bir şey demeden yukarı çıkmak için yavaşça salondan yürüyerek merdivenlere yöneldim, Aslan beyin takım arkadaşları salondaydı olmazsalar olmazdı zaten Allah bilir kimi öldürmenin planını yapıyorlar...

Aslan...

  Salona girdiğimizde hiç bir şey demeden yukarı çıktı, bende koltuğa geçip oturdum, sinirlerim gergindi ama şu an düşünmem gereken daha önemli işlerim vardı, bu yüzden dikkatimi salonda oturan adamlara verdim ardından konuşmaya başladım.

-Evet sizi dinliyorum Şarapçı hakkında ki tüm bilgilere ulaşabildiniz mi?

-Evet abi ulaştık, bildiğimiz gibi Türkiye de ki tüm alkollü içeceklerin kontrolünü Baron ona vermiş ve sekiz yıldır o idare ediyor, dedi Merdali ardından Paşa girdi konuşmaya;

-Abi şu an iki koldan düşmanımız oldu biri bu soysuz Şarapçı diğeri Şemsi, bu işi en kısa zamanda halletmemiz lazım yoksa onlar saldırmak için atak yapacaklar!

-Ben bir araştırma yaptım abi bu iki şerefsizin tek ortak noktası Arap Turgut'tu onuda ortadan yok ettiğimize göre şuan bir birlerine girecekler kalan koltuk için, dedi Izgara.

-Bir planım var, iki gün sonra bu konu çözülecek ve tek uğraşmamız gereken kişi Şarapçı olacak, dediğimde ilgiyle baktılar.

-Ne yapacağız peki! Diyen Merdaliydi.

Mafya'nın Tutsağı Where stories live. Discover now