Bizim gibi insanlar akıttıklarımız her gözyaşının yüreğimizi nasıl etkilediğini ve yüreğimizi bir an için güneşin doğuşu gibi aydınlığa kavuşturur Daha sonra her yazdıklarımız yüreğimizin kesilmez gözyaşlarıdır. Biz her yazdığımızda yüreğimizin güneş gibi doğuşu birer zifiri karanlığa dönüşmenin temsilcileridir. Bazıları bilmez belki de insana yazmanın ne kadar zor geldiğini belki yazarken insanın bir başka ruh halini geçtiğini ama biz gibi yazmaya çalışanlar tarif edilemez duyguları sahip olur. Bizim için her yazdıklarımızın altında gizlilikler yatar. Belki bunlar duygularımız, aşklarımız,hayatımızın önemli olaylarıdır. Yazdıklarımız adeta yağmur gibidir bazıları o yağmurda sırılsıklam olacağını bile bile ıslanır,bazıları ise ıslanacağım korkusuyla hayattan kaçarlar. Bizde bu hayatta ıslanacağımızı düşünürsek kenara atılmış,eskimiş birer yazılar bırakırız. Bizim için yaşamak neyse yazdıklarımızda odur. Yazdıklarımız hayatımızın çizilmiş resimleridir. Biz yazarken aşkın nereye götüreceğini bilmeden yazarız. Bazen aşk yıllanmış hatıralar gibi olur. Üzerinden zaman geçtikçe ve evlenmediği sürece değeri artar. Biz işte yazdıklarımızı aşkın bizim üzerimizdeki değerini artırmak için yazıyoruz. Ama bilmiyoruz bu içinde birikmiş ateş parçalarıyla yanan yüreğimizden yeni duygular,ağzımızdan konuşmalar,kalemimizden ise yeni mısralar döktürebilir mi bilmiyorum? Belki dökülecek mısralar tek beni ve aşkını tarif etmez belki de her yeni mısralar yepyeni aşkların baş kahramanı olabilir. Her yeni baş kahraman yeni etki bırakacak. Bu etki belki de dünyada yeni duyguları ortaya çıkaracak bilmiyorum belki de insanı kırık kalplerinde bırakmış olduğu boşlukları bu yeni baş kahramanlar doldururur belki de yeni duygular kaplayacak. Unutmayın bir aşkı yaşamak için sadece seviyorum demek yetmez bir aşkı yaşamak için bilimlerine kadar ona bağımlı olmalısın.
