three

13.4K 235 35
                                    

"Hala burada olduğuna inanamıyorum." Yeni uyanmıştım ve gözlerimi ovuştururken yatağımda uyuyan arkadaşıma baktım. Ev sahibi olarak yerde uyku tulumunda yatan bendim. Gerçi gece boyu uyumayıp Bay Hood'a küfür etmiştik. Sadece üç saat uyumuştum.

"Ben da hala inanamıyorum. Hele Bay Hood'u canlı göreceğime inanamıyorum. Saldırmadan nasıl duracağım?" sanki Selin benden daha sinirliymiş gibiydi. "Hadi çabuk giyin de gidelim." Okul müdürümüzün Selin'in derslere girmesine izin vermesine çok sevinmiştim. Yoksa bütün gün evde oturur ve müzik dinlerdi. Bunu yapardı ona güvenim tamdı.

Dolabımı açtım ve üzerime en sevdiğim kapüşonlu kazağımı geçirdim. Selin ise kendi kıyafetlerini bir kenara bırakıp dolabımın içinde kayboldu. Konuştuğumuz bütün o sürede ne kadar güzel kıyafetlerimin olduğunu ve kendi ülkesinde bunların olmadığını söyleyip duruyordu. Özellikle grup tişörtlerime hasta oluyordu.

"Kahvaltıya inmeliyiz." Selin hala kıyafetlerime bakıyordu. "Doğru söyle benim için değil bunlar için geldin değil mi?" kafasını salladı. "Ve konser için." Evet Selin 'acil-konser-nolur-çok-ihtiyacım-var-konser-verin-bana-konser-herşey-konser-oh-oh' tarzı bir kızdı.

Biraz daha oyalanırsa geç kalacaktık. "Hadi be." Dedim ve kolundan sürükleyerek mutfağa soktum onu. Annem masayı kurmuştu ve üzerini değiştirmeye gitmişti. Beni hala okula annemin bırakması biraz tuhaftı biliyorum ama okul eve birazcık uzaktı. Sabah bu saatte kalkarsam hayatta yürüyerek yetişemezdim.

Kahvaltımızı yaparken sürekli birbirimize bakıp kıkırdadık. Onu bu kadar yakınımda görmeye alışkın değildim. Ve birkaç gün sonra, tam ona alıştığım zamanlarda evine geri dönecekti. Ve eski sefil hayatımı yaşamaya devam edecektim. "Ne bakıyorsun aptal." Komik aksanıyla konuştu. Sonra kahkaha atmaya başladık. "Çok çirkinsin." Dedim şakayla karışık. "Kendine hakaret etme ama sen de en az benim kadar çirkinsin." Sanki birbirimizi övüyormuş gibi konuşmamız çok komikti.

Annem gelince beraber arabaya bindik. Çok fazla trafik olmaması sevindirmişti. Yol boyunca aynı kulaklıktan şarkı dinlemiştik. İkimizin de acayip uykusu vardı ama gözlerimiz cin gibi açıktı. İkide bir esneyip duruyorduk.

"Çıkışta sizi alırım." Anneme el salladım ve yürümeye başladım. Okuldakilerin bizi umursayacağını sanmıyordum. Selin okuldaki ezikler takımında olduğumu bilirdi. Kendi okulunda o popüler bile sayılabilirdi. Aslında arkadaşa ihtiyacım olsa çok rahat arkadaş edinebilirdim ama hadi ama kim böyle bir okuldan birine ihtiyaç duyar ki?

Fizik sınıfına girdiğim zaman sınıftakilerin gözleri Selin'in üzerindeydi. Dersin başladığını belli eden zilin hemen ardından sınıfın öğretmeni içeri girdi.

Bütün ders Selin'le mesajlaştık

-

"Aslında okulunu sevdim. Tabi herkesin ismimi farklı bir şekilde söylemesi dışında." Yemek yerken kıkırdadım. "Bütün bir gün boyunca Bay Hood'u göremedim." Gözlerimi devirip ilgilenmiyormuş gibi yapmaya çalıştım ama ilgileniyordum. Ben de bütün gün görememiştim ve şimdiki ders onundu.

"İlgilenmiyormuş gibi yapmayı keser misin?" ilgilenmiyormuş gibi yapmak çok zordu çünkü her an onu düşünüyordum. "Bay Hood'la sevişmek için kolumu verirdim." Diye fısıldadım.

Ama lanet olsun ki sevgilisi vardı. Sanki sevgilisi olmasaydı 100% benimmiş gibi konuşuyorum bide.

Yemeklerimizi yedikten sonra biraz bahçede takıldım ve sonunda zilin çalmasıyla birlikte matematik sınıfına gittik.

Bay Hood'u görmeye hazır mıyım bilmiyorum çünkü o günden sonra her gördüğümde mideme kramplar giriyordu. Sürekli beni yakalayıp özel ders işini sormaya çalışıyordu fakat sürekli ondan kaçıyordum.

maths teacher // hoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin