Moon&Star//17

151 11 12
                                    

O ne olduğunu anlamaya çalışırken bana yaklaşıyor bense uzaklaşıyordum. En sonunda bunun çok saçma ve şu an yapmam uygun olmayacak bir şey olduğunu anladım ve durdum. Kafamı kaldırıp gözlerine baktım ve zoraki bir gülümseme takındım. Kendime bunun sadece beynimin korkularımdan yarattığı bir oyun olduğunu hatırlatıp duruyordum.

Bu sadece korkularından yaratılmış bir oyun.

Bu sadece bir oyun.

"Hey, iyi misin?"

Ona yaklaştım ve yanağına bir öpücük kondurmak için dudaklarımı büzdüm. Fakat ona her yaklaştığım santimde korkum ve endişem daha da büyüyordu. Ya o bir oyun değilse ve bu izlerin bir parçasıysa? Ya tekrar öyle bir şey görürsem?

Bu sadece bir oyun, korkuların seninle dalga geçiyor.

Gözlerimi kapattım ve düşünceler aklımda farklı yerlere kaçışıp saklandığında dudaklarım Harry'nin yumuşak ve harika kokan yüzüyle buluşmuştu. Kokusunu artık çözmüştüm, hafif traş losyonu ve baskın olarak da mango kokuyordu. İkisinin bu orantılı birleşimi harika bir uyum yakalamıştı. Bir an Harry ve kendimi düşünmüştüm. Biz de en az mango ve traş losyonu kadar uyumlu muyduk?

Yine ağlamamı sağlayacak bir şey görmediğim için rahatlamıştım. Herşeyin korkularımın bir tuzağı olduğunu bilmek beni daha iyi hissettirmişti. Şimdiyse tek bir sorun vardı, neden o gece Styles'a adının o olduğunu bilmediğim ve daha önce hiç duymadığım halde Harry demiştim -ki ölye dediğimi hatırlamıyordum bile- ve neden beynim iç sesime hala Harry dedirtiyordu.

"Sence, bana söylemediğin ve benim de daha yeni öğrenmiş olduğum gerçek ismini kontrolüm dışı ve bilinçsiz bir şekilde söylememde bu yeni ve ne olduğunu hala tam olarak bilmediğimiz şeyle bir ilgisi var mi? Yani eğer senin avucundaki benim baş harfim olan 'K' ise bendeki de senin baş harfin olan 'H'."

"Evet kesinlikle bu tuhaf şeyle bir ilgisi var. Hatta biliyor musun şu an seni öpecek olmamda bile o şeyin bir etkisi var." Dudakları yukarı doğru kıvrıldı ve belimden tutarak onunla çok daha fazla yakın bir temas kurmamı sağladı. Dudaklarını yanaklarımda gezdirdi ve bu gıdıklanmamı sağladı.

"Kokunu bu şekilde içime çekebilmeyi ne kadar süredir hayal ediyordum tahmin edemezsin." Sesi çok yumuşak ve çekingen çıkıyordu.

"Hayır bunu tahmin edebilirim ama bunu kaç kıza yaptığını ya da yapmak istediğini tahmin edemem." Kelimeler ağzımdan haberim olmadan döküldüğünde o yaptığı şeyi bırakmış ve bana bakıyordu. Tanrım bunu neden söylemiştim ki. Dudaklarım kontrolüm dışında işlev görmüştü ve beynimle eş zamanlı çalışarak sesli bir şekilde düşünmemi sağlamıştı.

"Böyle düşünmeni sağlayan ne?" Sesi tedirgin ve ofkeli çıkıyordu.

"Bilmiyorum, ben sadece korkuyorum..."

"Söylesene Kayla, bunu düşünmeni sağlayan şey dış görünüşüm mü? Dilimdeki metal ve vucüdumdaki boyalar mı? Söylesene kayla sence bunu daha kaç kıza yapmak istemişimdir? Eğer bunu tahmin edebilirsen yaptığım kız sayısını da tahmin edebilirsin. Çünkü ben istediğim kızı mutlaka elde ederim." Öfkesini kusarken oldukça sakin, soğuk ve ciddiydi. Yutkundum ve nefes almayı denedim. Aldığım nefes bogazıma batıyor ve büyük bir acı veriyordu. Ondan iğrenerek geri çekilmeyi denedim fakat arkamdaki lanet olası tezgah bunu engellemişti. Yumruğunu arkamdaki fayansa indirdi ve mutfak kapısından çıkarken de bir sandalyeyi tekmeledi. Dış kapının kapanma sesiyle gözyaşlarımı serbest bıraktım. Sanırım biz mango ve traş losyonu kadar uyumlu değildik. Bu düşünce göğüs kafesimi sıkıştırdı. Harry'nin sözleri kafamın içinde koşturup duruyordu. Kelimeleri aklımdan her geçişinde miğdem bulanıyor ve gözyaşlarım şiddetleniyordu. Söylediklerini hatırladıkça aklıma köprücük kemiğini öptüğümde olan şey geldi. Belki de o bir gerçekti, büyük ihtimalle o bir gerçekti.

Has llegado al final de las partes publicadas.

⏰ Última actualización: Jan 23, 2016 ⏰

¡Añade esta historia a tu biblioteca para recibir notificaciones sobre nuevas partes!

Moon&StarDonde viven las historias. Descúbrelo ahora